that faint voice of yours that grazed me.

375 37 49
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Cha Eunwoo, ünlü olmayı seviyordu fakat bazen eskisi gibi rahatça sokağa çıkabilmeyi çok özlüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Cha Eunwoo, ünlü olmayı seviyordu fakat bazen eskisi gibi rahatça sokağa çıkabilmeyi çok özlüyordu. Şimdi de çıkabilirdi ama çıkarken tanınmamak için önlemler alması gerekiyordu.

Bazen korumalarına bile günlük kıyafetler giydirip normal arkadaşlar gibi davranıyorlardı, gerçi Eunwoo zaten çoğuyla arkadaş olmuştu.

"Eunwoo, nereye daldın?"

Korumlarından birinin sesini duymasıyla kendine gelen Eunwoo maskesini düzeltip etrafına baktı. "Neden bir anda sesleniyorsun?"

"Dalmıştın."

"Her neyse..." Alabileceği şeylere göz gezdirmeye başladı, bazı şeylerde korumasının fikrini de soruyordu.

Aldığı dondurmayı sepete atarken yanından gelen yüksek sesli kahkahanın sahibine baktı ve gördüğü şey ile gülümsedi, üç kişilik bir kız grubu sohbet ederek alışveriş yapıyordu ve içlerinden birinin ceketinde kendisinin resmi vardı.

Eunwoo cebinden telefonunu çıkardı ve korumasının arkasına geçti, korumanın ona attığı sorgulayan bakışları umursamadı ve kamerayı açtı. Bu ceketin fotoğrafını çekmesi ve arkadaşlarına göndermesi lazımdı.

Fotoğrafı çekmek için bastığında patlayan flaş ile ne yapacağını bilmeyip kamerayı kendisine çevirdi ve kızın anlamamasını umarak koruması ile selfie çekiyormuş gibi yaptı.

"Pardon bayım, siz beni mi çekiyordunuz?"

Eunwoo duyduğu sesle panik olmuştu fakat hiçbir duygusunu dışarı yansıtmamak için özendi. "Ne? Neden böyle bir şey yapayım?"

"Telefonunuzun flaşının tam olarak bana geldiğine eminim."

"Yanlış görmüşsünüz, öyle bir şey yapmadım." Telefonunu ona gösterdi ve fotoğraf çekmek için tekrar bastı. "Bakın, flaş her türlü geliyor."

"Saygısızlık etmek istemem ama yalan söylediğiniz çok belli."

Eunwoo maskesinin altından dudağını dişledi ve aklına gelen her türlü bahaneyi gözden geçirdi. Ona ne diyebilirdi? 'Ben resimdeki kişiyim de arkadaşlarıma hava atmam lazım?' Bunu derse ya bir tokadı yerdi ya da yarın haberlerde olurdu.

Belki de kendisinin hayranı gibi davranmalıydı. "Bakın, kötü bir başlangıç oldu. Bundan dolayı dediklerimi unutun. Doğrusu, ceketinizde resmi olan idolün hayranıyım ve aynı ceketten ben de istiyorum."

Karşısındaki kız baştan aşağı onu süzdü ve doğruyu söyleyip söylemediğini anlamaya çalıştı. Sonrasında omuzlarını silkti. "Eğer beğendiyseniz bana söyleyebilirdiniz, kendim yaptım bunu."

"Pardon?" Eunwoo kaşlarını kaldırdı ve onun nasıl bu kadar güzel bir ceketi yapabileceğini düşündü, çünkü üstündeki ceket gerçekten çok güzeldi. Sırf kendisini görmek için bile ceketi alıp evde onunla dolaşabilirdi.

"Bana doğruyu söylediğiniz için teşekkür ederim." Kız cebinden bir kağıt ve kalem çıkardı ve bir şeyler yazmaya başladı. "Bu benim numaram, isterseniz size de ceketten yapabilirim."

"Teşekkür ederim." Kağıdı aldı ve giden kızlara baktıktan sonra korumasına döndü. Koruması ona şaşkın bakışlar atıyordu fakat Eunwoo umursamadı ve telefonunun kilidini açıp galeriye girdi. Galeride kızın ceketini görmeyi beklerken gördüğü şey kendisinin ve korumasının abuk subuk bir resmiydi.

Ardından elindeki kağıt dikkatini çekti, kıza mesaj atıp ceketin resmini istebilir ve arkadaşlarına hava atabilirdi. Yüzüne yayılan gülümsemesi ile birlikte kasaya doğru yürümeye başladı.

İlk defa menajerine uyup maske taktığına sevinmişti, belki de büyük bir skandaldan son anda kurtulmuştu.

❝jacket❞ ‣ eunwoo + doyeon. ✓Where stories live. Discover now