iyi bir babasınız Bay Kim

1.3K 132 55
                                    

Jimin odasına geçmiş geçirdiği geceyi hatırlayarak kıkırdıyordu. Üzerini çıkarıp güzel bir banyo yapmış ve cilt bakımını yapmayı ihmal etmemişti. Kendine aynı zamanda güzel bir kahvaltı söylemişti. Nasıl olsa otelin parası cebinden çıkmıyordu. Sadece onunla bir akşam yemeği yemek için milyonlar dökecek adamları tanıyordu Jimin. Dudaklarının ucu alayla kıvrılırken bu aralar çok sevdiği lila renkli papatyalı pijama takımını giymişti. Toz pembesi olan ev botlarını da ayağına geçirmiş kahvaltısını yapmıştı. Bugün otelden çıkası yoktu genç adamın. Biraz müzik, şarap ve güzel bir mastürbasyon yapmak istiyordu sadece.

Kafasını dinlemek ve belki de kardeşiyle kamerada görüşmek. Kardeşi aklına gelince dudaklarını büzdü. Küçük Yoongi aynı kardeşiydi. Onun gibi kedi gözleri ve inanılmaz sevimli bir gülümsemesi vardı. Ağlak bir ses çıkarıp kendini yatağa attığında önceliği sevgili kardeşine vermek istedi. Eli telefona gittiğinde kapısı çalınmıştı. Jimin kaşlarını çatıp kapıya baktığında bir siparişinin olmadığını, misafir gelse resepsiyondan arayacaklarını biliyordu. Gelen kimdi?

"Jiminnie" Yoonji ' nin sevimli sesini duyduğu gibi kocaman gülümsemiş hızlıca yataktan çıkmıştı. Kapıyı açtığında Namjoon' un mahcup bakışları, ikizlerin ise mutlu yüzlerini görmüştü.

Yoonji elinde ki yeşil ojeyi ona uzatırken konuştu.

"Jiminnie bana oje sürer misin?" dediğinde Jimin kahkaha atıp başını salladı ve geriye çekilerek onların girmesine müsaade etti.

Namjoon kızı için vegan ve çocuklara zarar vermeyecek bir markadan oje almıştı. Çocuklarını kısıtlamalarla büyütmek istemiyordu. Zaten oje bir gün o minik tırnaklarında duracak bir sonra ki sefere kadar sürülmeyecekti. Hem otoritesini koyacak hem de onları küçük yaştan kısıtlayarak kendine düşman ebeveynler haline getirmemiş olacaktı. Namjoon çocukları yere bıraktığında Yoonji hemen Jimin' in bacağına yapıştı. Yoongi 'de ise bir çekingenlik vardı.

"Amanın bu ne güzel bir renk böyle." Dediğinde Yoonji kıkırdadı.

"Yoongi seçti. Babam çok kötü sürüyor." Diyerek anında ispiyonladığında, Namjoon avuç içini anlına bastırıp homurdanmaya başlamış, Jimin' de kahkaha atmıştı. Yoonji' yi kucağına alarak yanaklarından öpmüş sandalyeye oturmuştu. Yoongi' ye baktığında onun dikkatle onları izlediğini gördü. Bu bakışları biliyordu.

"Yoongi balım." diyerek kucağını açtığında Yoongi gülerek ona sarılmıştı. Namjoon çocuklarının ilk defa birine bu kadar yakın davrandıklarını görüyordu. Ama ne diyebilirdi ki. Jimin' in yanında olmak garip şekilde huzur veriyordu. Sadece iki günde bunu öğrenmişti.

Jimin Yoongi' yi de onun yanına oturtmuş ikisine küçük bir fanboyluk yapıyordu. Ojeyi dikkatlice Yoonji' in o küçük sevimli tırnaklarına sürerken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Yoongi alt dudağını ısırmış ojeye, Jimin' e ve babasına bakıyordu. Küçük çocuk da oje sürmek istiyordu. Yutkunup babasına baktığında, babasının yüzünde ki gülümsemeyle onları izlediğini gördüğünde bundan cesaret aldı.

"Baba?"

"Efendim can tanem." Diyerek oğluna döndü Namjoon. Bir sıkıntısı olduğunu, bir şeyi söyleyip söylememek arasında olduğunu elbette ki biliyor, hissediyordu. Çocuklarına yaşları küçük bile olsa kendi kararlarını almaları konusunda özgürlük tanımak istiyordu Namjoon.

"Jiminnie bana da oje sürebilir mi?" dediğinde ortalık sessizleşti. Jimin Namjoon' a baktı. Eğer 'erkek adam oje mi sürer' gibisinden bir cümle kurarsa onunla bir dakika bile aynı odada kalmaya tenezzül etmeyecekti. Ama Namjoon' un yüzünde ki anlayış ve şefkat dolu gülümseme kalbini ısıtmıştı.

"Sen istiyorsan neden olmasın can tanem. Ama senin de Yoonji gibi bir günlük." Dediğinde Yoongi kocaman gülümsemiş, sandalyeden Jimin' in yardımıyla inerek babasına kocaman sarılmıştı o küçük kollarıyla.

"Bir sonraki sefere de sürebilir miyim peki?" diye sordu Yoongi parmaklarıyla oynamaya başlayıp, dudaklarını büzerken. Namjoon onun tombul yanağını öptü.

"Neden olmasın."

Bu kısa sohbet Jimin için soğuk bir kış öğleni içtiği sıcak çikolatanın hissini uyandırmıştı kalbinde. İçi sıcacık olmuş, Namjoon' un ne kadar mükemmel olduğunu düşünüyordu. Namjoon ona bakan Jimin' e baktığında Jimin sadece gülümsedi ve Yoonji' in geri kalan tırnaklarını boyadı.

Sonunda ikisinin de o minicik tırnakları ojeli olunca iki kardeş de hayranlıkla birbirine baktı.

Jimin sessizce yerinden kalkıp valizine ilerledi ve sadece tırnakları için ayrılmış olan çantayı aldı. Jimin nail art' ı oldukça seviyordu. Parmakları kilosuna göre tombul ve kısaydı ama o bunu sorun etmiyor aksine kendi ellerini oldukça sevimli buluyordu. Kendiyle, vücuduyla barışıktı Jimin. Kusurlarını kabul ediyor bunu kusursuzluk olarak adlandırıyordu. Yeni aldığı sevimli tırnak çıkartmalarına bakmış ve çocuklara gülümsemişti.

"Hadi gelip seçin bakalım." Yoongi ve Yoonji gülerek Jimin' e koşmuş her tırnakları için farklı sevimli çıkartmalar seçmişlerdi. Çocuklar ojelerinin heyecanıyla odada koşarken, Namjoon elini ensesine atmış Jimin' e yaklaşmıştı.

"Kusura bakmayın. Sizi de sürekli rahatsız ediyoruz. Ama uyandığından beri Yoonji ojelerinin sizin sürmenizi istedi. Sizi çok sevmişler." Dediğinde Jimin kıkırdadı.

"Bay kim resmiyeti bırakmıştık hani?" başını yana yatırıp kaşlarını kaldırıp gülümsediğinde Namjoon 'da dudaklarını birbirine bastırıp gülümsedi.

"Kusura bakma."

"Ne kusuru canım. Ayrıca bende onları çok sevdim. Dünyanın en sevimli çocukları olabilirler. "dediğinde Namjoon gülerek onayladı. İkili sohbet ederken Yoongi ve Yoonji koşuşturmanın verdiği yorgunlukla genç adamın yatağında uykuya dalmışlardı. Jimin onları bolca öpmek, totolarına vura vura sevmek istiyordu. Yani, evet iki gün olmuştu ama bu çocuklar hem çok sevimli hem de çok güzeldi. Namjoon ikisini de dikkatle kucakladığında, çocuklar babalarına sokulup boynuna sarılmıştı. Jimin onun göğsünün ve omuzlarının ne kadar geniş olduğunu bir kez daha fark ederken, o göğüste uzanmak istediğini fark etti. O kolların arasında tek gecelik bile olsa olmak isterdi. Neyse şimdi bunu düşünüp reaksiyona girmenin bir anlamı olmazdı. Onlar gitsin sonra..

"Teşekkür ederim bugün için." Dedi Namjoon kapıdan çıkıp ona döndüğünde, Jimin flörtöz bir tavırla kapı eşiğine yaslanıp kollarını göğsünde bağdaştırırken gülümsedi.

"Bende teşekkür ederim. Ve iyi bir babasın Bay Kim." Dedi. Soyadını bir parçacık (!) inlermiş gibi söylediğinde Namjoon sadece sessizce güldü ve odasına gitti. 

nice to meet ya |minimoniWhere stories live. Discover now