"Ah... Buna nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum..." Aldığı derin nefesinin sesi duyuldu ve hızla konuştu. "Bebeğim?... Sana bu şekilde seslenmemi sevdiğini biliyorum o yüzden bu kelimeyi sık sık kullanacağım. Pekala... bu konuşmayı yapmak tahmin ettiğimden daha zormuş, şiirsel konuşamam bilirsin, şimdiden söylemek istiyorum içimden ne geliyorsa onu söylüyorum, hiç prova yapmadım."
Changbin'in yumuşak sesi Felix'i mutlu etse de aynı zamanda ağlamasına sebep oluyordu. Onu özlüyordu aradan bir gün geçmiş olmasına karşı Felix hâlâ o anda takılı kalmış gibi hissediyordu.
Elleriyle yüzünü kapatayıp ses kaydını dinlemeye devam etti.
"Eğer bunu dinliyorsan ben... sadece özür dilerim bebeğim. Böyle olmasını istemezdim ama sakın bunun için kendini üzüp suçlama. Bedensel olarak yanında olmamam seni hissedemeyeceğim anlamına gelmez. Şimdi lütfen gözyaşlarını sil ve benim için gülümsemeye çalış. Gülümseni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, Lixie."
Changbin'in dediklerini hemen yerine getirdi Felix. Gözyaşlarını sildi. Mümkün olmasa da ağlamasını kesmeyi denedi ve gülümsedi. Gülümsememek için direnen dudakları asılmaya çalıştı ama kırmızı saçlı pes etmedi.
"Biz kaybetmedik. Diğerleri nasıl bilmiyorum ama tek dileğim hepinizin iyi olması. Seninle olduktan sonra en büyük amacım zaten seni koruyabilmekti ve ben bunu başardığım için tahmin ettiğinden çok daha mutluyum bebeğim..." Changbin'in duraksamasıyla ses kaydının bittiğini düşünen Felix hızlıca ekranı kontrol etti fakat kayıt devam ediyordu. Büyük ihtimal Changbin yanlış bir şey söylememek ve doğru kelimeleri seçmek için uğraşıyordu.
"Sen beni çok mutlu ettin." dedi ilk başta sadece. "Hem de çok mutlu ettin. Seni gördüğüm an öyle bir takılı kaldım ki sende, kendimi sana kaptırmam çok uzun sürmedi. Işıl ışıl parlayan gözlerin, onları öpmem için yalvaran dudakların, minik ellerin... ilk başta ellerinin sıcak kalması için çabalıyordum ama sonra ellerin sıcaklığını kaybetti. O zamanlar anlamamıştım fakat şimdi düşününce vampir olmayı istediğin ilk zamanlar ellerinin sıcaklığını kaybetmesi düşüncesinden hoşlanmamıştım çünkü onları ısıtmayı seviyordum."
Ellerine baktı Felix. Changbin'in sevdiği minik elleri gerçekten de soğuktu artık. Kalbinin de Changbin'siz kaldığı için gittikçe soğuyacağını düşünüyordu.
"Güzelliğin bazen ciddi ciddi başımı döndürüyordu... Hiç de şaşırma, şaka yapmıyorum." Changbin'in sesindeki hafif neşeye karşı istemsizce gülümsedi.
"Ben seni çok seviyorum Felix. Gerçekten. Bu yüzden benim için üzülmeni istemiyorum. Hayat bir şekilde devam ediyor. Diğerleri senin yanında olacak eminim... Kısacası bana verdiğin sözü unutma tamam mı? Yanıma gelmeyi sakın düşünme. Vakti geldiğinde seni seve seve yanımda kabul edeceğim ama şimdi saçma şeyler düşünmeni istemiyorum. Aklında birçok senaryo kurduğundan eminim. Unut onları."
Changbin, Felix'i gerçekten iyi tanıyordu. Kırmızı saçlı düşünceleri için kendisinden utandı.
"Ben sadece senin mutlu olmanı istiyorum. Sen bana daha önce hiç hissetmediğim hisleri yaşatıp ruhumu okşamayı başardın. Mutlu olmayı çoktan hak ettin Lixie... Yemeklerini güzelce ye, öğün atlama. Uyku düzenini de bozma sakın. Bunları yapmazsan üzüleceğimi bilmelisin. Kendine her şekilde dikkat et..."
"Ve son olarak bu belki sana saçma gelecek ama kalp bu, söz dinlemiyor bazen. Hayatının hangi döneminde olursan ol kendine uygun ve seni mutlu edebileceğini düşündüğün birisine rastlarsan yanlış bir şey yaptığını düşünme. Henüz çok gençsin, kim bilir belki de daha yapmak istediğin çok şey vardır. Sacmaladığımı düşündüğünü biliyorum fakat her ihtimale karşı için rahat olsun diye söylüyorum. Senin mutlu olman bana yeter. Benimle konuşmak istersen özel bir şey yapmana da gerek yok. Ben her zaman senin yanındayım... Unutmadan bana verdiğin hediye dolabımda duruyor, onu kaybetmezsen sevinirim. Benim için çok özel çünkü."
YOU ARE READING
Blood | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Senden beslenmeme izin verirsen seni her şeyden korurum ama izin vermezsen bu benim için de kötü olur, senin için de. Ben kan içemediğim için ölürüm seni de o adamlar öldürür. Karar senin. Bize yardım etmek senin elinde Felix." -Kan, h...