𝐒𝐭𝐮𝐜𝐤 𝐖𝐢𝐭𝐡 𝐔 | 𝐅𝐞𝐥𝐭𝐜𝐥𝐢𝐟𝐟𝐞

6 | Cinema

"Gerçekten inanamıyorum! Muhteşem gözüküyorsunuz." dedi Emma Daniel'ın telefonundan dünkü çekimde çekilen fotoğraflara bakarken. Scarlet çoğunu ona atmış bir sürü de göz kırpan emoji göndermişti. Rupert ise şaşkın duruyordu. "Şimdi bu yaptıkları benim sapık teorimi onaylıyor." dedi iki arkadaşını da güldürerek. Sonra "Ama," diye devam etti. "Sapık olsaydı, bunca şeyden sonra sinemaya çağırmazdı galiba."

"Sonunda!" Emma sonunda onun anlamasına sevinip Rupert'ın yanağından öpünce Rupert gülümsedi. Daniel da son kez aynadan üstünü düzeltti. "Güzel gözüküyor muyum?" diyerek arkadaşlarına döndüğünde ikisi de baş parmaklarını havaya kaldırarak onu onayladılar. "Muhteşemsin." dedi Emma, onun arkasından da Rupert "Harikasın." diye ekledi. Eğer dümdüz bir şekilde güzel deselerdi Daniel tekrardan üstünü değişirdi, biliyorlardı. Güzel kelimesi bu tarz şeylerde asla ona yeterli gelmiyordu.

"Eminsiniz değil mi? Beş dakika sonra çıkmam lazım." Üstüne ceketini giyerek bir kere daha bakınca Emma gülerek ayağa kalkıp Daniel'ın arkasından sarıldı. "Eminiz. Bu kazağın sana çok yakışıyor." dediğinde Daniel rahat bir nefes aldı. Açık mavi bir kazak giymişti, siyah dar kot pantolonu vardı, üzerine de siyah bir bomber ceket almıştı.

"O da yine milyon dolarlık takımıyla gelmez herhalde." dedi Rupert, Daniel'ın yatağına yayılırken. Daniel da gülerek ona döndü. "Takımlarından bahsetmeyi bırakmalısın bence artık." dediğinde Rupert omuz silkti. "Asla! Seninle evlenebilmesi için takımlarından bir tanesini bana vermesini isteyeceğim." deyince iki arkadaşı da ona gülmeye başladı.

Sonra Daniel'ın telefonu çalınca Emma elindeki telefonu arkadaşına uzattı. Ekrandaki Tom yazısını görür görmez telefonu açtı. Dün, Tom çıkacakları gün onu araması gerektiğini bahane ederek bir şekilde telefon numarasını almayı başarmıştı. "Selam!" dedi telefonu açar açmaz. Rupert onun selam demesine bile kahkaha atınca kızgınlıkla ona bakmayı da ihmal etmedi.

"Selam! Ben çıkıyorum haberin olsun, on beş dakika sonra orada olurum, sana uygun mu?" Tom telefonun diğer ucundan ciddi bir şekilde sorunca Daniel gülümsedi. "Uygun tabii, on beş dakika sonra görüşürüz o zaman." deyince Tom da "Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı. Sesi çok keyifli çıkmıştı. Bu bile Daniel'ın heyecanlanmasına sebep oluyordu.

"Ben çıkıyorum! Kalk yatağımdan!" Daniel Rupert'ın kolundan tutup kaldırınca Rupert "Nankör!" diye bağırdı. "O kadar geliyorum kıyafet seçmene yardım ediyorum ve sen beni yatağından mı kaldırıyorsun? Burada beraber uyuyorduk biz eskiden!"

Emma ise onların bu haline alışkın olarak ikisinin ortasına geçti. "Evet eskiden beraber uyuyordunuz, Daniel'ın yakışıklı biriyle randevusu olmadığı zamanlar. Kalk hadi çocuk geç kalacak." diyerek Rupert'ı ikna edince Daniel ona öpücük attı. Birlikte evden çıktıklarında da hızla kafenin önüne doğru yürümeye başladı. Hava biraz fazla esiyordu, daha kalın bir şey giyse aslında iyi olurmuş diye düşündü. Yine de tam vaktinde oraya gelince rahat bir nefes aldı.

Tom da siyah renkteki Range Rover'ı ile ona doğru yaklaşıp camlarını indirince Daniel arabaya mı ona mı bakmasını bilemediği için hemen arabaya doğru ilerledi. Tom'un yanına, ön koltuğa geçince Tom hemen o üşümesin diye camı kapattı. Zaten arabanın içi oldukça sıcaktı. Ya da Daniel şu an siyah boğazlı kazağı, lacivert kabanı ve siyah dar pantolonuyla gördüğü adam yüzünden böyle hissediyordu. Beyaz, ince elleri direksiyonu sardığı için tamamen dikkat çekici gözüküyordu. Saçları biraz önüne düşmüştü, yine de mavi gözleri her zamanki gibi parıldıyordu. "Selam tekrardan." dedi gülümseyerek. Bir yandan da Tom'un yüzüne düşen saçları geriye ittirdi.

Tom onun yaptığı şeyden memnun olduğunu çok belli eden bir yüz ifadesiyle karşısındaki güzelliğe bakmaya başladı. "Selam, heyecanlı mısın?" deyince Daniel kıkırdadı. "Hangi filme gideceğimizi bilmediğim için evet." diye cevaplayınca Tom gülmemek için yanaklarının içini ısırdı. "Filme bayılacağına eminim, asla tahmin edemeyeceğin bir şey seçtim."