birinci bölüm

85 9 1
                                    

Selllaamm😘

İlk bölümle karşınızdayım.✌🏻 Umarım bu hikayemde de bana destek olursunuz.🥺

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💜

*

Dün akşam

Kadın çalıştığı dans stüdyosundan çıkmış evine doğru gidiyordu. Ama attığı her adımda kasıklarına giren ağrılar ona bıçaklanıyormuş hissi veriyor ve bu adımlarını yavaşlatmasına sebep oluyordu. Attığı her dengesiz adımda yavaş yavaş beli bükülüyor, en sonunda yere oturmaya çalışıyor ve artık hareket edemiyordu. Kadın çektiği acıdan dolayı oturduğu yerde iki büklüm olmuş çığlık çığlığa ağlayarak yardım bekliyordu. Etraftaki insanlar ağlayan kadının acı feryatlarını duymuş ve koşa koşa yanına gelmişlerdi. İlk önce bir kadın fark etti kadının bacak arasının ıslak olduğunu,oturdu yanına ve elini tuttu. Hamile mi acaba dedi ama karnında hiç şişlik yoktu. Acı çeken kadının terden su gibi olmuş kıpkırmızı yüzüne baktı. O an farkına vardı ambulansı araması gerekiyordu. Yanındaki insanlara bağırarak ambulansı aramalarını söyledi. O sırada genç bir kız telefonunu aceleyle çıkararak ambulansı aradı ve sonra o da oturdu kadının yanına, elini tuttu. Ama bu sırada kadın çoktan bayılmış ve kendini yanındaki iki kadının kollarına bırakmıştı.

Şimdi

Uzandığım hastahane yatağında,beyaz tavana bakıp neden burada olduğumu düşünüyordum. Ama aklıma gelen sadece dün akşam çalıştığım dans stüdyosundan dönerken ansızın yolda karnıma giren sancıyla olduğum yere çöküp karnımı tutmaya başlayıp ve çığlık atıp ağlayarak yardım istediğimdi. Gözümü açtığımda ise şuan olduğum hastahane yatağında kolumda serumla uyanmıştım. Etrafıma baktığımda ise odadaki koltukta oturdukları yerde omuz omuza uyuyan iki kadın görmüştüm. Kaşlarımı çatmış ve neler olduğunu hatırlamaya çalışırken karnıma giren keskin ağrıyla inleyerek karnımı tuttum. Çıkardığım sese korkarak uyanan odadaki kadınlar telaşla ayağa kalkıp sersem adımlarla yanıma geldiler.

"İyi misiniz?" Onların bu telaşlı hallerine anlam veremesem de çekingen bir şekilde başımı sallayıp onları onayladım. "İyiyim, sadece bir anda karnıma ağrı girdi." Dediğim şeyle kül rengi saçlara sahip olan ve ikimizden de genç görünen kız gözlerini irileştirdi ve yanındaki kadına döndü. "Doktora haber vermeliyiz. Ağrı olursa söyleyin demişti." Diğer kadın kafasını sallayarak onu onaylayınca kız hareketlenip odadan çıktı. Ben olanlara anlam veremezken kahverengi saçlı kadın hafifçe koluma dokunup şefkatle yüzüme baktı. "Su ister misiniz?" O ana kadar boğazımdaki kuruluğu fark etmemiş ve ihtiyaçla onu onaylamıştım. Kadın soluna dönüp komodin de duran sürahiden bardağa su doldururken ben ise kadını inceliyordum. Kahverengi kısa saçlara ve kusursuz bir yüze sahipti. Koreliydi sanırım çünkü ne Japonlara ne de Çinlilere benziyordu. Onu incelediğimi fark eden kadın gülümseyerek bana baktı. Yakalanmanın verdiği utançla gözlerimi yüzünden çekip su dolu bardağa baktım ve eline uzandım. O ise elini uzaklaştırmış ve bardağı komodine koyarak elini başımın altına koymuş ve tekrar eline aldığı bardağı dudaklarıma yerleştirerek kendisi su içirmeye başlamıştı.

"Siz hareket etmeyin, bana söyleyin ben size yardım ederim." Kadının bana bir annenin çocuğuna davrandığı gibi merhametle davranması beni çok etkilemiş ve gözlerim dolmuştu. O bana su içirirken dolan gözlerimi fark etmiş ve endişesini hareketlerine yansıtmadan dudaklarımdan bardağı yavaşça ayırmıştı. Elindeki bardağı komodine koyup yataktaki boş yere oturup bana biraz daha yaklaştı ve konuştu. "Yanlış bir şey mi söyledim? Özür dilerim." Aniden gereksiz yere gelen duygusallık ile üzülmüş ama bu üzüntü beni kırmamıştı. Aksine çok iyi hissetmiştim. Kadın hala endişeyle yüzüme bakarken ben tam ağzımı açıp konuşacakken kapı açıldı ve diğer kadın geldi. "Doktor birazda- hey bir şey mi oldu!" Arkasına dönmesiyle dolan gözlerimle karşılaşmış ve kaşları endişeyle havalanmıştı.

Kim bu kadınlar? Neden aylardır aynı, annesini kaybetmiş bir çocuğun yalnızlığını taşıyan kalbime iyi geliyorlardı ki?

En sonunda onları daha fazla endişelendirmemek adına zor bela sesimi buldum ve konuştum. "Hayır, hayır iyiyim. Sadece beni tanımadığınız halde bana çok iyi davranıyorsunuz ve bu beni çok duygulandırdı." Dediklerimle ikisi de gülümsemiş ve diğer kadın yanıma gelip elimi tutmuştu. "İnsanlara iyi davranmak, onlara merhamet göstermek için illa onları tanımak gerekmez ki. Aslında birbirini tanımaksızın,karşılık aramadan da iyiliği ve sevgiyi paylaşmak gerek." Kahverengi saçlı kadın yumuşak bir sesle konuşurken ben ise duyduklarımdan etkilenmiş bir şekilde ona bakmıştım.

"Ya çok duygusalsınız! Tüm enerjimi sömürdünüz şuan!" Kül rengi saçlara sahip olan kadın -bu haliyle daha çok çocuğa benziyordu- mızmızlanarak kollarını göğsünde bağladı. Onun bu haline gülerek diğer kadının verdiği peçete ile gözlerimdeki yaşları sildim. "Sabah sabah bu enerji de ne? Ben kendimi ölü gibi hissediyorum." Uzandığım yatağa iyice yapışıp bende onun gibi mızmızlandım. Onlar benim bu halime tebessüm etmiş ve kahverengi saçlı kadın bir şey hatırlamış gibi ellerini çırpmıştı.

"Bende diyorum ne eksik! Biz resmen hala tanışmadık!" Dediği şeyle gözlerimi büyültüp onu onayladım. "Ya, doğru diyorsun. O zaman ben Tzuyu, Chou Tzuyu. 21 yaşındayım, Tayvanlıyım ama üniversite okumak için Kore'ye geldim ve açık olmak gerekirse okumuyor adeta sürünüyorum." Kül rengi saçları olan ve düşündüğüm gibi bizden daha genç olan artık adını öğrendiğim kız Tzuyu, ellerini burun kemerine götürerek duygusal bir çöküş yaşayınca bizde ona bakarak güldük. Bu sefer konuşmaya başlayan kahverengi saçlı kadın olmuştu. "Ben Yoo Jeongyeon, 24 yaşındayım ve Koreliyim. Üniversiteyi bitirince bir şirkete girip kendi alanımda çalışmaya başladım." Omuzlarını kaldırıp ellerini iki yana açtı ve gülümsedi. "İşte hayatım bu kadar." Onlar kendini tanıttıktan sonra sıranın bana geldiğini anlamış ve konuşmaya başlamıştım.

"Ben Mina, yani Myoui Mina. 23 yaşındayım Japonum ama bende," Tzuyu'i göstererek devam ettim. "Senin gibi üniversite okumak için Kore'ye geldim ve sonra üniversitede tanıştığım bir adamla evlendim." Duyduklarıyla gözleri büyümüş ama ben devam etmiştim. "Şimdi diyorsunuz ki çok erken değil miydi? Evet erkendi ama değdiğini düşünüyordum. Her neyse, iki sene evli kaldık daha sonra bazı sebeplerden dolayı anlaşmalı boşanmaya karar verdik. İşte daha sonra bekar hayatıma devam ettim ve bu sıralarda bir dans stüdyosunda çalışmaya başladım. Yani artık tek başımayım, kendimden başka kimsem yok." Konuşurken canım çok yanmıştı ama kendimi tutmuştum. Ağlamamış, ve düz tutmaya çalıştığım ifadeyle onlara bakmıştım. İlk önce birbirlerine bakmışlar daha sonra bana dönmüşlerdi. Yüzlerinde buruk bir tebessüm vardı, bunu anlayamamıştım. Ta ki odanın kapısı açılıp içeriye doktor ve küvezde bir bebek girene kadar..

*

Sizi seviyorum 💜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sizi seviyorum 💜

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 25, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

hidden pregnancy ➳ mina + jacksonWhere stories live. Discover now