Görme engelli, genç bir birey olarak hayatına
devam eden Defne; güçlü, sevgi dolu, masum bir kızdır. Öyle ki, büyüse bile sevdiği masalları okumaktan vazgeçmeyen, oradaki gerçek aşk hikâyelerine imrenen ve onu hapsolduğu karanlık zindandan kurtarac...
Gelin, Defne bu sefer bize neler anlatacakmış birlikte dinleyelim :)
Daha çok gezeceğiz!
İsterseniz Queen'in en sevdiğim şarkılarından olan I want to break free'i dinleyip moda girebilirsiniz
İyi okumalar...
***
Antalya 8 Mayıs 2009
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sohbetin ilerleyen dakikalarında eski okulundaki anılarından, arkadaşlarından ve gıcık olduğu teori hocalarından bahsedip durdu. Ben de onun maceralarını, üzerimize gerilmiş kahve kokuları eşliğinde dinlemeye devam ettim. Ta ki birinin yanımızdaki pencereye çılgınca vurarak çıkardığı seslerle yerimden sıçrayana kadar. Kafe'nin camına öyle hızlı vuruyordu ki az kalsın bu beklenmedik şey yüzünden elimdeki bardağı Emre'nin suratına fırlatacaktım. Neyse ki son anda kendimi kontrol edip durumu çocuğa belli etmeden kurtarmayı başardım.
Üzerimdeki ilk heyecanı attıktan sonra etrafa kulak kesildim ve diğer insanların, durumu benim gibi soğukkanlı karşılayamadığını anladım. Benimle aynı anda kafedeki diğer insanların ve Emre'nin de buna şaşırdığını, hatta kiminin "Ne oluyor be!" dediğini, kiminin ise korkuyla iç çektiğini duydum. Bunu ise yere düşen bardak, çatal, bıçak ve nicesinin acı sesleri izlemişti. Bu kadarı beni aşmıştı. Duyduklarımdan sonra başımı önüme eğip bir mekâna sadece tanıdığım bir kişinin bunu yapabileceğini düşünerek beklemeye başlamıştım ben de. İşte cadı geliyor.
Defne ve Emre'yi kafe de gören Damla'nın gelişi resmen hsksjhlskjh (Kusura bakmayın araya girip bunu paylaşmasam olmazdı çünkü benim aklımdaki girişi bu :)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ortam o kadar gerilmişti ki bütün bu kargaşanın içinde Emre'nin sesini, kafedeki kızgın müşterilerin bağrışları arasından zorlukla duyabilmiştim. Biraz daha dikkatli dinlediğimde ise bana "Eeh şey, sanırım dışarıdaki kız sizin arkadaşınızdı." dediğini seçebilmiştim. Yani en azından buna yakın bir şeydi. Ben de başımı kaldırmadan "Evet, bu ancak Damla olabilir!" deyip parmaklarımla oynamaya başladım. Tabii bunu söylememle içeriye giren ve "Selammm!" diyerek yanımızda beliren Damla'nın sesiyle kulaklarımın pasının silinmesi de bir olmuştu ama neyse, artık alıştığım için bir mahsuru yoktu. Asıl sorun kafede yarattığı kargaşayı çocuğa nasıl açıklayacağımdı. Şimdi ne yapacağım? Ya Emre korkup kaçar ya da insanlar olay çıkarırsa...