medya çok iyi değil mi kdlsnckdmcl 👌🏻
bu bölüm -HellooSunshinee- 'a 💙💙💙
Annabeth
Annabeth aynada kendine baktı. Dizinin az üstünde beyaz elbisesiyle ve özenle yapılmış saçıyla birlikte çok hoş gözüküyordu, orası kesindi. Ama Annabeth kendini böyle görmeye hiç alışık değildi. Zaten evi dediği yer Melez Kampı'ydı ve Melez Kampı'nda da her an bir görevin kapıya dayanması kaçınılmazdı. Bu yüzden melez kampı tişörtü ve kot şort dışında giydiği çok az şey vardı ve böyle süslü elbiseler bu şeylerden biri değildi.
Bir de yanına kemikten yapılma kılıcını alma isteği vardı. Bir büyüyle saklayabilirdi belki.
Saçmalama, diye düşündü. Asanı yanına al, gerekirse Accio büyüsüyle çağırırsın kılıcı.
Ya da sadece asayla da savaşabilirsin, dedi beynindeki başka bir ses.
Annabeth bundan çok da emin değildi. Kılıçta daha ustaydı. Ama Accio büyüsünü yapmaya zamanı olmazsa zaten asasıyla savaşırdı.
Ne diyorum ben?!
Saldırı falan olmayacaktı! Neden bu kadar endişeli olduğunu bilmiyordu. Koridorda yalnız başına yürürken bir anda endişelendiyse ne olmuştu?! Yarı tanrılarda böyle şeyler sürekli olurdu!
Ayrıca ne olmuş düşürdüğü kitapta yenilmez gözüken bir yaratığın sayfası açılmışsa? Tamamen tesadüf!
Değil mi?
Annabeth sanki beyninin içindeki düşüncelerden kurtulmak istermiş gibi kafasını iki yana salladı. Percy buluşmak için sözleştikleri yerde onu bekliyor olmalıydı. Onu bekletmek istemezdi. Asasını aldı. Sonra da kendisine aynada son bir kez bakıp yatakhaneden çıktı.
Percy
(şimdi klasik sanki kız arkadaşını ilk kez görmüş gibi bir tepki mi istersiniz yoksa percy'nin her zamanki persassyliğini mi? galiba cevabı biliyorum djskndkdmdk)
Percy Annabeth'in ona doğru geldiğini görebiliyordu ama o da ona doğru gidemiyordu. Yerine çakılı kalmıştı sanki. Annabeth zaten çok güzel bir kızdı ama Percy onu ciddi anlamda ilk kez kendine bu kadar özenmiş görüyordu. Annabeth yanına geldiğinde kendini konuşmaya zorladı:
"Çok... kötü gözükmüyorsun."
(dhksndkdmsjamzk)Annabeth onun koluna hafifçe vurdu. Sanki "Bir öküz olma ve beni öv" der gibiydi.
"Şaka bir yana... çok güzelsin sevgilim." deyip Annabeth'in elini kendi eline alıp öptü. Sonra da Annabeth'e kolunu uzattı. "Gidelim mi leydim?"
Annabeth
"Gidelim nazik bayım." dedi Annabeth gülerek. "Bu arada sanki eski dönem filmindeymişiz gibi davranmanı çok sevdim." diye de ekledi onlar yürürken.
"Sana bir sır vereyim mi?" dedi Percy Annabeth'e doğru kafasını eğerek. Annabeth Percy'nin gözlerine büyülenmiş bir şekilde bakmakla meşgul olduğu için biraz geç de olsa cevap verdi:
"Ver."
"Şu an ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yok."
Annabeth kıkırdadı.
Percy'le birlikte salondan içeri girerken de belki de bu gecenin güzel geçebileceğini düşündü.
Maalesef ki yazarın çok başka planları olduğundan haberi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos Kahramanları Hogwarts'ta
FanfictionDüşünün... hiç bir Olimpos Kahramanı'nın ölmediğini düşünün. Bir okul yılı için Hogwarts'a gittiklerini düşünün. Aynı zamanda Harry Potter ve arkadaşlarının da 7. sınıfı, çok kayıp yaşanan Hogwarts Savaşı'nın bitiminde normal bir şekilde okuyacağı...