Rianorya | yoonmin |

41~|Plaj|

×

Hoseok hyung bizim arabaya bindiği için biraz sıkışıktık. Jin hyung arabayı kullanıyor Namjoon hyung da ön koltukta oturuyordu. Arkadaki koltukta ortada oturan ben, sağımda sevgilim solumda ise öfkeyle kuduran Hoseok hyungum.

"Beni unuttuklarına hala inanamıyorum!"

"Hoseok sakin ol artık. Ne de olsa bizsiz tekneye bile binemeyecekler. Mal gibi oturuyorlardır."

Jin hyungun lafıyla sinirle saçlarını karıştırdı Hoseok hyung. Bakışlarımı sağımdaki hafif bir parfümle kendisini hatırlatan bedene çevirdim. Bozuk yollara rağmen kafasını cama yasladığı için hafifçe başını çarpmasına rağmen uykusu kaçmıyordu.

Kolumu ensesinden atarak cam ile başının arasına avcumu koydum usulca. Minik dudakları hafif aralıktı ve stabil bir şekilde nefeslerine devam ediyordu. Minicik gözüküyordu uyurken.

Ağzını şapırdatarak dudaklarını yalamış sonrasında yanağını avuç içime sürterek tekrar yanağıma yerleştirmişti.

Kedi gibiydi...

Sonunda limana geldiğimizde önümüzdeki siyah arabanın Taehyung'a ait olduğunu anlamıştım.

Jin ve Namjoon hyung arabadan inerek bagajdaki bavulları tekneye taşımak için bagajın başına geçerlerken Hoseok hyung hızla arabadan indi.

Bakışlarımı Yoongi'ye çevirdiğimde hala mışıl mışıl uyuyordu. Onu uyandırmak istemiyordum ama uyanması lazımdı.

"Bebeğim."

Usulca seslenerek yanağını minik parmaklarımla okşadığımda ağzını şapırdatarak kaşlarını çattı. Gülerek yanağını öptüğümde dudakları usulca kıvrılmış sonrasındaysa gözlerini aralamıştı.

"Yoongi, geldik."

Dudaklarını yalayarak bakışlarını bana çevirdiğinde gülümseyerek elimi tuttu. Fark etmemesi için elimle başı arasındaki elimi hemen indirdim.

"Adaya geldik sanmıştım. Daha arabadaymışız..."

Gülerek saçlarını karıştırıp Hoseok hyungun arabada bıraktığı hasır şapkayı Yoongi'nin başına geçirdim.

"Çok yakıştı."

Gülerek arabadan aşağıya inerken duyduğum çığlıkla bakışlarımı önceki arabaya çevirmiştim.

Hoseok hyung, Jeongguk'un kolunu ısırıyordu...

"AH H-HYUNG BIRAK ACIYOR BE!"

Jin ve Namjoon hyung umursamazca bavulları indiriyorlardı ve Taehyung'u göremiyordum. Burun kemerimi sıkarak derin bir nefes verdim ve Hoseok hyunga yaklaştım.

"Hyung napıyorsun bırak çocuğu."

Jeongguk'u çekerek Hoseok hyungdan uzaklaştırırken bakışlarımı arabaya çevirdiğimde Taehyung'un ön koltukta uyuduğunu fark ettim.

Bu gürültüye rağmen uyuması, harika.

Hoseok hyung sinirle söylenirken Jeongguk dudaklarını büzerek ısırılan kolunu ovalıyordu.

"Hyung yemin ederim ki aklımdan çıktı. Araba kullanırken de telefona bakmıyordum. Taehyung zaten uyuyordu."

Hoseok hyung gözlerini devirerek kendi bavulunu tekneye taşımak için eline aldı.

Jeongguk ise koluna üfleyerek ovalıyordu.

"Jiminie, iz kalır mı sence?"

"Kalmaz merak etme."