VII

373 46 18
                                    

"Dorothea!" diye bağırdı Zayn.
Canı çok yanıyordu. Şapkasını çıkarıp elini kafasının arkasına koyduğunda bulaşan kana bir küfür savurdu. Kafasının arka tarafını kayaya çok sert vurmuştu. "Dorothea!" diye tekrar bağırdı ve karların ezilmiş tarafını takip etti.

"Buradayız!"
Niall'ın sesini duyduğunda etrafa daha dikkatli baktı. "Elini kaldır!" diye bağırdığında güçsüz bir el yukarıya doğru kalktı. Zayn oraya kadar karların ve baş ağrısının izin verdiği hızda gitti. Üstlerindeki karı elleriyle temizledi ve tıpkı ilk gördüğü gün ki gibi yatan kızın yüzünü elleri arasına aldı. "Dorothea. İyisin. Bir şey olmadı. İyisin." Dorothea'nın gözleri neyse ki bilinçsiz bakmıyordu.

"Siktir!" dedi Zayn'in Dorothea'nın kafasını kaldırmasından sonra Niall. Zayn gözlerini Niall'a çevirdiğinde Niall'ın tam Dorothea'nın başının olduğu yerde eli olduğunu gördü.

"Burada kaya vardı. Onun kafasını tutmak isterken elim sıkıştı ve-" devamını söyleyemedi ve elini kendine çekti.
Niall'ın serçe parmağı yerinden çıkmıştı ve anatomik açıdan kemiği çok korkunç görünüyordu, bir de kayanın çizmesinden ötürü ince bir kan süzülüyordu.
"Gitmemiz lazım."
Zayn ikisinin de iyi olmadığını hatta kendinin de iyi olmadığını biliyordu ama bugün ölmeye niyeti yoktu.

Her ne kadar zor olsa da karların arasından çıktılar. Zayn'in gözleri atını arıyordu fakat onu bulamayacağını da biliyordu. Yine de etrafta gözlerini gezdirdi.

"Matiz nerede?"
Zayn kaşlarını çattı.
"Matiz?"

"Attan bahsediyorum. Ona kendim böyle sesleniyordum."

"Yaşama imkanı yok." dedi Niall sızlanarak. "Biz bile nasıl yaşıyoruz aklım almıyor. Ya da yaşıyor muyuz güzel dostlarım? Parmağımı hissetmiyorum bile. Üçümüzün birazdan sıcacık cennette olduğunu düşünsenize..."

"Yaşıyoruz amına koyayım." Zayn soğuğu beyninin içinde bile hissedebiliyordu. Bir süre daha yola devam ettiler. Hava kararmasına yakın bir han bulmuşlardı. Niall yanında tek bir bakır bile olmadığını söyleyip oradan Zayn ve Dorothea ile vedalaşıp yolunu ayıracakken Zayn onu durdurmuş ve deri yeleğinin iç kısmındaki cepten tam dört gümüş karşılığı iki oda tutabilmişti. Fırtına devam edecek gibiydi ve hanların sahipleri bunu fırsat bilip fiyatları arttırmıştı.

Dorothea, Zayn ve Niall odalarına ayrılmadan önce handa sıcak bir çorba içmişlerdi. Bu o kadar iyi gelmişti ki...
Fakat Zayn'in başı dönmeye devam ediyordu. Bir süre uyumaması gerektiğini biliyordu, belki handa bir üstat varsa ona gidebilir ve kafasına sürmek için bir karışım alabilirdi.
Herkes sıcak çorbayla biraz olsun kendine geldiğinde Dorothea ve Zayn odalarına ayrıldı. Niall günlerdir yemek yememenin acısını çıkarıyor gibiydi.
Zayn'e minnet borcu vardı. Bunu fırtınadan aldıkları zararı karşıladıktan sonra dile getirmeyi düşündü.

Zayn'in odaya istediği iki güğüm su gelmişti. Genç kadının daha rahat temizlenebilmesi için bu sefer odadan çıkacaktı ki Dorothea odaya birinin gelmesinden korkup onun gitmemesini istemişti. Zayn yatağa sırtı ona dönük olacak şekilde oturmadan önce şöminenin içine birkaç odun atmıştı. Genç kadın kıyafetlerini çıkardı ve sıcak suyun vücudunu gevşetmesine izin verdi. Sıcak suda çok kalmamış ve hızlıca çıkmıştı. Zayn'in gözleri uykudan kapanacak gibiydi. Yine de orada oturmaya devam etti.

Bu fırtına onların yolunu birkaç gün uzatmıştı. Atlarının da kaybolması cabasıydı üstelik. Nasıl devam edeceklerini bilmiyordu.

Dorothea ıslak vücudunun üstüne direkt geçirdiği kıyafetleriyle Zayn'in önüne geçti. Saçları su damlatıyordu ama gözlerini Zayn'den alamıyordu.
"Sana su ayırdım." ona doğru bir adım attığında Zayn yatakta oturduğu kısımdan kalktı ve arkasında, hemen duvar kenarında duran küvete baktı.
Belki onun da sıcak suyu hissetmesi daha iyi olurdu. Zayn genç kadından hiç çekinmeden deri yeleğini ve kreme dönmüş beyaz rengi gömleğini çıkardı. Vücuduna sardığı kuşağı da çözdüğünde Dorothea gözlerini tek bir anlığına bile ondan çekmiyordu. Zayn kar botlarını da çıkardı fakat altındaki deri pantolonunu çıkarmaya gerek duymadan küvetin içine girdi. Sıcak su onu anında rahatlatmıştı. Hafifçe eğilip sırtının da suyla buluşmasını sağladığında titrek bir nefes çıktı dudaklarından. Acı çekiyordu.

Küvetin içinde bulunan bakır tası aldı ve kanın kuruduğunu bildiği kafasına doğru döktü. Parçalanmış derisine değen sıcak su canını yaktığında gözlerini kapattı.

Ensesine doğru akmış olan kanı da temizlemek adına kendisine su döktü ve parmaklarını ensesine götürüp kuru kanı temizlemeye çalıştı. Bu sırada bakır tasın ellerinden alındığını hissetti.

Zayn ıslanmış kirpiklerinin arasından Dorothea'nın gözlerine bakıyordu. Dorothea sihirli olduğu söylenebilecek elleriyle ensesine doğru akmış kuruyan kanını temizledi ve sıcak suyun onun ensesinden sırtına doğru ince çizgiler halinde akmasına izin verdi.
Zayn hala bu kadına bakıyordu.

Kadının güzelliği belki de ilk defa dikkatini çekmişti.
Nefes kesen bir güzelliğe sahip olduğu doğruydu. Neden kaderi de kendisi kadar güzel olmamıştı ki? Neden kaçmak zorunda bırakılmıştı?

Zayn o andan alakasız olarak konuştu.
"Gözlerin mavi mi yeşil mi amına koyayım?"
Dorothea böyle bir anda söylenmiş en garip şeyi duyduğunda alt dudağını dişleri arasına aldı ve başını eğip güldü. "Işığa göre değişiyor sanırım." gözleri karanlık odayı aydınlatan birkaç adet gaz lambasında dolandı.

Tekrardan kafasını kaldırdığında Zayn'in ıslak sakalına doğru elini uzattı. Zayn ise onun dudaklarına bakıyordu.
Dorothea kendinden beklenmeyecek bir cesaretle üst dudağını onun dudaklarının arasına bastırdı gözleri bilinçsizce kapandı. Dorothea dudaklarını onun dudaklarıyla buluşturmuştu buluşturmasına ama devamında ne yapacağını bilmiyordu. Zayn bu öpücüğü derinleştirmek adına dudaklarını araladığında Dorothea'nın eli onun ensesindeki saçlara gitti, ıslak saçlarına dokunmak bile bu kadar güzelken onlar kuruyken dokunmak kim bilir nasıl bir histi.

Zayn bu kısa ama baş döndüren öpüşmenin ardından dudağını onunkilerden çektiğinde gözleri genç kadındaydı. Neden bunu yapmasına izin vermiş ya da devam ettirmişti bilmiyordu ama bu soğuk kış gününde cehennem kadar sıcak hissediyordu.
Dorothea biraz önce gerçekleşen her şeyin farkına varmış gibi bir adım geriledi daha sonra arkasını döndü ve yatağa girdi.
Bunu yapmaması gerekirdi.
Aynı şekilde Zayn'e arkası dönük yatarken utançtan ölecek gibiydi. Resmen biraz önce bu adamı öpmüştü.

Zayn ise suyun içinden çıktı ve vücudunun ıslaklığını umursamadan gömleğini ve deri yeleğini giydi. Kafasının arkasındaki yara için bir üstat bulma umuduyla odadan çıktı.
Çünkü biraz önceki öpücüğün hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyordu.

Dorothea'nın nefes alışverişleri heyecandan dolayı uykuya dalana kadar düzensizdi.

Çünkü biraz önce ilk öpücüğü gerçekleşmişti.

-

ZAYN MALIK HAYAL Mİ GERÇEK Mİ ÇOK YAKINDA SİNEMALARDA.

ÖYLE YANİ NIALL'DA KATILDI BU BÖLÜM ARAMIZA BAKALIM BU ÜÇLÜ NELER YAPACAK

SAÇMA SAPAN AKLIMA BU ÜÇLÜ ÇOK GÜÇLÜ DEMEK GELİYOR NEDEN ACABA?

BU KAR FIRTINASI ÇOK KÖTÜ OLDU, BİZİMKİLERİN BİRKAÇ GÜN GERİLEMESİNE SEBEP OLDU AMA OLSUN BU BİZİM İÇİN DAHA FAZLA ZOROTHEA DEMEK YİHAHAHAH

#ZAYN

#DOROTHEA

#ZOROTHEA

#NIALL

gunpowder | zmWo Geschichten leben. Entdecke jetzt