yirmi üçüncü bölüm

963 76 210
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dün Jungkook ile birbirimizi öpmemizin ardından telefonumuz çalmış ve içeriye girmek zorunda kalmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dün Jungkook ile birbirimizi öpmemizin ardından telefonumuz çalmış ve içeriye girmek zorunda kalmıştık. İkimiz de Taehyunglara bir şey dememiştik. Elbette onlara bu durumdan bahsedecektik fakat önce bunu kendimize itiraf etmemiz gerekiyordu. Henüz sevgili bile olmamıştık. Bu konuyu detaylı bir şekilde konuşup birbirimize bir şans vermemiz gerekiyordu.

Sabahın altısında kalkmış ve hazırlanmıştım. Dün akşam babama çiftlik evine gideceğimi söylemiştim. Neden ve kiminle gideceğimi sorduğunda ise tek gideceğimi ve biraz orada vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Jungkook'la birlikte gidecektik fakat bunu babama dememiştim. Babamdan bir şey saklamazdım. Bana her zaman güvenir ve beni her zaman desteklerdi. Ancak önce Jungkook'la konuşmalı ve buna göre bir karar vermeliydik. Aramızda bir şey olursa şayet -ki eminim olacaktı- bunu hem ailemize hem de arkadaşlarımıza söyleyecektik.

Dün akşam küçük bir sepete yiyecek hazırlamıştım. Zaten oraya gitmeden önce marketten bir şeyler alacaktık ama yine de Jungkook'a kendi ellerimle bir şeyler hazırlamak istiyordum.

Her zaman pantolon giydiğim için bugün elbise giyinmek istiyordum ama havalar henüz tam anlamıyla ısınmış değildi. Yine pantolon giymekten başka çarem yoktu. Ama elimden geldiği kadar güzel giyinecektim. Kimseye kendimi beğendirmek için uğraşmazdım, aynaya baktığımda kendimi beğenmek için güzel giyinirdim. İstediğim gibi makyaj yapardım, istemezsem hiç makyaj yapmazdım.

Dolabıma bakarak ne giyebileceğimi düşündüm. Salaş bir sweat ve koyu renk bir kot pantolon alarak giyindim. Saçlarımı özenle düzleştirdikten sonra kelebek desenli iki tokayla saçlarımın iki tarafını tutturdum. Makyajımı sade yaptım. Çilekli dudak parlatıcısı sürüp, aynı renk bir allıkla makyajımı tamamladım. Aynaya doğru küçük bir öpücük attım ve hazır olduğumu anlayıp kalktım.

Kabanımı, çantamı ve dün akşam hazırladığım sepeti alarak sessizce odadan çıktım. Saat daha yediydi. Jungkook'la çiftlik evine yakın bir markete girene kadar saat dokuz olurdu, çiftlik evine geçene kadar da dokuz buçuk olurdu. Akşam dokuza kadar beraber olacaktık. Birlikte film izleyip yemek yapacak, güneşin batışını elimizde kahve bardaklarıyla izleyecektik. Her şeyden önemlisi konuşacaktık. Kafamızda soru işareti kalmaması için her şeyi konuşacaktık.

imprisoned captive eyes • jenkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin