33

346 50 10
                                    


jisung yine yoğun sabah sokaklarında yürüyordu. minho ile yüzleşmeye o kadar da hazır değildi. ama minho onu hala sevdiğini söyledikten sonra, o da itiraf etmesi gerektiğini hissetti.

kapıyı açtı ve minho'nun bir masada oturduğunu gördü. jisung ile karşılaştıklarında gözleri büyüdü.

"minho, açıklayabilirim"
"yani sen sung'sun"

jisung yere bakarken başını salladı. minho şok olmuştu ama bunu göstermiyordu, jisung'a onu bu kadar önemsediğini bilmesine izin veremezdi.

"ne zamandan beri biliyorsun?"
"bana numaranı verdiğin günden beri"

büyük olan başını salladı, duyduğuna inanamadı. jisung'a onu hala sevdiğini söylemişti ve artık kendisi bunu biliyordu. "lütfen sana söylediğim şeyleri unut" genç olan yukarı baktı. "farkındaysan bu yüzden buradayım. konuşabilir miyiz?" minho buna başını salladı.

"hadi gidelim o zaman"

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}

saatlerce sessizce yürüdükten sonra bir parka vardılar. bir bankta yan yana oturdular oturdular.

"dinle minho, sana söylemem gereken bir şey var"
büyük olan ona baktı, merakı kahverengi gözlerini doldurdu.

"bana hâlâ beni sevdiğini söylediğini biliyorum ve bunu bilmeni istiyorum.."
jisung aşağı baktı, gözyaşları gözlerini doldurdu. "neyi bilmemi istiyorsun?"

genç olan minho'nun gözlerine baktı.

"ben de seni hâlâ seviyorum, seni sevmekten asla vazgeçmedim"
minho gülümseyip jisung'u dudaklarından yumuşak bir şekilde öptü.

öpüşmelerinden sonra minho parlakça gülümserken, jisung kıpkırmızı olmuştu.

minho başını biraz eğdi
"jisungie, biz şimdi neyiz?"
"ne olmamızı istiyorsun minnie?"




-
neden dori hakkında konuşmuyorsunuz
konuşsanıza cnm
neyse çok soft oldum ben minnie ne yaa uwucuk

𝚊𝚕𝚕 𝚘𝚟𝚎𝚛 𝚊𝚐𝚊𝚒𝚗 / 𝙼𝚒𝚗𝚜𝚞𝚗𝚐Where stories live. Discover now