Mürver'in Seçtiği: Ölüm Emri

67 14 0
                                    

Hikaye Bilgisi: Hala hayatta olan Dumbledore'un Regulus'un arkadaşlarına Mürver Asa'dan bahsettiği ve gelecek günlerdeki görevlerini anlattığı iki bölümlük hikayedir. Birinci kısımda çocukların gündelik yaşamından kareler yer almıştır; bu bölümde ise yaşanacaklardan bahsedecektir.
Anlatıcılar: İlahi Bakış Açısı
---------------

Herkes bir şekilde erkenden okula gelmeyi başarmıştı hatta durumdan son anda haberi olan Ace bile. Evi yakın olduğu için ilk gelen Evan, okulun girişinde Valerie Hyena'yı görünce panikledi; kızla konuşmaması için babasını yanından uzaklaştırdıktan sonra kızın yanına gitti. Valerie onu görür görmez "Evan!" diye bağırarak şaşkınlığını gizleyemedi. İkisi kucak dolusu sarıldıktan sonra Evan, Valerie'nin annesi Carol Bloom'a baktı "Merhaba, efendim! Nasılsınız?"

Evan ve Carol aralarında kısa bir sohbet döndürürken, koridorda Dominic'in sesi yankılandı "İnanmıyorum! Evan da mı burada?" Evan kaşlarını kaldırıp, ukala bir yüz ifadesiyle "Benim olmadığım yer yok, bebeğim!" dedi. Valerie; Dominic ile onun yanındaki Niall'a baktı "Altıncı sınıflar toplantısı falan mı var acaba?" Evan bilmiyorum dercesine dudak büktü "Öğreniriz."

Çocuklar şaşkındı, veliler onlardan şaşkın. En önde Evan, arkasında diğerleriyle birlikte müdür odasının yolunu tuttu. Hepsinin kafası soru işaretleriyle doluydu. Neden çağrıldık? Başkaları da gelecek mi? Gelmeyeceklerse neden sadece biz? Dumbledore içeri sadece çocukları kabul etti ve velilere alt katta, Giriş Salonu'nda, beklemelerini söyledi.

"Profesör," dedi Evan, çoğunluğu boşaltılmış odaya bakarak "gidiyor musunuz?" Dumbledore bir eski müdürlerin tablolarına bir de Evan'ın yüzüne baktı "Tam olarak öyle olmayacak." Yaşlı adam odada voltalar atarken, kimsenin gıkı çıkmıyordu ama herkes neler oluyor diye soran gözlerle birbirine bakıyordu. Birden, Dumbledore pencereye yaklaştı ve içeri bir şahin aldı. Şahin, büyücünün koluna konunca silkelendi. 

"Tam zamanında, Bay Bloody!" Ace kanatlarını çırparak insan formuna dönüştü. Dumbledore bunun yaşanacağını biliyor olacak ki sandalyesinin kenarına astığı pelerini çocuğa uzattı. Ace çıplak bedenini örttükten sonra arkadaşlarının yanına geçti "Efendim, beni neden çağırdınız?" Dumbledore cevap vermek yerine odada voltalar atmaya devam etti. Evan'ın sabrı taşıyordu; yumruğunu sıkarken yüzü kızardı. 

Sessizlik sürüp giderken Rabastan da müdürün odasına vardı "Ayy! Öğrenci toplantısı mı vardı?" diye sordu "Bilseydim gelmezdim. Çıkabiliyor muyuz?" Evan ve Ace kıs kıs güldüler, Rabastan ise kaçamayacağını fark edince arkadaşlarının yanına geçti. Rabastan, Evan ve Ace üçlüsü gizli gizli aralarında kaynatmaya başlarlarken, Dominic "Profesör," dedi "bizi buraya neden çağırdığınızı söylemediniz."

"Bugün buraya davet ettiğim bir kız arkadaşınız daha var. O da gelince size gerekli bilgilendirmeyi yapacağım." Evan'ın omuzları düştü "Regulus geç kalmasa olmazdı zaten- Kız mı dediniz? Başka kim gelecek ve bir altıncı sınıf olarak Regulus neden gelmiyor?" Rabastan'a fısıldadı "Şanslı herif!" Dumbledore ellerini önünde birleştirdi "Bugün burada olmanızın sebebi Bay Black. Bu nedenle, o burada değil." 

Eğlence üçlüsünün bile kıkırtıları kesildi. Dominic soğukkanlılıkla "Nasıl?" diye sorunca, Dumbledore elini kaldırarak diğerlerinin soru sormasına mani oldu ve kapı açıldı, içeri ışıltısıyla göz kamaştıran bir kız girdi. Gözünün önünden gümüş-sarı saçlarını çekerek "Geç kaldım. Affedersiniz, profesör." dediğinde Ace hem şaşırdı hem de sevindi "Katie!" 

Dumbledore, çağırdığı herkes bir araya toplanınca açıklama yapmaya başladı:

"İşinin ehli görücüler bu yaz boyunca bir dizi kehanette bulundular. Her biri, geleceği daha önce hiç bu kadar net göremediklerini söylüyorlar. Mugglelar büyük ve başta başarılı olacak bir başkaldırı için hazırlanıyorlar. Görücüler sadece Mugglelar olduğundan emin ama bana kalırsa bunun içinde farklı bir iş var. Başlarında çok zeki biri olduğu aşikar. Çoğu cadı ve büyücü bu uyarıları ciddiye almıyor, Muggle Bilimi uzmanları ise az da olsa endişelenenleri bastırmayı başarıyor ama iş işten geçtiğinde Hogwarts, Hogsmeade Köyü ve Sihir Bakanlığı çökmüş olacak.

Sizden başka, Bakanlık'ta bulunan birkaç kişiye daha haber saldım. Başkaldırıya karşı koymak adına elimizden geldiğince önlem almaya çalışacağız; Diagon ve Knockturn Yolları'nda karargahlar kuracağız. Eninde sonunda o bölgelerin bulunacağını da biliyoruz ama saklanabileceğimiz kadar saklanacağız. Bu sırada benden sonrakilere asa saklama niyetindeyim. Hem diğer asaları hem de Mürver Asa'yı. 

Üç Kardeşin Hikayesi'ni bilir misiniz? Tabii, aileleriniz Ozan Beedle okumanıza izin vermiyor olabilir ama Ölüm Yadigarları'nı duymuş olmalısınız. Mürver Asa; bizzat ölüm tarafından yaratılan, dünyanın en güçlü asası. Yakın geçmişe kadar bana bağlıydı ama Bay Ollivander'a göre, bağı zayıfladı ve benden kopup yeni sahibine gitmeye hazırlanıyor. Yani, arkadaşınız Regulus Black'e.

Onu hem bedenen hem de ruhen çok zorlu bir yolculuk bekliyor. Mugglelar, Açlık Oyunları adını verdikleri bir etkinlikte siz çocukları öldürmeyi planlıyorlar. Bay Black, Mürver Asa'yı tam da burada bulacak: Arenada. Sizi buraya çağırdım ve bunları anlatıyorum çünkü o gün geldiğinde onun yanında olmanız gerekiyor ve zamanı geldiğinde, arkadaşınız ve büyücü dünyasının geleceği için canınızı ortaya koymanız."

"Yani, bize ölmemizi emrediyorsunuz." diye çıkıştı Niall, asabı bozulmuştu "Bu saçmalık!.. Tamam, Regulus'a değer veririm ama neden illa Açlık Oyunları mıdır nedir ona gitmemiz, katılmamız ya da her neyse o gerekiyor? Gördüğüm kadarıyla Mürver Asa fiziksel olarak hala sizde. Neden onu Regulus'un evine gönderip, bize anlattıklarınızı anlatan bir mektup yazmıyorsunuz? Böylece hem biz hem de Regulus 'zorunlu' bir şekilde Açlık Oyunları'na gitmek zorunda kalmayız."

"Sizden böyle bir yaklaşım bekliyordum, Bay Purdy." Dumbledore o kadar sakin konuşuyordu ki çocuklar onun bu haline daha çok kızdılar "Ancak sorun şu ki: Bay Black sizin gibi değil. O içine kapalı; içinde büyük bir güç olduğu belli ama bazen en güçlü yanımızı göstermek için en zayıf noktamıza dokunulması gerekir. Black'in en zayıf noktası sizsiniz, özellikle de siz Bay Rosier. Regulus Black kimse ona dokunmadan, intikam ateşinde yanmadan açılmayacak. Bu nedenle bu gerekli."

"Pekala," dedi Evan, en az çekinen o'ydu "Mürver Asa'yı nerede bulacağız? Arena dediniz... Tam olarak bölgesi hakkında hiçbir şey söylemediniz." Dumbledore elindeki asaya baktı "Kör noktada olacak; uzağında ama çok yakınından alacak onu." Evan göz devirdi "Sanırım çözmemiz gereken bir bilmece." Dumbledore tebessüm etti ve Katie'ye baktı "Sizi buraya çağırmamın sebebi güçleriniz, Bayan Burns. Veela güçleriniz ve özel eğitiminiz sayesinde Bay Black'in arenadan çıkmasına yardımcı olabilirsiniz. Bu konuda faydanızın dokunacağına inanıyorum." 

Katie başıyla onaylarken, Dumbledore devam etti "Şimdi söyleyeceklerim, hayatta kalacak olanlarınız için. Gringotts'a asa saklama kararı alındı; gizli kasada. Bu sırada, Bay Black bir öncü, bir lider olacak. Büyücü isyanının simgesi olarak, tüm gözler onun üzerinde olacak ve büyücüler ondan bir şeyler görmek isteyecekler. Bunun yükü bir çocuk için çok ağır ama altında ezilmesine izin vermemelisiniz. Hem yaşıtınız hem arkadaşınız hem de isyanın simgesi olarak yardımınıza ihtiyacı var. Onu yüzüstü bırakmayın. İyi şanslar!"

Görüşmeden sonra Valerie ve Katie hemen okuldan ayrıldılar, oğlanlar ise bir köşeye geçip konuyu tartışmaya başladılar. Ace gergin görünüyordu "Abi her şey tamam ama Regulus'un bunun üstesinden gelebileceğine emin miyiz? Zor bir görev ve Regulus'u hepimiz tanıyoruz. O çok... Güçsüz değil, oldukça güçlü ama kırılgan ve duygusal. Kız gibi. Böyle bir görevde gerçekten duygularıyla hareket eden biri mi olması gerekiyor?"

"Tam da ihtiyacımız olan duygusal birisi." dedi Dominic "Regulus'un zekasının duygularının arkasında kaldığı aşikar ama şansımız varsa bizi kurtaracak bir özellik bu. Büyücü dünyasının hali gün yüzüne çıkınca Regulus tabii ki çok öfkelenecek ve üstüne bir de bizden olursa sen gör o zaman duygusallığı. İntikam arzusu iksir gibidir; malzemeleri farklı duygulardır. Regulus bu duygu iksirini kaldırabilecek tek kişi. Yani, bizim aramızdan."

"Doğru," dedi Evan "Rabastan ve bende çok ciddi bir öfke kontrol sorunu var; Ace umursamaz biri ve ön plana çıkmak onun için bir kabus olurdu; Niall, olayları fazla tahlil ediyor. Bir şeyin etik olması için çaba sarf ederken ölürdü muhtemelen. Ve Dominic, sen de aşırı mantıkçısın ve alkol problemin var. Aşırı mantıkçı olduğun için asla gözün dönmez; Rabastan'la ben de aşırı gözümüz dönük olduğu için asla mantıklı düşünemeyiz. Regulus ise dengeli ve ayrıca akla ihtiyacı olursa, yanında bir sürü insan olacak. Akıl verilir ama duygular verilmez... Mürver Asa haklı. Regulus doğru bir tercih ve ben ona güveniyorum." 

"Ben de." dedi Niall ve diğerleri "Ben de." diyerek son fikirlerini belirttiler. Neyse ki artık ikna olmayan bir kişi bile kalmamıştı. 

Mıntıka Hikayeleri | Mıntıka Serisi One-ShotWhere stories live. Discover now