15.Bölüm

1.2K 101 5
                                    

--Yazarın Ağzından--

---Bir kaç saat sonra---

"Daha iyi misin Duru? Bak kötüysen yemeği ertelebiliriz." dedi Derin korkarak. 

"Daha iyiyim Kraliçe'm merak etme. Hem sen benim adıma korkuyor musun?"

"Tabiki de korkuyorum. Sen benim kardeşimsin. Korkmayıpta napıcam."

"Tamam. Biz niye 2 araba gidiyoruz?"

"Çünkü yemek sonrası seninle yolculuğa çıkıcaz. Ağzını açayım deme kıyafetleri ben ayarladım. Ve pazartesiye burda oluruz. Var mı daha itiraz edeceğin bir şey?"

"Beni bu kadar iyi tanıman biraz korkuttu." dedi Duru. Derin sadece gülümsemekle yetindi. Sonunda eve geldiklerinde hemen arabaları park ettiler. Ve evin zilini çaldılar.

"Hoşgeldiniz Derin kızım ve arkadaşları." dedi evde yıllardır çalışan Fatma Hanım.

"Hoşbulduk Fatma Sultan. Annemler salonda mı?" dedi Derin.

"Evet salonda sizi bekliyorlar." dedi Fatma Hanım. Derin'in önderliğinde salona gittiler.

"Hoşgeldin Prensesim ve onun saz arkadaşları." dedi Rıza Bey. 

"Öyle deme baba. Onlar şu 1 haftada benim kardeşim oldular." dedi Derin kardeşlerini savunmak amacıyla.

"Senin burda ne işin var?! Lan yoksa siz sevgilisinizde bunu mu açıklıycaksınız?! Derin doğruyu söyle abicim bu it seni rahatsız mı ediyor?" diye konuşmanın ortasına bodoslama daldı Çağatay. Derin baygın bakışlarla abisine baktı. Kardeşleriyle göz göze gelince hepsi sanki bu anı bekliyormuş gibi kahkaha atmaya başladılar. 

"Ben burda komik bir şey göremiyorum." dedi Çağatay. Hepsi sakinleştiğinde olayları anlatmaya başladılar. (Kesinlikle olayları baştan sona anlatmaya üşenmedim). 

"Madem kızımızın kardeşlerisiniz. Artık bizimde çocuklarımız sayılırsınız. Derin'e bu kadar iyi geldiğiniz için teşekkürler. Hadi sofra hazırdır. Artık yemek yiyelim." dedi Zuhal hanım.

"Lan bi an senin ve şu itin sevgili olduğunuzu düşündüm. Off ya aklımda çok güzel işkence planları vardı." dedi Çağatay Deniz'i göstererek.

Yemekler yenmiş. Kahveler içilmiş. Sohbetler edilmişti. Artık kalkma zamanı gelmişti.

"Sohbetinize doyum olmaz gençlik ama bizim kalkmamız lazım." dedi Derin.

"Biz derkene?" dedi merak ederek Duman

"Duru ve ben hafta sonu kaçamağı yapcaz. Olaylar üst üstte geldi. Duru'nun bu kaçamağa ihtiyacı vardı."

"Tamam bizde kalkalım Buzdolabı. Bir sorun çıkarsa bir telefon uzağındayım Kraliçe'm." dedi Deniz

"Burda koskoca abisi dururken seni niye arasın it." dedi kıskanarak Çağatay. 

"Kardeşi olduğum için. Hem bi daha bana it deme." dedi Deniz

"Naparsın it?" Deniz bu laftan sonra tam Çağatay'a dalacakken araya Derin girdi.

"Başka zaman aranıza girmezdim ama ben olmadan birbirinizi öldüremezsiniz. O yüzden Duman al şu Şarlatan'ı ve eve gidin." dedi Derin. "Bana bakın sakın ev bize kaldı diye eve kız atmaya falan çalışmayın yoksa sizi öldürürüm. Beni duydunuz dimi?"

"Sen merak etme. Eve kesinlikle kız atcaz." dedi Deniz Derin'i sinir etmek ister gibi. Derin tam Deniz'e dalacakken Duman aralarına girdi.

"Eee siz gitmiyor muydunuz en son?" dedi Duman.

"Gidiyorum ama şunu bilinki evin her yerinde güvenlik kamerası var. Yani Şarlatancığım eve kız atarken 2 defa düşün derim." dedi Derin ölümcül bakışlarıyla Deniz'e bakarken. 

"Buzdolabı yardım et. Bana o zümrüt gözleriyle kötü kötü bakmaya başladı yine." dedi Deniz. Deniz'in bu lafı üzerine herkes kahkaha atmaya başladı.

"Neyse biz artık gidelim yolumuz uzun." diyip kızlar vedalaştılar ve arabaya bindiler.

"Nereye gidiyoruz?"

"Muğla'ya." Duru soran gözlerle bakmaya başladı. "Madem seni evlatlıktan reddettiler orada eşyalarının kalmasının bir anlamı yok. Bu yüzden gidip eşyalarının hepsini toplayıp geri döncez." Duru kafasını tamam anlamında salladı ve kafasını cama yaslayıp akıp giden yolu seyretti.

^^^^^^^^

Arkadaşlar bir texting kitabı yazmaya başladım ama yayınlayıp yayınlamamak arasında kaldım. Size soruyorum yayınlayayım mi? Texting kitabı bu kitaptan biraz daha farklı.


Muhteşem Dörtlü'nün DoğuşuWhere stories live. Discover now