chapter 7

2.5K 141 127
                                    

Bölümün şarkısı↬ Knee socks ↝ Arctic monkeys(Şu gruba ölüyorum)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölümün şarkısı↬ Knee socks ↝ Arctic monkeys
(Şu gruba ölüyorum)

Medya ile okuyunuz lütfen...







Hyunjin dün olanlardan sonra gidip geri gelmemişti.
Onun yokluğundan faydalanıp Beomgyu'yu ziyaret etmek istesem de adamlar son olaydan sonra peşimde kuyruk gibi geziyorlardı.

Yinede odaları gezmenin bir sorun olmayacağını düşündüm.
Salon, mutfak ve kendi odam dışında diğer odaları bilmiyordum.

"Efendim nereye gidiyorsunuz?"

Jung woo seslenip sordu.

"Evi gezeceğim."

"Sizinle geleyim."

Utanmasa tuvalette de peşime takılacaktı.
Samimiyetsizlikle gülümsedim.

Yukarı kata çıkıp odalara bakındım.
Bir başka odanın önünde durduğumda Jung woo seslendi:

"Orası Hyunjin beyin odası efendim girmeseniz daha iyi."

Durdum, bu odaya girmenin iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Ama Jung woo benimle aynı fikirde değil gibiydi, ona yaklaştım:

"Giremeyeceğimi bana sen mi söylüyorsun? Hemde sevgilimin odasına?"

Blöf yapıyordum.

"Hyunjin bey ile sevgili misiniz?"

Burun kıvırarak sordum,

"Aramızda birşeylerin olduğu bariz değil mi?"

Yere baktı mahçup bir şekilde:

"Ben dün gelen hanımefendinin onun sevgilisi olduğunu sanıyordum."

"O eski sevgilisiydi, onun hakkında konuşmayı kessen iyi olur."

"Affedersiniz."

Gülümseyip içeri girdim.

Odası çok geniş ve güzel dizayn edilmişti.
Siyah beyaz tonlar hakimdi odaya.

Çekmecelerini karıştırmaya başladım ve bir kutu buldum.

İçerisinde benim ve Beomgyu'nun gizli çekilmiş bir çok resmi vardı ve arkalarında hepsinin tarihi vardı.

Bizi kaçırmak için her anımızın fotoğrafını çektirip tarihlerini bilmesi biraz manyakça geldi.

Kutuda ayrıca bir not kağıdı buldum, güzel bir el yazısıyla benim neredeyse çoğu bilgim yazıyordu:

"Lee Rae Sun : Yonsei Üniversitesi, English Language and literature 2. Sınıf
Ev adresi: sora sokağı apartman 13 kat 6 Seul/ Güney Kore
Telefon numarası: *************
Öz geçmiş:
Shinwa Seul lisesinden mezun..."

Bunları ve daha fazlasını biliyor olması ürkütücüydü.
Kutuyu yerine koyup dolabını incelemeye başladım.

İki taraflı büyük bir dolabı vardı, bir tarafında kendi kıyafetleri varken diğer tarafında kadın kıyafetleri vardı.

Kıyafetleri incelemeye başladım.
Aynadan kendime baktım neredeyse 1 haftadır aynı şeyleri giydiğimi saçımın berbat göründüğünü farkettim.

Kadın kıyafetleri şüphesiz eski sevgilisinindi giysem vereceği tepkiyi merak ediyordum üstelik gerçekten kıyafetler çok güzeldi.

Üzerime beğendiğim iç çamaşırlarını geçirdikten sonra kafama göre bir elbise deneyip saçımı taradım, dolabın çekmecesindeki parfümlerden birini sıkıp takıları denedim.

Makyaj ürünleriyle bakıştık.
Kırmızı ruju elime aldığım anda kapı açıldı.

"Burada ne yap-"

Cümlesini tamamlayamadan bana dikkatle bakmaya başladı.

Belki de eski sevgilisinin eşyalarını kullandığım için çok sinirlenmişti.
Bana yaklaştı, geri adım atmadım.

"Neden giydin bunları?"

Soğukkanlı bir şekilde sordu ama gözlerini hiç ayırmadı.
İlgisini çekmek için utanmış gibi yapıp yere baktım:

"Şey, uzun zamandır aynı şeyi giyiyorum, kıyafetleri görünce denemek istedim."

Daha da yaklaştı.
Burnuma keskin bir alkol kokosu geldi.

"Peki neden girdin odama?"

"Merak ettim."

Eliyle yanağımı kavradı ve okşamaya başladı.

Şaşırdım çünkü gerçekten sinirleneceğini düşünmüştüm.

"Bana bak"

Yere bakmayı kesip itaat ettim.
İlgisini çekiyor olmam hoşuma gidiyordu, bunların hepsini Beomgyu için yapıyordum sonuçta... Değil mi?

Boynumu öpmeye başladı, sarhoş muydu yoksa değil miydi anlamıyordum. Çünkü normalde de böyle davranıyordu.

"Çok güzel... Çok güzel kokuyorsun."

Aptal bu senin sevgilinin parfümüydü.
Beni o olarak görecek kadar kafayı yememişti değil mi?
Birden ittim.

"Ben Yuri değilim."

"Biliyorum."

"Sanki.. öyleymişim gibi davrandın."

Derin nefes verdi.

"O olamayacak kadar güzelsin."

Evet kesinlikle sarhoştu.
Ona yaklaştım.

"Ama onu seviyordun.."

Gülümseyerek bana baktı.

"Bana zarar verecek şeyi unutmanın en iyi yolu bana iyi gelebilecek birşeye başlamaktır, değil mi?"

Dün ona söylediklerimi tekrarladı.
Sonra daha çok yaklaşarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Geri çekildiğinde kızaran dudaklarının arasından konuştu.

"Bana iyi gelebilecek kişiyi buldum Sun."

...




...




















ᴄʀɪᴍɪɴᴀʟ ꨄ ʜʏᴜɴᴊɪɴ  司法Where stories live. Discover now