1.BÖLÜM: BAŞLANGIÇ

6.3K 1K 1.2K
                                    

1

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1.Bölüm: Her cümlede bir parça gökyüzünü anımsatmak... 

Sıradan günlerde dinlediğim bütün şarkıları sildim. Zihnimdeki her melodiden kurtuldum. Bugün hayatımda değişikliklerin başlangıcı sayılacaktı. Ben Ahenk.

Ahenk Gölge...

18 yaşındayım. Yıllar süren bu çalışmalarım sonucunda 'Yazarlık' bölümüne girdim. Her şey benim için yeni başlayacaktı. Heyecanımı kendim bile anlayamazken bunu dışarıdaki insanlara aktarmaya çalışmak saçma görünecekti.

Bilgisayarımın başında kayıt işlerimi hallederken zihnimdeki hayallere ben bile şaşırıyordum.

Ben Ahenk Gölge. Her cümlesinde kendini anlatan ama bunu kimsenin anlamadığı bir kızım.

Küçük yaşlarda başlayan kitap okuma alışkanlığım düşüncelerimi değiştirmeye başlamıştı. İnsanlardan uzaklaşmış, sadece kendi halimde kalmayı istemiştim. Başarılı da oldum. Kimsenin bilmediği eski defterlerimde yazılı olan onlarca cümlede farklı farklı hayatlar görünüyor. Başarılı olmak için düşürmediğim kalemimde kalmayan mürekkep damlası çabamı anlatıyor. Hayalini kurduğum hayata başlamama bir gün kalmıştı.

Saat 06.00

Heyecanım hislerimi ele geçirmiş ve ben uykudan mahrum kalmıştım. Gözlerimin parladığı, tenimdeki rahatlığın bir sebebi vardı. Yorganı üzerimden atıp etrafa bakındım. Açık kalan perdem dışarısı görünüyordu. Bu fazlasıyla hoşuma gittiği için kapatma gibi bir çaba göstermiyordum. Hafifçe doğrulup komodin çekmecesinde duran gizli defterimle kalemi aldım.

Kulaklığımı takıp gözlerimi kapattım. Arka planda kimin oluşturduğunu bilmediğim bir çalma listesiyle beraber zihnimi toparlamaya çalıştım. Derin nefesler alıp boş olan sayfaya yazmaya başladım.

"Güneş daha doğmadan açtığım gözlerim, bittiği halde şarkıları devam ettiren zihnim ve bedenimi esir alan bilmediğim hislerimle bekliyorum seni. Bittiği düşünsen de devam etmek için burada oluşumu unutma. Her geçen gün biraz daha kamaşıyor gözlerim, karardığını sandığın ışığında."

Kelimelerimden memnuniyet duyup gülümsedim. Bu ilk değildi, eminim son da olmayacaktı. Sonra şarkı değişti. Hislerim farklı düşüncelerle birleşti. Ellerimdeki sıcaklık ani bir şekilde buz tutmaya başladı. İhtiyacım olan şey zihnimdekileri bir kağıda döküp rahatlamak mıydı? Yoksa daha çok birikmesine izin verip kendime acı çektirmek mi? İlk seçeneği seçip tekrar tüm dikkatimi toparladım. Bu sefer bir fark koyarak dudaklarımı araladım. Fısıltılar eşliğinde cümlelerimi kurmaya başladım.

"Geçmeyecek bedenindeki acı, susmayacak içimdeki o ses ve sen görmesen bile her gözlerimi kırptığımda ıslanacak kirpiklerim. Şimdi yerine geç, yanımda olmanı isteyecek kadar zayıf değil zihnim. Hatırlıyorum unutturmak için düşündürdüğün şeyleri..."

Ellerimi ovuşturup yazdığım kelimeleri gözden geçirdim. Sonra defteri kapatıp aldığım yere tekrar yerleştirdim. Şarkıyı kapattım. Yavaşça doğrulup ayağa kalktım. Birkaç esneme hareketinden sonra banyoya doğru yöneldim.

Ellerimi soğuk suyla buluşturup yüzümü yıkadım. Kendime gelmem için aynı işlevi neredeyse üç kez tekrarladım. Sonra aynada kendime bakıp yüzümü inceledim. Parmaklarımla yanaklarıma ve gözlerime dokundum. Kendime vakit ayırmayalı çok uzun zaman olmuştu. İçimdeki sesle aram belki de bozulmuştu. Bu kargaşada bedenimi yormuştum.

Banyodan çıkıp odama tekrar döndüm. Dolabıma yönelip bugün giyineceğim şeyleri seçmek istedim. Nasıl göründüğümü çok önemsemesem de insanlarda bırakacağınız ilk izlenim mutlaka önemlidir. Onu geri çevirmek hiç olmadığı kadar zordur. Bu yüzden siyah pantolonumu alıp üzerine beyaz boyunlu kazak seçtim. Sade olmak güçlü gösterebilirdi. Dik durmak asaleti simgelerdi. Bunları aklımdan çıkarmamalıydım. Üzerimi giyinip boy aynasına baktım. En azından kendim gibi görünüyordum. Saçlarımı açıp zorlanarak taradım. Açık bıraksam da şimdi şekil vermek uzun sürecekti. Bu yüzden sıkı bir at kuyruğu yapıp küçük küpelerimi taktım. İnci küpelerimi...

Derin nefeslerimle masaya yöneldim. İlk gün ne götürebilirdim ki? Küçük çantalarımdan açık kahve renkli olanı alıp içerisine gizli defterim olarak adlandırdığım, yazdıklarımın olduğu defteri koydum. Yanına boş bir defter daha koyduktan sonra kalemlerimi yerleştirdim. Sanırım artık hazırdım. Gitmeye bir adım kala zihnimi işgal etmeye başlayan kelimelerle yalnız kalmış gibi hissettim. İçimden tekrarlayarak kendimi rahatlatmaya çalıştım.

"Güzel olacak. Eskisinden güzel."

Odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Oturma odasında babam telefonuyla ilgilenirken, annem kahvaltı hazırlıyordu. Telefonumu cebime atıp babamın yanına ilerledim. Tam yanına oturduğumda dikkatini çekebilmiştim.

"Günaydın kızım."

"Günaydın baba."

Kolundan tutup sarıldığımda vakit kaybetmeden karşılık verdi.

"Yıllardır okula gidiyorsun, heyecanını gizleyemiyorsun."

Hafifçe gülümseyip haklı oluşunu belirtmek için göz kırptım. Sonra kulaklarıma gelen annemin sesiyle kahvaltı masasına ilerledik. Kahvaltı yapmayı seviyordum. Diğerlerinin aksine güne iyi başlamamı sağlıyordu. Çantamı masanın kenarına koyup sandalyelerden birine oturdum. Başlamak için aile üyelerinin de gelmesini bekliyordum. Masada yerlerini aldıkları sırada yavaşça yemeğe başladım. Aynı zamanda düşünmeden de edemiyordum. Sanki bilerek yapıyormuşum gibi şekilden şekil e giren mimiklerim dikkat çekiyordu. Yaklaşık on dakikamı alan kahvaltım bittikten sonra yavaşça yerimden kalktım. Çantama uzanıp sırtıma taktım.

"Ben gidiyorum."

Bakışlar bana döndüğünde içimde gülme hissi oluşmuştu.

"Ben bırakayım mı kızım?"

Gelen teklife başımı iki yana sallayıp "Ben giderim." dedim. Kahvaltısını yarım bırakmasını istemiyordum. El sallayıp dış kapıya doğru yöneldim. Ayakkabılarımı giydim, kenardaki aynadan kendime bir kez daha bakıp kapı kapattım. Merdivenlerin başında derin nefesler aldım. 

"Başaracaksın, korkma artık."

Biri bana söylemiyorsa ben kendime bunu hissettirebilirdim. Adımlarımı atmaya başladığım andan beri eski yaşanmışlıkları düşünmeden geçiremiyordum. Şarkılar dinlemeliydim, belki de her saniye bunu yapmak için uğraşmalıydım. Tamamen kendim gibi hissedene kadar diğer hisleri yok etmeliydim.

Kulaklığımı takıp bir şarkı açtım. O sırada dışarıya çıkmıştım. Sokaklarda adını bilmediğim melodiyle dans ediyordum. 

Ben Ahenk... 

Uyumlu gibi görünse de kendi halinde bir kız.  



—--------————————————
"Bismillahirrahmanirrahim."
"Herkese merhaba. Umarım iyisinizdir, bugün size uzun zamandır uğraştığım bir kurguyla geldim. İnşAllah beğenirsiniz. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, benim için önemli. Bu arada yazdığım sözler tamamen bana aittir. Herhangi bir çalınma veya kopyalanma durumunda telif hakkı ihlaliyle yasal işlim başlatılacaktır." 

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIWhere stories live. Discover now