25. Bölümün devamı.
Not; Tom Harry'nin hayatına hiç girmemiştir.
Harry Draco gittiğinden sonra tam anlamıyla depresyona girmişti. Onu yeniden görmek gerçekten iyi hissettirmemişti. Hele ki onu pişman görmek.. kendisini bekliyordu. Affetmesini. Ama bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyordu.
~
Draco Harry'e bir çiçek Buketi göndermişti. Beyaz güller.. Harry'nin en sevdikleriydi..
~
Draco Harry'e çikolata göndermişti, sütlü ve beyaz çikolata. Harry'nin sevdikleri.
~
Draco Harry'e onu sevdiğini,pişman olduğu hakkında bir kaç not göndermişti.
~
Draco Harry'e bir şarkı armağan etmişti.
~
Draco yaptığı röportaj'da Herkese Sevdiği birinin olduğunu ve onun bir erkek olduğunu söylemişti. Ve son olarak şu sözleri eklemişti.
'Eğer bir gün beni affeder ise onun elinden gurur duyarak tutucam.'
~
Draco Harry'e beraber resimleri olan albümü göndermişti.
~
Draco Harry'e kendi tişörtü ve parfümünü gönderdi.
~
Draco konuk olduğu tv programında şu sözleri söyledi.
'Biliyorum.. belki de beni hiçbir zaman affetmeyecek, ama.. ben onu bekliyor olacağım. Bundan 5 yıl sonrada onu bekliyor olacağım. Sadece eğer bunu izliyorsa ona şunları söylemek istiyorum. Senin için.. herşeyden vazgeçerim, sadece beni affetmeyi deneyemez misin?'
Hermione hüzünlü gözlerle ona baktı.
'Kendini yıpratıyorsun.' Dedi usulca.
'Biliyorum.' Dedi ve omuz sikti Harry.
'Bence onu affetmeyi deneyebilirsin.. O fazla pişman.' dedi Hermione.
'Muhtemelen.' Dedi ve yine omuz silkti Harry.
'Ve bende bunun için sana uçak bileti aldım. Sabah 6'da biniyorsun..'
'Beni evinden kovuyor musun?' Dedi Harry.
'Harry, tabiki hayır! Kapım sana her zaman açık. Ama Gözlerimin önünde mahvolup gitmenize izin vermeyeceğim. Bizimle Almanya ya gelmeyi neden reddettin hatırlıyor musun? Onu seviyorsun diye. Onun yanında olmak istediğin için. O yüzden o güzel götünü kaldır ve evine dön, onun yanına..'
'Götüm gerçekten güzel mi?'
'HARRY JAMES POTTER!'
~~~
Harry İngiltere'de ki evine geri dönmüştü. Buraya bir daha asla gelmeyeceğini düşünüyordu.. lakin gel gör ki geri gelmişti.
Saksının içinde ki anahtarlarına baktı. Muhtemelen Draco aldı diye düşündü. O anahtarları zaten Draco eve girebilsin diye oraya bırakmıştı.
Cebinde ki kendi anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Ancak ev bıraktığı gibi değildi. Eskisi gibi duruyordu. Eşyaların üzerinde ki beyaz örtüler kalkmıştı. Etrafta gözünü gezdirdi.
Draco'nun ceketi asılıydı, Harry hızla onu eline aldı ve kokladı. Draco burada mı yaşıyordu?
Yatak odasına doğru ilerledi hızlıca. Gördüğü şeyle gülümsemeden edemedi Harry.
Draco yastığına, Harry'nin giderken bıraktığı tişörtü geçirmiş onu sıkı sıkı tutarak uyuyordu. Harry onun çok masum göründüğünü düşündü..
Harry Draco'nun baş ucuna oturdu ve ellerini çok özlediği ipeksi sarı saçlardan geçirdi. Hemen sonrasında ayakkabılarını ve üzerindeki ceketi çıkardı.
Draco'nun sıkı sıkı tuttuğu yastığı aldı ve yerine kendisi yerleşti. Kendisini Draco'nun boynuna gömerken, çok özlediği kokusunu Derince içine çekti.
Draco yavaşça gözlerini araladı.
'Buradasın.' Dedi usulca. Harry tepki vermedi.
'Rüya görüyorum dimi?' Harry kafasıyla onayladı. Ve 'Uyandığında yanında olacağım, sadece uyumaya ne dersin?' Dedi.
'Dalga geçme pis herif!' Dedi Draco ve Harry'i altına aldı.
'Sen.. gerçeksin.' Dedi.
Harry kafasıyla onayladı. 'Buradayım Draco..'
'Seni özledim.' Dedi usulca Draco. 'Çok özledim..' diye devam etti.
'Ben daha çok. Emin olabilirsin.' Dedi Harry. Ve dudaklarını Draco'nun dudaklarına kapadı.
'Ve özlemimi gidereceğim.' Diyerek Draco'nun kucağına çıktı.
Ehm..
Siz de biraz rahat bırakında rahat rahat Özlem gidersinler..
Çok hızlı başlayıp, çok hızlı biten bir kurguydu..
Ee ne diyorsunuz? Beğendiniz miiiğğ??
