episode 2

326 17 21
                                    

"Finn rica etsem bir tane daha şişe getir misin?" Dedim nazikçe.

"Tabi. Getiriyim." Diyip ayağa kalktı.

Charli elinde sigarası ile manzarayı izliyordu. Restauranttaki bir çok kişi kalkmıştı. Çünkü saat 12'ye geliyordu.

"Kızım çok şarap içiyorsun."

"Charli bir şey olmaz sende çok sigara içiyorsun."

"Bir şey olmaz Millie." Benim dediğimi söylüyordu. Şapşik.

Finn elinde şişe ile gelmişti bardağıma doldurdu. Sanırsam dördüncü bardağımdı şimdi içeceğim. Finn'e bakarak gülümsedim teşekkür manasında.

Şarabımdan yudum alırken bir an öksürmeye başladım. Hemen şarabımı bırakıp çantamı açtım. Astım spreyimi çıkarıp içime çektim. Charli ve Finn korkmuş bir şekilde bana bakıyordu.

"Merak etmeyin iyiyim. Buna alışmanız gerekiyor artık."

Kafalarını anlamış şekilde salladılar.

Charli bitmek üzere olan sigarasının dumanını tersine dönüp üfledi. Küllüğe bastırarak söndürdü. Bende o sırada şarabımı dikiyordum kafama. Çok acı gelse bile güzel bir hissiyattı.

Şarabım bittiğinde masadan kalkıp Finn'e sarıldım. "Her zaman ki gibi çok güzel bir geceydi teşekkürler."

"Her zaman Millie."

Elimi çantama götürdüm tam cüzdanımı çıkaracakken Finn elimi tuttu.

"Saçmalıyorsun heralde Millie alış senden hiç bir zaman para almadım almayacağım da."

"Peki öyle olsun bakalım."

Charli'de Finn'e sarıldığında, Finn'e elimi salladım ve restaurantan dışarı çıktık. Charli ve ben birbirimize sarıldık.

"Charli bak ne diyeceğim. Bana gelsene bugün bende kalırsın."

"Çok iyi fikir biliyor musun."

" Evde görüşürüz o zaman."

Dedim ve ikimizde arabalarımıza yöneldik. Ben Charli'den önce çıkmıştım beni takip etsin diye aslında evimi biliyordu ama olsun.

                                  𖥸𖥸𖥸

"Kahve yapıyorum."

"Çok iyi olur." Dedi. Ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Kahveyi yaparken aynı anda telefonuma bakıyordum. Jeremy ile konuşmamıştım bugün hiç.

Bu aralar beni takmadığını hissediyorum. Bende onu çok takmıyordum. Ama biz nişanlıydık. Bir kaç yıl sonra kocam olacaktı bunun için hazır mıyım bilmiyordum.

Kahveyi yaptığımda Charli'nin yanına gittim ve bardağı charli'nin eline verdim. Telefonu masaya bıraktım bende kahvemden yudum aldım.

"Millie bu elbiseyi nerden aldın bayıldım."

"Kendim yaptım ya."

Ciddi misin bakışları yolluyordu bana. Sonuçta küçüklüğümden beri moda tasarım okumak istiyordum bir şey tasarlamak hep hoşuma gidiyordu. Aynı zamanda dikede biliyordum. Ve bu harika bir şeydi.

"Yaparım ben sanada ya sen dert etme."

"Sevindim bak şuan." Diyip kahvesinden yudum aldı.

 special piece | fillie Where stories live. Discover now