MTK 3.Bölüm

4.8K 302 51
                                    

İçeriye girdik. Salondaki koltuklara oturduk. Bu arada Hanne ortalıktan kaybolmuştu. Sanırım mutfakta bize kahve yapıyordu. Acaba diğer kızlar gibi kahveme tuz atacak mıydı.

-'' Evladım bizi tanıştırmayacak mısın? '' dedi Ahmet amca düşüncelerimi bölerek.

-'' Tabi Ahmet amcacım '' dedim. Kardeşimi göstererek;

-'' Bu kardeşim Rümeysa '' sonra Kerimi göstererek;

-'' Bu da Kerim. Kardeşim sayılır '' dedim.

-'' Maşallah, hanım kızımızda pek güzel kapanmış. Okuyor mu? '' dedi. Ben konuşmaya başlamadan Rümeysa atıldı.

-'' Evet efendim. İmam hatipte okuyorum ''

-'' Hanne'de imam hatipte okumuştu '' dedi. Demek o da okuyor. Gün geçtikçe onunla ilgili çok şey öğrenmeye başladım. Annesi ve kardeşinin olmaması gibi. Bunu Ahmet amca dün söylemişti. Pot kaçırmamam için. Allah razı olsun.

Hanne elinde tepsi içinde kahve fincanlarıyla salona girdi. İlk önce babasına sonra Kerim'e ve şimdi de bana uzatmıştı tepsiyi. İçinden kalan iki kahveden birini elime aldım.

-'' Teşekkürler '' dedim. Yüzüne bakmadığım için nasıl bir tepki verdiğini bilemiyorum. Ama eve gidince bu bilgileri Rümeysa'dan alacağıma eminim. Çünkü şu an Gözlerini bizden bir an olsun ayırmadığını hissediyordum. Kahveden hemen bir yudum aldım. Beklediğim gibi bir saçmalık yapmamış bana da herkes gibi bir kahve vermişti. İşte benim beğendiğim kız.

Hanne son kahveyi Rümeysa'ya uzattıktan sonra babasının yanına oturdu. Artık zamanı gelmişti sanırım. Kerim'i dürtükledim ve kulağına eğilip sessizce;

-'' Yapabilecek misin? Zaman geldi '' dedim.

-'' Sen merak etme kardeşim o iş bende '' dedi ve Ahmet amcaya dönerek.

-'' Sebebi ziyaretimiz malumunuzdur'' diye saçma bir cümle kurdu. Ben burada kalpten gideceğim. Ellerim ayaklarım titriyor. Ama Kerim bey dalga peşinde. Bu arada devam ediyor.

-'' Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Hanne'yi kardeşim Ömer'e istiyoruz'' dedi. Sonra sırıtarak bana baktı. Bakışı da 'bak gördün mü?' der gibiydi.

Ahmet amca Hanne'ye baktı. Aralarında mimikle konuştuktan sonra bize döndü. Neye bu kadar heyecenlanıyorsam. Zaten Ahmet amca çağırmıştı beni. Zaten verir. Yoksa vermez mi? Diye saçma düşüncelere dalmışken Ahmet amca konuşmaya başladı.

-'' Evet. Ömer iyi bir çocuk. Hem okuyor hem de çalışıp evini geçindiriyor. Bu azmine hayranım evladım '' dedi.

-'' Teşekkür ederim ''

-'' Belli ki haramdan uzak birisin. İlişkiyi ciddi düşünen ve her iki tarafı da haramdan koruma yanındasın. Hanne çok hassastır. Bunu annesi olmamasına bağlayabiliriz. Bana pek bir şey anlatamıyor. Kız kıza dertleşeceği şekilde hiçbir arkadaşına da güvenmiyor. Allah'ın izniyle bu iş olursa sen ve kardeşin ona yardımcı olun. Dertlerine derman olun istiyorum '' dedi.

-'' Tabi, Allah izin verdiği sürece ömrüm yettiğince onu hiç yalnız bırakmam ''

-'' Eh o zaman verdim gitti '' dedi. Verdim dedi. O zaman şimdi... Allah'ım sana şükürler olsun. Bana hayırlı olanı verdiğin için teşekkür ederim Rabbim.

Yanımda getirdiğim yüzük kutusunu çıkartarak Ahmet amcaya uzattım.

-'' Aferin evladım. İyi düşünmüşsün. Nişanı yapalım da elalemin ağzını kapatalım. Size laf gelmesini hiç istemem'' dedi. Gülümsemiştim. İnsanların ne dediğini umursamayı bırakalı çok olmuştu. Ama madem böyle düşünüyor saygım sonsuz.

Hanne ile aramızda bayağı boşluk kalacak şekilde yan yana durduk. Ahmet amca yüzükleri parmaklarımıza taktı ve dua etti. Rümeysa'da anı olsun diye fotoğraflar çekiyordu. Bense heyecan ve şaşkınlıkla sadece gülümseyerek duruyordum. Hiç bakmasam da Hanne'nin de benim gibi olduğuna emindim.

Biraz oturup sohbet ettik. Rümeysa ile Hanne sanırım iyi anlaştılar. Yüzükler takıldıktan sonra kenara geçip konuşmaya başladılar. Eh ne de olsa Hanne Rümeysa'nın yengesi. Rümeysa'da Hanne'nin görümcesi oluyor. İyi anlaşmaları lazım. Acaba Hanne benim hakkımda ona sorular soruyor mudur? Keşke gelmeden Rümeysa'yla konuşsaydım. Neyse o beni kötü anlatmaz. Off bugün epeyce iç sesimle konuşup saçmaladım. En iyisi susup dinlenmek.

Sohbet ederken zaman hızla geçmiş, saat bayağı geç olmuştu. İzin alarak evden çıktık. Yolda giderken hiç konuşmadık. Kerim'in evinin önüne gelince;

-'' Abi yine geçtin bizi. Sen şimdi habersiz istemeye götürdün. Yarında nikahına çağırırsın '' dedi.

-'' Kerim ne diyorsun kardeşim sen. Habersiz gitseydik sen yanımda olur muydun sence? ''

-'' Harbi ya ben hiç o yönden düşünmemiştim ''
-'' Tamam sen kendini yorma iyi geceler ''
-'' iyi geceler '' dedi. Biz de evimize doğru yol aldık.

Eve girer girmez ellerimi yıkadım ve hemen Rümeysa'yı yanıma çağırdım.

-'' Bücür anlat bakalım''

-'' Ay şimdi o zaman baştan başlayayım'' dedi. Konuşmayı aşırıya kaçacak şekilde seven bir kardeşim var. Şimdi burada iki saat saçmalayacak neyse içinde Hanne varsa katlana bilirim.

-'' Bir kere yengoşum çok güzel. Tatlı dilli falan. Kahve tepsisini tutarken elleri titriyordu ve bu da heyecenlandığının göstergesi. Sen teşekkür edince yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Bu da gözlerimden kaçmadı değil. Sonra babasıyla mimikleriyle konuşurken anladığım üzere verebilirsin bende istiyorum dedi. Kenara geçip konuşmaya başladık. İlk önce birbirimizi tanıdık. Sonra bana seni sordu ''dedi. Hemen araya daldım.

-'' Ne dedin? O ne sordu? Çabuk anlat ''

-'' Tamam sakin ol. Devam ediyorum. İşte nerede okuyor diye sordu ilk. Sonra daha önce ilişkinin olup olmadığını sordu. Hayır yoktu dedim. Sonra biraz karakterinden falan bahsettim. O kadar fazla senin hakkında konuşmadık '' dedi. Demek beni merak etmiş. Aklıma gelen soruyu Rümeysa'ya yönelttim.

-'' Peki kendi hakkında neler anlattı ''

-'' O bizim aramızda ama soracağını hissetmiş gibi eğer sorarsa diye söyledi bir şeyler ''

-'' Çatlatmada söyle hadi ''
-'' Ben Allah ile yaşayan biriyim. Rümeysa'nın anlattıklarına göre sende öylesin. Allah rızasıyla kurulmuş bir yuvam olacaksa seni kabul ederim dedi''

Ah şiir gibi konuşmuş tesettürlüm. Demek o da istiyor. Daha iki üç gündür tanımama rağmen onsuzken hayat donuk gibi. Allah'ım sende olmasan katlanamazdım. Sen nelere kâdirsin. Dualarımı kabul ettin. Hanne'yi helalim kıldın. Sana binlerce kez teşekkür ederim.

/////////

Ömer Allah rızasını gözetmiş, haramdan sakınmış olduğu için Hanne'sine kavuşacaktı. Hanne'de Allah için onu çok sevecekti belki. Ama her zorlukta yan yana mı olacaklar. Yoksa her yoklukta birbirlerinden uzaklaşacaklar mıydılar. Bunu ancak zaman gösterebilirdi. Onlar ise birbirlerine bu zamanı çoktan tanımışlardı.

Mutluluk Tek Kelime ( Bitti )Where stories live. Discover now