[4]

2.4K 242 146
                                    

sukuna'nın dediği şey üzerine, sadece ikisinin bulunduğu büyük odada sessizlik hakim olmuştu.

pembe saçlı olan, oturduğu yerden kalkarak maviliden uzaklaşmış ardından eli ile kolunu sarsmıştı.

"hm" dedi megumi göz ucuyla sukuna'yı süzerken.

"hey, hadi ama" sesinde histeriklik söz konusuydu. "şaka yapıyorum, sence de bana sarılan ilk kişi olabilir misin" güldü.

megumi gözlerini devirdi, bu adamı anlayamıyordu, tabi ki sarılan ilk kişi olması onun umrunda değildi fakat sukuna'nın dediği şeye karşın ne demesi gerektiğini bulamamıştı.

sukuna onunla alay ediyordu ve bu sinir bozucuydu.

"sana sarılan ilk kişi olup olmamam umrumda değil, sadece kalbini kırabilirim diye bir şey söylemedim, ki ilk kişi de değilmişim zaten" durgunca yapıştırıverdi cevabını.

pembeli dudaklarını büzerek kafasını aşağı yukarı salladı, anladığını belirten türden, fakat daha çok oğlanı tiye alıyordu.

ayağının bitişiğinde ki masaya uzandığında bir kurabiye aldı ve ağzına yaklaştırdı, ısırdı.

"sukuna," megumi kollarını birbirine kenetlerken pembelinin adını andı.

sukuna ağzındaki kurabiyeyi çiğnerken cevap vermemişti, fakat aurası megumi'yi dinlediğini söylüyordu.

"kendinden bahset"

sukuna lokmasını yuttu ve avucunu çenesine yasladı.

"hmm" dedi düşünceli bir şekilde. ardından gözleri tekrar mavi kürelerle buluştu.

"hayır" kesin ve net bir şekilde söyledi.

"neden"

"ben kendimden bahsettim, bu durumda seninde bahsetmen gerekmez mi" sorguladı karşısında garip bir şekilde ona bakan sukuna'yı.

"hey, hey" dedi suratını megumi'ye yaklaştırırken. "kendini ne zannediyorsun"

"cidden, sırf sen istedin diye, kendimden bahsedecek miyim sanıyorsun"

"sırf hoşuma gittin diye, kendini bir şeyim falan sanma" kaşlarının arası kırıştı, suratını maviliden uzaklaştırdı ve güldü.

"ayrıca annem yabancılar ile konuşmamamı söyledi"

tanrı aşkına, dedi içinden megumi. bu gerçekten itadori'nin ikizi olamaz, ruh hali bu kadar hızlı değişen bir insan ilk defa görüyorum... ayrıca çok şımarık!

"pekala, o halde lütfen bir daha benimle konuşma" dediği şey ile bir ses yankılandı, tık tık diye.

sukuna oturmaya devam ederken, megumi ayağa kalkmış ve çelik kapının tarafına adımlamıştı. kapı kolunu aşağı çektiği sırada delikten de bakmış ve yuuji'nin geldiğinde karar kılmıştı.

"biraz gecikmiş olabilirim," dedi yuuji, suçunu itiraf eder gibi.

ayakkabılarını çıkarırken fısıldadı. "sukuna seninle uğraştı mı" kardeşinin, arkadaşını rahatsız etmiş olabileceğine ihtimal veriyordu.

sukuna sadece kendini düşünen, ve düşünülmesini isteyen biriydi. yeri gelince başkalarını da düşünürdü ve eğer ona katlanabiliyorsanız iyi bir arkadaş bile olabilirdi sizin için.

fakat yuuji genelde katlanamazdı, bu yüzden hep bir tartışma, rekabet içindeydiler.

megumi dalmış olduğunu farketti ve kafasını çırptı. "yok, yok hayır bir şey olmadı, merak etme" dedi durgunca.

yuuji gülümsedi ve ikili salona doğru yol aldılar. "sukuna, burayı toplamayı düşünüyor musun" sitem etti, eliyle masadaki ambalajları işaret etti.

megumi ise başlayacak olan bir tartışma olduğundan, koltuğa oturmuş ve telefonunu alarak onlara karışmamaya karar kılmıştı.

"huh, neden ben topluyormuşum"

"arkadaşlarını ben mi getirdim, gerizekalı, yediğim 2-3 parça şey için bana mı toplattıracaksın" sesi yüksek değildi, hatta yuuji'yi takmıyordu bile.

"tanrı aşkına, sukuna, yediğin için toplattırmıyorum, yorgun olduğum ve işten geldiğim için topla diyorum"

"ayrıca bana gerizekalı demeyi kes"

"ah, yok hayır, tam bir gerizekalısın ve bunu memnuniyetle dile getireceğim"

"işten gelmiş olman da umrumda değil, tamam mı"

megumi sıkıntılı bir nefes verdi ve ayağa kalkarak birbirlerini girecek olan ikizleri uzaklaştırdı.

"oturun, ben toplarım"

"ama megumi, sukuna'nın toplaması gerek" diye bağırdı yuuji.

megumi ölümcül bakışlarını ikizlerin üzerinde gezdirdiğinde, sessizlik oldu. masadaki ambalajları bir poşete doldurdu ve mutfağa adımladı.

anlaşılan bu ikizlerle çok işim var...

-ayrhee

it's me, your idiot ♤ fushisuku ✔Donde viven las historias. Descúbrelo ahora