Phantomhive Malikanesinde Bir Gün

982 67 93
                                    

Merdivenlerden çıkıp Kontun çalışma odasına gittiniz. Kapıyı açtı içeri girdiniz. Etrafına baktın kitaplıklarda bir sürü kitap karşıda bir masa vardı masanın da arkasında kocaman bir pencere. Oda gerçekten güzeldi, huzurluydu ve insana çalışma isteği veriyordu.

Kont masasına oturdu sen de onun karşısındaki koltuğa (sandalye ya da) oturdun. Olay hakkında tartışmaya başladınız.

Ciel Phantomhive: "Kurbanların resimlerini ve kişilikleri hakkında her şey bu kağıtlarda duruyor incelemek isteyeceğini düşünüyorum" dedi ve kağıtları uzattı.

Kağıtlarda dikkatini çeken şeyler oldu.
"Hımm, ilginç. Kurbanların hepsinin soylu olması sence de garip değil mi? Belki de bu soylulara karşı halk tarafindan çıkan bir isyan bir baş kaldırma olayı olabilir. Çünkü İngiltere gibi monarşi (tek kişinin yönetimi) ile yönetilen ülkelerin çoğunda halk ikiye bölünmüş durumda, soylular ve halk diye ama bu ayrım arasında çok büyük fark var. Köylü halkı çok fakir, zenginler ise çok zengin oluyor, orta gelirli aile sayısı neredeyse çok az. Bunları planlayan kişinin halktan biri olma ihtimali çok yüksek" dedin .

Ciel Phantomhive gülümsedi ve "Neredeyse söyleyeceklerimin aynısını söyledin kraliçenin kedisinden de bu kadarını beklerdim zaten." Bunları duyunca utandın, gülümsedin ellerini birleştirdin ve kafanı onun olmadığı yere çevirdin. Daha sonra tekrar ona bakıp ,

"Sizden bu sözleri duymak beni çok mutlu ediyor kontum" dedin. Ciel Phantomhive ufak bir sırıtma yaptı ve konuşmasına devam etti .

Ciel Phantomhive: " Ayrıca şunu da eklemek isterim ki yerli ve fakir halkın düşüncesi genellikle hayatta kalmak oluyor. Bunları planlayan kişi gerçekten çok zeki olmalı bu yüzden her kesimden insanı düşünmemiz de gerekiyor"

"Çok mantıklı. O zaman bu kişi veya bir topluluk da olabilir soylulara karşı gerçekten büyük bir nefret besliyor olmalı. Fakat neden bu kadar nefret ile dolmuş olabilir ki?"

Ciel Phantomhive: " İnsanlar her türlü şeye sinirlenebilir öfkelenebilir bilemeyiz. Öfke insana her şeyi yaptırabilir.." dedi biraz düşünceli bir şekilde durdu. Tam bir şey diyecekken Sebastian içeri girdi.

Sebastian Michaelis: "Bugün sizlere Siyah çay ve Fransız usulü Madeleine tatlısı hazırladım" dedi tatlıları ve çayı masaya koydu.

"Teşekkür ederim Sebastian " dedin ve içten bir şekilde gülümsedin. Sebastian sana doğru bakmamış efendisinin ne diyeceğine odaklanmıştı .Bu yüzden biraz canın sıkıldı ama neden canın sıkıldığına anlam veremedin. Kont o sırada Sebastian'a seslendi.

"Sebastian bu bir emirdir. Bu olay hakkında daha çok araştırma yapmanı emrediyorum." Dedi Sebastian "Yes, my Lord" dedi o klasik selamlamasını yaparak odadan çıktı.

Sebastian'ın çıkmasını içten içe istemiyordun ama görevin ile ilgilenmek zorunda olduğunu da biliyordun. O yüzden kağıtlara yeniden odaklanmaya başladın.

Ciel Phantomhive: "İstersen tatlılarımızı yemeye başlayalım. Küçük bir tatlı molası hoşuna gidebilir dedi." Tatlısını yiyip çayını içmeye başladı.

Sen de saate baktın 3-4 saattir konuştuğunuzu fark ettin. Gülümsedin ve sen de tatlını yemeye başladın. Tatlılarınız bitince Sebastian da geldi. İnanamadın bir insan nasıl bu kadar hızlı olabilirdi. Şaşırmış bir halde Sebastian'a dönüp,

"Nasıl bu kadar hızlı geldin Sebastian?"

Sebastian: "Bir işi hızlıca halledemezsem kendime nasıl Phantomhive kahyası derim" dedi elini sus işareti yaparak dudaklarına götürdü ve tek gözünü kırptı. O muhteşem poza hayran kalıp bir insanın nasıl bu kadar mükemmel olduğunu düşündün.

Sebastian Michaelis İle Hayal Et✨Where stories live. Discover now