Sınavlar sınavlar sınavlar. Neredeyse yaptığın her şeyi tüketiyormuş gibi vücudunun her yerinde stresi hissedebiliyordun. Önünde kitapların vardı ama işe yaramadan öylece duruyorlardı.
"Naber?" Odanın kapısında tanıdık sesi duydun. Chan sınav döneminde ne kadar strese girdiğini biliyordu, bu yüzden seni kontrol etmeye geldi ama başını ellerinin arasında gördüğünde kalbi biraz kırıldı.
"Artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum, tüm bunları son teslim tarihlerine yetiştirmeyeceğim ve yaklaşan sınavlardan bahsetmiyorum bile." Chan yanına oturmak için aceleyle hareket etti.
"Tamam derin bir nefes al." dedi yumuşakça. Kollarını açtı ve sen hıçkırarak onu seve seve kabul ettin. Parmaklarını saçında gezdirdikten ve sana cesaretlendirici sözler söyledikten sonra sakinleşmeni bekledi.
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Minho
"Seni havaalanından alacağım"
Bir ay, bir aylığına iş gezisine çıkmıştın. Tüm arkadaşlarından ve Minho'dan uzakta. Her zaman birbirinizi arayıp mesaj atmıştınız, ama hiçbir şey onun kollarında olmakla ve onunla birlikte olmakla aynı şeyi hissettirmiyordu.
Sen bavulunun geri kalanını yerleştirirken hattın diğer ucunda "Seni havaalanından alacağım." dedi. Onun bu tatlı hareketine gülümsedin, ama uçağın erken bir saatte iniş yapacaktı ve onu o saatte oraya getirtmek istemedin.
Kısa bir tartışmadan sonra yenilgiye uğradın. Ne kadar uğraşırsan uğraş ona asla hayır diyemezdin. Vedalaştınız ve nihayet onunla tekrar birlikte olmak için havaalanına doğru yol aldın.
"Seni özledim" sonunda yeniden bir araya geldiğinizde saçlarına doğru iç çekti, hem yorgun hem de açtın ama yıllar gibi gelen bir ay sonunda birbirinizin kollarındaydınız.
Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
