1. Bölüm Ölüm Tehditleri

392 44 307
                                    

Yeni kitap yeni maceralar. Bu kitabın olayı nedir? Biliyor musun? Bilmiyorsan okumaya devam et.

"Bay Agreste! Sette bekleniyorsunuz!"

Set çalışanlardan biri bana seslendiğinde daha fazla vaktim olmadığını anlamıştım. Son kez derin bir nefes alıp çekim yaptığımız yer olan parka döndüm.

Parkta herkes yerlerini almıştı ve sahneyi çekmeye hazırdılar.

Onları bekletmeden baş rol oyuncusu kızın karşısına geçtim. Önceden makyajım yapılmıştı ve ben sadece setin hazırlanmasını bekliyordum.

Yönetmen sahneyi kısaca açıkladı. Bu sahnede ben kıza aşkımı itiraf edecektim ve kız beni reddedecekti bir kaç damla göz yaşı da reddedilişime eşlik edecekti.

Yönetmenin "Motor!" diye bağırmasıyla sahneye başladık.

Ben bir bankın bir ucunda oturuyordum. Kız yavaşça geldi ve bankın bana en uzak kısmına oturdu.

"Beni neden çağırdın?" diye sordu kız soğuk bir sesle.

"Sana bir şey söylemek istiyorum." dedim kısık bir sesle.

"Söyle." derken bana döndü kız. bende ona döndüm ve derin bir nefes aldım.

"B-ben seni seviyorum." dedim ve gözlerimi kapatıp gelecek cevabı bekledim.

"S-sam? Ama nasıl?" diye sordu sesine şaşırmış bir ifade katarak.

Oturduğum banktan kalktım, kıza arkamı döndüm "Nasıl sevdiğimi ben bile bilmezken sana mı anlatacağım?" dedim. bu sırada gözümden ilk damla akmıştı.

Kız arkamdan yaklaştı ve beni kendine çevirdi.

"A-ama sam ben başka birini seviyorum. bunu en iyi sen biliyorsun." dedi. Her bölümde canlandırdığım karakter olan Sam karşımdaki kızın ana karakteri anlatmasını dinliyordu ve son bir kaç bölümdür de Sam ve kızın arası bozuktu.

Kızın omuzlarından tutum "Adriana seni seviyorum. Sen beni sevmesen de bu değişmeyecek." dedim karşımdaki kızın gözlerine bakarak.

Kız bana acıyarak baktı. Bu bakışı hiç sevmezdim ama bu rol icabı kaldırıyorum.

...

Fanların bana üzüleceği bir bölüm daha çekmiştik.

Dizi sıradan bir aşk dizisiydi. Benim rolünü sorarsanız bahtsız ikinci erkeğim. Her zaman olduğu gibi. İkinci erkek olmak gerçekte çok zor olsa da dizide çok zor bir yanı yoktu. Tek görevim kızın ana karakteri anlatışını dinlemekti.

Bu tabii ki gerçekte çok acı veren bir şeydi. Ama bu sadece bir diziydi.

Bu bölümün çekimleri bitmişti ve ben arabama doğru ilerliyordum.

Parkın yakınlarındaki bir otoparka bıraktığım arabama gittim ve kapısını açıp bindim. Arabayı çalıştırdım ve evime sürdüm.

Kısa bir süre sonra evimin bulunduğu binanın önüne geldim ve arabayı park ettim. Arabadan indim ve evimin bulunduğu apartmana giriş yaptım.

Çok büyük bir bina değildi zaten ben de büyük bir evde kalmak istemiyordum. Bana yetecek kadar büyük bir evdi.

Apartmanın kapısını açıp içeri girdim. İki kat çıkıp evime ulaştım. Kapının önünde bir kutu vardı. Eğildim ve kutuyu aldım. Ne oldugunu merak ediyordum.

Kutu güzel bir şekilde bir kurdele ile bağlanmıştı. Kötü bir şey olmadığını düşünerek kutuyla birlikte kapıyı açıp içeri girdim.

Kapı açıldığında beni modern bir şekilde dekore edilmiş salonum karşıladı.

Salondaki koltuklardan birine oturdum ve kutuyu önündeki sehbaya bıraktım. Dikkatli bir şekilde ilk kurdelesini çözdüm ardından da kutunun kapağını açtım.

Kutudaki şeyle adeta başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Kutuda ne mi vardı? Bir ölüm tehdidi daha. Kanla yazılmış bir ölüm tehdidi...

Bu ne kadar sıklaşırsa sıklaşsın her seferinde aynı etkiyi yaratıyordu.

Bu tür olaylar yüzünden defalarca evimi değiştirmiştim.

Benden neden bu kadar nefret ediyorlardı? Ben onlara ne yapmıştım.

Bunlar dayanılmaz bir hale geliyordu.

(Bu daha çok bir idolün başına gelenler zaten ben de onlara göre yazıyorum. Bunun sonunu kpop fanları bilir...)

Gözlerimden bu sefer gerçek yaşlar akmaya başladı. Her seferinde ağlamak zorundaydım zaten...

Ellerim titireyerek telefonumu çıkardım ve Nino'yu aradım.

Bir kaç defa çaldı ve telefon açıldı.

"Alo!" dedi telefonun diğer ucundan neşeyle Nino.

"D-dostum..." kelimesi çıktı ağzımdan zorlukla.

"Adrian ne oldu? Sen ağlıyor musun?" dedi. Sesinde ki neşe yerini endişeye bırakırken.

"Buraya gelir misin?" dedim. Sesim yine çıkmıyordu.

"T-tamam hemen geliyorum. Evdesin değil mi?"

"Evet..." dedim kısaca ve telefon yüzüme kapandı. Bense kanlı ölüm tehdidine bakakalmıştım. Gözlerimden hala yaşlar akarken...

Evet yeni kitabımla karşınızdayım. Bu kitap biraz üzücü olacak gibi ama siz buna dayanırsınız bence.

Bu bölüm biraz girişi bölümü gibi oldu değil mi?

Adrian'a üzülen var mı?

Ben üzülüyorum...

Bir de idollerin yaşamı üzerinden kurguladım bu bölümü. Cidden böyle şeyler yaşayan insanlar var yani.

Neyse görüşürüz!

Bring It Back [Adrinette]Where stories live. Discover now