5.Bölüm

2.9K 259 65
                                    

Kyungsoo, annesi iş yerini tahmin ettiğinden daha erken kapattığından Sehun ve Baekhyun'u ona bırakma kararı aldı. Kai, telefonunu aramış ve bir düzine mesaj bırakmıştı ama Kyungsoo hiçbirisini umursamamıştı. Kyungsoo eve geldiğinde Kai'nin arabası çoktan kapının önündeydi. İçine derin bir nefes çektikten sonra arabadan çıktı.

Kapıdan içeri adımını attığı dakika kolu Kai tarafından çekildi.

"Açıklamama izin ver bebeğim, Lütfen?!" Kai yalvardı.

Kyungsoo onu iteledi. "Açıklanacak hiçbir şey yok Jongin. Ben sana bütün üniversite yıllarımı verdim. Bir kere bile başka birisine bakmadım!" Kai dizlerinin üstüne çöktü ve yalvardı.

"Lütfen beni bırakma,izin ver açıklayayım. Bunu halledebiliriz, değil mi?"

"Bunu yapabileceğini bilmeliydim. Demek istediğim sen bu noktada düzsün." Kai Kyungsoo ile yüz yüze geldi.

"Tek sevdiğim sensin". Kyungsoo elini aşağı ittirdi. "Çocuklarla görüşmeyi kesmeni istemiyorum ve onların yanına başka birini getirmeni de istemiyorum. Yarın avukatımı arayacağım."

Kyungsoo merdivenlerden yukarı çıktığında Kai onu takip etti. "Sen neden bahsediyorsun?"

"Senden boşanıyorum Jongin," derken bavulunu buldu.

"Çocukların kıyafetleri annemin evinde yani-"

"Siktiğimin kafan burada mı?!" Kai bağırdığında Kyungsoo bazı kıyafetleri bavula doldurmuştu.

"Normal çiftlerde her zaman böyle şeyler olur-"

"Biz gay bir çifttik Jongin! Sen ise artık düz olansın. Şimdi, kime istiyorsan ona gidebilirsin!" Kyungsoo Jongin'i saşırtarak bağırdı. Ona dönüp uzunca ve sertçe bakmaya başladı. Sonra evlilik yüzüğünü çıkarıp diğerine fırlattı.

"Mükemmel bir hayatımız vardı. İki sevimli oğlumuz, düzenli bir işim vardı, bunu neden yaptın?" Kyungsoo Kai'ye sordu.

"B-ben bilmiyorum ama bana bir şans daha verirsen..B-ben.."

"Başka bir şansın yok Jongin.." Kyungsoo çantasını kaptığı gibi söyledi.

"Boşanmamız için gerekli olan kağıtlar yarın burada olacak, umarım onunla mutlu olursun."

Kai dizlerinin üstüne çöktüğünde Kyungsoo yanından yürüyüp geçti. "L-lütfen beni bırakma! Sana yalvarıyorum Kyungsoo!"

"Kris ve Tao yarın seni partilerine bekliyorlar. Bu yüzden orada ol." dedikten sonra oradan ayrıldı.

--

O geceden sonra Kai onuncu şarap şişesini içip bitirdiğinde kapının zili çaldı. Sendeleyerek kapıya doğru gitti.

"Ne kadar içtin böyle!?"

Kris Kai'yi düşmeden önce yakalarken söyledi.

"Anladığım kadarıyla Kyungsoo Tao ile birlikte,huh?" Kris kafasını  sallarken Kai ile birlikte yürüyüp onu kanepenin üzerine bıraktı.

Kai şarap şişelerinin yanındaki şeyleri devirip Kris'e baktı. ''Tao buraya gelip seni dövmeye bu kadar yakındı.''

''Dövülmeye ihtiyacım var.''derken duvardaki resime baktı. Üniversitedeyken Kyungsoo, Tao, Kris ve kendisinin çekildikleri bir resimdi.

''Sen olmasaydın onunla asla tanışmazdım.'' derken Kris'in omuzunu sıvazladı.

''Olanları nasıl düzelteceksin?'' Kai omuzlarını sıktı. ''Ne yapacağımı bilmiyorum, eğer biz ayrılırsak bu çocuklar için çok zor olacaktır ve-''

Gözyaşları tekrar akmaya başlayınca Jongin konuşmayı kesmek zorunda kaldı. Kris ''Liseden beri Kyungsoo'yu bir kez bile bu kadar perişan halde hiç görmemiştim.'' dediğinde, Kai şişeyi alıp duvara fırlattı. Her yer paramparça olmuş cam kırıklarıyla doldu.

''Her zaman hayatımın iyi gittiğini düşünürdüm!''

''Öyleydi zaten'' dediğinde Kris, Kai kafasını salladı.

''Herhangi bir cevap ver bana Jongin!'' Kai kafasını kaldırıp Kris'e baktı.

''Neden bunu yaptın? Gay olduğun ile ilgili şüphelerin mi vardı? yada-''

''Kahretsin bilmiyorum'', dediğinde ellerini saçlarının arasından geçirdi. Kris iç çektikten sonra sordu.

''Ne zamandandır ikiniz arasındaki şey devam ediyor?'' Kai arkadaşına baktı.

''Baekhyun doğmadan önce.'' Kris'in gözleri genişledi. Ayağa kalktı ve Jongin'in soluk yüzüne bir yumruk geçirdi.

''Dostum! Kyungsoo hamileyken o kızı mı beceriyordun!'' Kai tek bir kelime dahi söyleyemedi ve yeni bir tane şarap açtı.

''Onsuz yaşayamıyorum Kris, ölüyorum.''

''Öyleyse, sence Kyungsoo nasıl hissediyordur!'' Kris geri bağırırken arabasının anahtarlarını kaptı. Kai, Kris'in evden dışarı çıkışını izledi.

''Nasıl hissettiğini çoktan biliyorum.'', ağlarken hala yarı dolu olan şarap şişesini duvardaki resime fırlattı.

''Zaten onu öldürdüm.'' dedikten sonra kendinden geçti.

I'm Sorry || ÇeviriWhere stories live. Discover now