~5~

3.1K 250 431
                                    

"Yavaş olsana puşt." Kacchan'nın yanında koluna gerekli dövmeleri işleyen adama 500. bağırışını falan dinliyodum heralde. Adamın işi bu napsın yani. Sık dişini azcık. Ölmezsin. Adamsa Kacchan dan korktuğu için yavaş yavaş yapıyo üç saatte bitmedi yaptığı şey. Hayır yani zaten etraf kalabalık, bi ton müzik var, konuşma var, üstüne bir de senin bağırışın hiç çekilmiyo.

Hadi bunu yüzüne karşı söylemeyi deneyelim. Cenazem çıkar burdan.

En sonunda bitirdiğinde derin bi nefes vermiştik üçümüzde. Yani ben Kacchan ve sabahtan beri bi ton küfür yiyen dövmeci Takeshi abi.

(Olm takeshi adı bana tam esnaf adıymış gibi gelio manavcı takeshi, dövmeci takeshi, kasap takeshi kdkdmdmd)

Dövmeci Takeshi abi ufak ufak kaçtığında seslice gülmeden edemedim. Ama sanırım fazla sesli olmuş olmalı ki yanımda oturan Kacchan bana döndü. Bana baktığı anda eski halime geri döndüm. Gerilmiştim çünkü.

"Ne gülüyosun?" dedi bana yan gözle bakarak. Olm bakma şöyle geriliyorum.

"Hiç adam sayende korka korka yanından uzaklaştı ona güldüm. Bişi yok yani."

Dirseğimi oturduğum koca koltuk ve sandaliye karışımı şeyin -taht gibi bişi mübarek- koluna yasladım. Kafamıda yümrük yaptığım elimin üstüne destekleyerek derin nefen verip verilen ziyafet ve şölenin keyfini çıkaran insanları izlemeye başladım. Hayvan gibi tıkınıyolar. Bende acıktım.

Sıkıldım. Acıktım. Bari uyuyayım. Ama bırakmazlarki uyuyayım. O sırada kulağıma dolan azdırıcı sesle gözlerim açıldı.

"Kaçalım çok sıkıldım." ha tamam Kacchanmış.

Ben daha ne oluyo demeye kalmadan kolumdan tutup kimse bakmadığı sırada aradan sıvıştık ve hızla ilerlemeye başladık. Ne oluyo amk. Ama iyi oldu bi yandan başım şişmişti. Kacchan elimden tutmuş beni sürüklerken o tehlikeli ve hep merak ettiğim ormana giriş yaptık. LAN ÖLECEYİK.

"K-Kacchan orası tehlikeli gitmeyelim." bana doğru dönüp kısık gözlerle yüzüme baktı. Ama sen öyle bakma. Mazallah kalbim falan çarpar uğraşamam senle. Platonikliğe hayır.

"Bana güvenmiyor musun?" dedi. Bilmiom valla sana güvenirsem bokda çıkabilir. Sonra ortada o bok gibi kalırız.

"Güven bana." ellerini yanaklarıma koyup yüzümü kıstırdı. O sayede yanaklarım daha da bi tombikleşmişti. Gözlerinin dudaklarıma kaydığını farkettim. Bi tırstım ben.

"Gidelim." tekrar elimden tutarak karanlık ve ıssız ormanda ilerlemeye başladık.

"Kacchan ben korkuyorum. Çok karanlık."

"Korkma." gözlerimi devirerek yerimde durdum. Ben durunca o da durdu. Sonra arkasını dönüp sorar bakışlarla bana baktı.

"Korkum geçti sağol."

"Geçtiyse yürü o zaman." tekrar yürümeye başladık.

Tabi ben ne olduğunu anlamadığım bi biçimde karşımda uyuyan kocaman kırmızı bi ejderhaya bakarken buldum.

"K-K-K-KACCA-" Tam bağıracaktım ki ağzımı kapattı ve elini dudaklarına götürerek sus işareti yaptı.

"Sessiz ol."

"A-ama b-bu ejderha Kacchan gidelim korkuyorum."

"Sakin ol ve kolumu sıkmayı bırak acıtıyosun." Farketmeden korkudan kolunu sıkıyodum. Hemde yeni dövme yapılan yeri. Acıtmış olmalıyım. Elimi kolundan çekip bu sefer sımsıkı pelerinine sarıldım. Korkuyorum amk. Karşımda kocaman bi ejderha var.

結婚 (KEKKON) // BAKUDEKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin