Peki öyle olsun: Part 3

877 43 31
                                    


Dikkat! Bu bölüm cinsellik/açık seçik cinsel ilişki içermektedir. Bundan rahatsız olacaksanız okumamanız şiddetle tavsiye edilir.

Günün geri kalanı paylaştığımız öpücük kadar romantik değildi tabii.

Bunun nedeni Kyungsoo'nun evde yapması gereken birtakım ev işleriydi. Ki söylediğine göre eğer akşam 6-7 civarı gelseydim o işlerin tümünü halledecekmiş, bir de güzel romantik bir akşam yemeği hazırlayacakmış ve beni öyle ağırlayacakmış ama benim sabahın köründe kapısının önünde bitmem bütün planlarını alt üst etmiş.

E haliyle o ev işleri kendiliğinden hallolmayacağına göre ve ben de ayağını incitmesinin yegane sebebi olduğuma göre ev işleri bana kaldı.

Şaka değil, evi dip bucak temizledim, camları sildim, perdeleri astım, ütülemeyi ben yapmadım çünkü pek beceremezdim, ne kadar ütülesem de şekilsiz kırışık olurdu kıyafetler. Kyungsoo onları sonra halledeceğini söylemişti.

Yemek de pişiremezdim çünkü ne marifetim vardı ne elimin lezzeti. Şu bakarak yapılan tariflerde bile tarifi aynen gramı gramına uygulasam da sonuç facia olurdu, mutfağı da birbirine sokardım muhtemelen. Yapmak yerine dışardan söylemiştim ben de.

Şimdi bazılarınız şaşıracak, inanamayacaktır ev işleri yapabildiğime ama gerçekten de böyle. Benim annem evde herkesin bir iş yapması gerektiği görüşündedir, cinsiyet fark etmez. O yüzden de beni tam teşekküllü ev robotu olarak eğitmiş, yemek ve ütü hariç elimden her iş gelir olmuştu.

Sadece ben değil evdeki herkes için böyleydi bu. Hatta en büyük ablamın bir an önce evlenip gitme nedenlerinin başında da bu katı yönetim vardı. Kendi evine geçince eniştem onun emrine bir hizmetkar amade etmişti. Şimdi yan gelip yatıyor, canı sıkılınca da yeğenimi bahane ederek evimize damlıyordu.

Evlenince ben de kurtulacaktım...yani umarım.

⏭️

Akşama doğru Kyungsoo'nun ayağı daha iyi bir hal almıştı. Artık üzerine az da olsa basabiliyordu. Yarına hiçbir şeyi kalmazdı tahminen.

Sipariş verdiğimiz yemekler gelmiş, biz de bir güzel yemiştik. Ben tabii Kyungsoo'ya yemeğini ellerimle yedirmeyi teklif etmiştim ama ters bakışları eşliğinde cevabımı almıştım.

Sofrayı kaldırmak ve bulaşıkları yıkamak da bana vazife olmuştu. Hiçbirinden biraz bile gocunmamış, üşenmemiştim. Onun için yapabileceklerimin yanında bu neydi ki? Hiçbir şey.

Angarya işleri hallettikten sonra Kyungsoo'nun yanına döndüm. Bu sırada Kyungsoo koltuğa normal şekilde oturmuştu. Sargılı ayağını altına yastık koymak suretiyle orta sehpanın üzerine koymuş, başka bir yastığı ise kucağına yerleştirmişti. Dudaklarını büzerken kumandayla kanalları hızla geçiyordu.

"Jongin, televizyon sehpasının çekmecesinde filmler var. Seç birini de izleyelim." dedi Kyungsoo beni fark edince.

Film izlemek...Kafamın içinde çınlamıştı bir anda. Buraya gelmeden önceki halim ve buraya gelene kadar yaşadıklarım gözümün önünden bir film şeridi gibi aktı o an.

Ben buraya neden gelmiştim?

Kyungsoo çağırdığı için.

Kyungsoo beni neden çağırmıştı?

Sevişiriz diye.

Ne demişti peki?

Film falan izleriz.

Bad Boy// Kaisoo Where stories live. Discover now