2.Bölüm | Ç I Ğ L I K

36.2K 1.1K 377
                                    

Bu bölüm RukiyePehlivan410 'a ithaf edilmiştir.

İthaf isteyenler buraya bir emoji bıraksın.❤

Medyadaki müzikle okumaya başlayın.

-İyi okumalar-

Üzüntülerim dipsiz kuyular kadar derin, mutluluklarım gökkuşağı kadar renkli, coşkum kabına sığmayan hırçın bir deniz, beklentilerim sınırsız, adımlarım korkusuzdu bu yaşıma kadar. 18 yaşındaydım ben daha, hayallerim vardı, umut ettiklerim vardı. Okuyacaktım, mesleki sahibi olacaktım. En önemlisi sevdiğim adamın karısı olacaktım. Ben yıllarımı bu hayallerle geçirirken, hayat koca bir nah çekmişti bana.

Aynada güzel görünen simamı inceliyordum. Dudağımın yanındaki kabuk tutmuş yara gülümsüyordu bana. Vücudumdaki onca acıya inat o daha büyük gülümseyerek yakıyordu canımı. Kızlar babalarından aldığı darbeleri unutmazlardı. Bende hiçbir zaman unutamamıştım. Bana her ne kadar kötü davranırsa davransın, seviyordum. O beni ne kadar sevmiyorsa, ben onu o kadar seviyordum.

Annem vursa yanmazdı canım ama söz konusu babam olunca kendime hakim olamıyordum ta ki bu ana kadar. Beni sevmediğim bir adama gelin ediyorlardı ya, onlara hiçbir zaman helal değildi hakkım.

Ben evleniyordum ve o konak zindanım olurken, gidecek baba evim olmayacaktı. Ben evleniyordum, o evden gitmeye çalışsam oradan ancak kefenimle çıkardım. Arkamda duran beni kollayan bir abim yoktu, babam ise olmaz olsundu. Kimsesiz, sahipsizdim.

Bugün cumartesiydi. İhsan'la mektuplaştığımız gün. Şuan evin ilerisindeki çeşmenin başında bahçeye çıkmamı beklediğine emindim. Cumartesi akşam namazı vaktinde annem namaz kılarken babam kahvehanede oluyordu. Bizde fırsattan istifade birbirimizi görüyorduk. Sonraysa o mektubunu sıkıştırıyordu taşın altına, bende alıyordum. Ayaklarım dışarıya gitmiyordu. Onun yüzüne bakmaya utanırdım. Gözlerim dolduğunda makyajımın akmaması için elimle yellemeye başladım.

Beyaz rengi benim en sevdiğim renkti. Masumiyeti, saflığı, temizliği çağrıştırıyordu bana.
Stresten üzerimde belden oturtmalı bembeyaz elbisenin kollarındaki fırfırları çekiştiriyordum. Sabah kaynanam! göndermişti.

Dayanamayarak odadan çıktım. Evin içindeki koşuşturmacanın arasından geçerek kendimi bahçeye attım.

Gözlerim direkt olarak çeşmeye kaydı. Ona olan son masum bakışımdı bu. Çeşmenin yanındaki mermere oturmuş, dudaklarının arasındaki sigarayla bizim eve doğru bakıyordu. Beni gördüğüyle sigarayı iki parmağının arasına alarak ayağa kalktı. Gözleri gözlerimi bulduğunda metrelerce öteden attığı güzel bakışlar, yüreğime dokundu. Yüzümde sahici bir gülümseme oluştu o an. Benim yüzümü güldüren tek şey, onun bana olan sevdasıydı zaten. Bu yaptığımı duyduğu an, onun sevdasınıda yitirecektim ve gülümsemem için bir sebebimde kalmayacaktı. İçimdeki dipsiz karanlığa hapsolmuş yaşayacaktım ölene kadar.

Evin önüne yaklaşan son model arabalar bahçenin tam önünde durduğunda, bakışlarımı panikle İhsan'dan çektim. Dört arabanın kapıları aynı anda açıldığında tek tek incelemeye başladım. Ortadaki arabadan inen Çetin ağa'nın bakışları direkt olarak beni bulduğunda yüzüm kızardı. Yüzümün kızarmasına sebep olan şey onun bakışı değil, İhsan'ın buna tanık oluşuydu.

Töre Serisi - NARİN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now