yazdığım mektupları okuyorken gözün doluyor. ilk mektuptan sonra kağıtları başka bir yere koyuyorsun ve bana sıkıca sarılıyorsun. tüm endişelerini alıp yırtıyorum. artık dünyanın en mutlu insanıyım.
dün kurtardığım kedi balkonda yatıyor. hızla balkona çıkıp onu okşuyorsun, kedi sevgi görmekten memnun. yanınıza gidip seni omzundan öpüyorum. kedi kucağına çıkmış bile.
saçını kulağının arkasına sıkıştırıyorum. utanıp yüzüme bakıyorsun. yanağımı okşuyorsun, sevgi görmekten memnunum. kedi kıskanıyor, sen beni daha çok seviyorsun.
balkondaki günlük sulanması gereken çiçekleri suluyorsun. güneş senmişsin gibi tüm bitkiler sana dönüyor. şimdi ben kıskanıyorum.
"hyunjin, bak bir kelebek!"
mavi bir kelebek, orkide ve manolyanın arasında gidip geliyor. gülümsüyorum. geri orkidede kalmaya karar verdiğinde şaşırmıyorum. manolyaya biraz su döküyorsun. kelebek balkondan uçup gidiyor, arkasından el sallıyorsun. çok şirinsin. minik burnunu öpüyorum.
gece oldu. küçük ve bitki dolu yatak odasında birbirimizi izliyoruz. kendi tarafında yatıyorsun. aklımızdan kirli düşünceler geçtiğinde birbirimizi çimdikliyoruz ancak kendimize engel olamıyoruz. köklerimizi birleştiriyoruz. artık bizi koparamazlar.
fin.
