Eight

261 29 8
                                    


Tom Riddle karşımda ciddi bir bakışla beni süzüyordu.Pekala sanırım bir gülümseme iyi olurdu.Herkes salondaydı ve ikimize bakıyorlardı.Lucius ve Narcissa şaşkın bir şekildeydi ama kardeşlerim daha çok korkmuş ve neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibilerdi.Babam bana yaklaştı karşımda genç Tom Riddle duruyordu.Kolumu sıktı ''Her şeyi nerden biliyorsun!''diyerek bağırdı.Gülümsedim çünkü bana gelip sarılıp ''canım kızım'' demesini beklemiyordum.''Ben olmasaydım şu an bu kadar güçlü olamazdın.Bir teşekkür fena olmadı ha?'' diyip kaşlarımı kaldırdım.Bana çok sinirli baktı ve kolumu daha sıkı tuttu.''Gidiyoruz''dedi ve beni cisimledi.

Geldiğimiz yer Riddle malikanesiydi.Ama eski olan değil.Burası daha çok ıssız bir ormanın içinde saraya benzeyen bir malikaneydi.''Eee niye geldik buraya?''diye sordum.Kolumdan tutup içeri soktu.Burası daha çok siyahlarla süslenmiş bir normal eve benziyordu.Ben yerlerde ya da duvarlarda kan bile beklemiştim.Karşımdaki koltuğa beni oturttu.''Her şeyi anlat çabuk!''diye bağırdı.Bu adam bağıramadan ya da emir veremeden konuşamıyordu belliki.Her şeyi ince ayrıntısına kadar anlattım.''Eeee etkilendin mi bakalım?''dedim gülerek.Şu an kendimi öldürtücektim biliyordum.''Zekan ve bütün kişiliğin bana çekmiş ama..''diyip sustu.''Ama ne?'' diyip ona baktım.''Bütün görünüşün tamamen annene benziyor''dedi sessizce kafasını çevirerek.''Birileri yüzünden adını dahi bilmiyorum''diyip ayağa kalktım hızlıca.''Çocukluğumu çaldın.Kan bağım olmayan insanlarla aile rolü yaptım.Tanımadığım insanlara kardeşlik ve ablalık yaptım.Herkese bana ait olmayan bir soyadı ile tanıtıldım.Annemi hiç göremedim.Bütün çocukluğum aslında babam olan Lord Voldemort adında birinin herkesi korkutmasıyla geçti.Bir şey olucak korkusuyla arkadaşlarımla yakın olamadım.Aşık olduğum çocuğu kendimden soğuttum.Tek amacım gerçekleri öğrenip ailemi geri alabilmekti.Bütün yılım benden nefret edip bırakıp giden zamanla canavara dönüşen bir adamı kurtarmaktı''gözlerim dolu ona baktım ''ama bir Aferin ya da bir Teşekkür bile alamadım''diyip koşarak bir odaya girdim ve üstüme kapıyı kapattım.Gelen ayak seslerini duyabiliyordum.''Kapıyı aç''dedi sadece.İstese açabilirdi ama o benim kendi isteğimle açmamı istiyordu. ''Hayır''diye karşılık verdim. Sırtımı kapıya yaslanıp oturdum.

Uzun bir sessizlik oldu ve yere oturuş sesini duydum. ''Annenin de sinirlenince gözleri dolardı hemen. Hiç kavga edemezdik. Gözyaşlarını görünce donup kalırdım çünkü. Ne yapacağımı bilemez hemen sarılırdım ona.O da hemen göğsüme kafasını koyar ve gülümseyip ''Aptal'' derdi. Bir gün gölün kenarındayken hafif sarhoştuk ve bana dönüp ileride eğer bir kızımız olursa adını Destiny koyacağını söylerdi. Ona gülüp nerden çıktığını sormuştum. O da gülümseyip bana kızının çok güzel olacağına inandığını söyledi ama şüpheleri varmış. O yüzden kaderinin de kendisi gibi güzel olmasını istiyormuş. Bu bana saçma gelse de adını çok beğenmiştim. Sen doğduğunda direkt adını Destiny koyduk. Çok güzel bir bebektin. Kimse bakmaya kıyamazdı. Bütün gece uyumaz başında kitap okur seni ve anneni izlerdim. Annen hep uykucu bir tipti. Onun gibi sen de hep uyurdun. Doğrusu annen bebekler hep uyur demişti'' deyip duraksadı. Ağlamayı kesip kahkaha atmaya başladım. Yeniden konuşmaya başladı ''Annen çok güzel bir kadındı. Uzun boyu ve küçük bir suratı vardı. Saçları siyah ve kısaydı. Kedi gibi gözleri vardı. Adı da çok güzeldi. Celesse...İlk zamanlar onla düşmandık. Birbirimizi kızdırıp dururduk. Onla ilk yakınlaştığımız gün balo günüydü. Düşmanımın partneriydi ve ben de onun düşmanının partneriydim. Dansa kalktığımızda gözlerimiz partnerimizin değil birbirlerimizin üzerindeydi. Sanki biz dans ediyormuşuz gibi. Sonunda dayanamayıp düşmanıma partner değişikliği teklifi sundum ve o da kabul etti. Sonunda annenle dans ediyorduk. Gözlerimiz hiç ayrılmadı. Birkaç kişi kalmıştı dans eden. 'Are u with me'çalıyordu. Dans bitiminde onu masasına bıraktım ve kulağına ne kadar güzel gözüktüğünü söyledim.O gece ondan ilk öpücüğümü almıştım.Şu an nerede olduğunu bile bilmiyorum''dedi.  Ayağa kalkış sesini duydum ve ben de ayağa kalktım. Sanki o an ben de oradaymışım gibi hissettim. Kalbim sızladı ve gözyaşları dökmeye başladım. Kapıyı açtım ve direkt hiç beklemeden sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. O da bana sarıldı ve saçlarımı okşayıp öptü.

Bugünden sonra ne olacak bilmiyordum ama ben ailemi geri almaya kararlıydım.


Sınır:10 beğeni

Destiny RiddleWhere stories live. Discover now