.He is dead.

198 18 9
                                    


Draco yaşlı gözleri ile bindi arabasına. Buna gerçekten inanamıyordu. Babası ölmüştü. Lucius Malfoy hayatına gözlerini yummuştu. Draco 26 yaşında bir adam olmasına rağmen babasına oldukça bağlıydı. Babasını şimdiden özlemişti.

Ve şuan babasının son isteğini gerçekleştiriyordu. Kasabasına dönüyordu, Polperro'ya. Babası lucius Malfoy ne olursa olsun eskiden yaşadığı kasabasına gömülmek istemişti. Draco'da bu isteğini gerçekleştiriyordu.

Polperro'dan giderken 17 yaşındaydı. Ondan sonra da zaten hiç uğramamamıştı. Zamanı mı yoktu, gelmek mi istemedi.. bilemeyiz elbette.

Bir kaç saatlik yolculuğun sonunda draco, çocukluğunu buldu sandı. Etrafında gözünü gezdirdi arabasından inmeden. Kasabanın her yerinde iyi ya da kötü anıları vardı. Küçük bir gülümseme aldı yüzünü.. buraya yeniden geleceğini tahmin etmemişti. Buraya asla uğramayacağını düşünüyordu..

Etrafına baktığında neredeyse birçok şeyin aynı olduğunu farketti. Çocuklar parkta sallanıyordu, gençler banklarda oturmuş sigara içiyorlardı. Diğer tarafdan köpek sahipleri köpeklerini gezdiriyordu. Draco'nun ne için geldiğini unutmuş gibi bir hali vardı.

Deniz kenarında ki gemileri gördü, buranın halkı denize açılmayı her zaman çok sevmişti.. draco'da çocukluğun da çok açılmıştı denizlere.. küçük teknenin içinde öpüşen çifti, pardon birbirlerini yiyen çifti görünce gülümsemesi genişledi. Kumral olan çocuğu tam görememiş olsa bile tanıdığını düşünüyordu. Çünkü bu kasaba da herkes birbirlerini tanırdı.

Draco aracından indi ve derin bir nefes aldı. Buranın kokusunu bile özlemişti. Draco sessiz adımlarla yürüdü. Cenaze töreni yarın olacaktı ve muhtemelen tüm basın burada olacaktı, Lucius Malfoy saygıdeğer bir iş adamıydı. Lucius'un aksine daha fazla oyunculuk ile ilgileniyordu draco. Tanınmamak adına kafasına şapkasını geçirdi ve eski kasabasının sokaklarında yürümeye başladı.

Yüzünde ki sırıtma silinmiyordu. Burada o kadar çok anısı vardı ki.. aklına Hermione ve pansy geldi ilk sokaktan döndüğünde. Onların aşık olduklarını 14 yaşında iken farketmişti draco, bu sokakta ikisi kavga ederken. Sırıtması devam ediyordu..

Ron ve blaise'i anımsadı draco. Onlar diğerlerinin aksine inat etmeden birbirlerine olan duygularını kabullenip, sevgili olmuşlardı.. Tam da şuan Draco'nun önünde olduğu okulun orada, tüm okulun önünde hemde.

Cedric ve mia geldi aklına, futbol sahasını görünce. Mia ile cedric futbol konusunda inatlaşırken bir araya gelmişlerdi. Draco onların didişmelerini hatırlıyordu, mia her zaman çok inatçı olmuştu. Cedric onu yatıştırmaya çalışırken ondan daha inatçı bir karaktere bürünmüştü.

Pardon ama cho'yu sevmiyorum, onu yazmam. Banane! Aaaa baharda yazamadım. Dedim ki mia olsun..

Futbol sahasının yanında ki basketbol sahasını görünce duraksadı. Yüzünde ki sırıtma yavaşça geri çekildi. Burayı çok iyi hatırlıyordu. Nefes almakta zorlanırken aklına dolan anılarla yüzünü hüzün aldı.

Kuzgun karası ve kuş yuvasına benzer saçları, Zümrüt yeşili gözleri, kısacık boyu ile basketbol oynama isteği.. draco onu özlemişti. Ama bu daha çok dostça bir özlemdi.

Harry bir zamanlar draco'nun herşeyim dediği tek insandı. Harry'i severdi draco, zamanında da çok sevmişti. Lakin buradan ayrılmak zorunda kaldığında peşinden harry'i de bırakmıştı. Çünkü artık onunla olamazdı.

Peşinden Harry'nin ne kadar yıkıldığı haberlerini almıştı draco. Harry'i severdi belki ama hayatı her zaman onun için daha önemliydi. Bu kasaba da diğerleri gibi tıkılıp, kalamazdı. Onun hayalleri vardı, gerçekleştirmesi gereken.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 17, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DRARRY- one shotsWhere stories live. Discover now