YARDIM ÇIĞLIĞI

55 22 5
                                    

Sabah uyandıktan sonra banyoya girip, elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa annemlerin yanına gidip onlara günaydın dedikten sonra kahvaltımı yapmaya başladım. annem bize bakıp "çabuk kahvaltınızı edin ve gidip hazırlanın 1 saat sonra evden çıkıp gideceğiz." dedi. Ağzıma birkaç lokma daha attım ve gidip hazırlanmaya başladım. Kayra da benden sonra gelip hazırlanmaya başladı. Ben üzerime sade beyaz bir tişört ve altıma da siyah kotumu giydim. Siyah kaküllü düz saçlarım da sadece taradım. Zaten saçlarım kısa olduğu için genellikle açık bırakıyordum. Ablama baktım benden sonra başlamasına rağmen çoktan hazırlanmıştı. O da üzerine dizlerine kadar uzanan yazlık bir elbise giymişti, benim aksime uzun ve kahverengi ye çalan saçlarını arkadan bol bir şekilde örüp sağ omzundan aşağı sarkıtmıştı. çantamı alıp tam gidecekken annem içeri girip "babanız az önce aradı bu gün saat 6.30 ta ki uçağa binmemizi istedi." dedi. Niye böyle bir şey istesin ki, benim yerime Kayra anneme bakıp " anne babam neden şimdi değil de saat 6.30'ta gelmemizi istiyor." dedi benim de  içimden geçenleri anneme söyleyerek. annem Kayra ya bakarak ikimize birden cevap verdi "bende ona söyledim ama bir işi olduğunu söyledi." dedi annem. Bizde mecbur bir şekilde kabul ettik. Zaman biraz  daha hızlı aksın diye önceden çantama koyduğum kitabı okumaya başladım. 

                                                                *  *  *                             

  Saat 6'ya geliyordu birazdan gidecektik. Annem salondan ikimize seslenince çantamı alıp Kayra'yla birlikte salona geçtik. Annem bana bakıp "Arya sen bizimle gelmeyeceksin baban az önce arayıp senin gelmenin gerekli olmadığını söyledi. "dedi annem. Şaka mı bu? Niye daha önce gelmemi isteyip şimdi tam gidecekken gelme diyorlardı. tamam ilk başta  gelme deselerdi bu kadar sinirlenmezdim ama tam gidecekken aniden karar değiştirmeleri çok sinir bozucu bir şey. Anneme dönüp "Anne niye aniden böyle karar değiştiriyorsunuz dün deseydiniz ya gelme diye." dedim. Anneme sinirleniyordum ama bu karar değişikliğinin babam yüzünden olduğunu biliyordum. annem bana cevap vererek " Arya biliyorum ilk önce gelmeni istedik sonra gelme diyoruz ama baban böyle istiyor. Ona dedim senin de gelmende bir sorun olmayacağını ama izin vermedi. Sen bu akşam git bir arkadaşının evinde kal zaten bizde bir kaç güne geliriz." dedi annem. Hayır. Madem onlar İzmir'e gitmemi istemiyorlar bende kimsenin evine gitmeyecektim. tek başıma evde kalırdım. Anneme cevap verdim "Hayır anne kimsenin evine gitmeyeceğim. tek başıma evde kalırım." dedim sinirli bir tonda. Bu sefer Kayra bana dönüp "sen tek başına bir odada  yatamıyorsun bile nasıl bir geceyi tek başına bu evde geçirirsin ki." dedi alaycı bir tonda. Evet lanet olsun ki 17 yaşındayım ama hala tek başıma yatmaktan korkuyordum. Ama madem onlarla gitmeme izin vermiyorlardı bende bu korkuma rağmen tek başıma evde kalacaktım. Annem bıkkın bir sesle "Arya inat etme de git bir arkadaşının evinde kal. Hem bizim de gitmemiz lazım yoksa uçağı kaçıracağız." dedi annem. Hiçbir yere gitmeyecektim. anneme cevap olarak "anne ben tek başıma evde kalırım, siz gidin de uçağı kaçırmayın." dedim kinayeli bir şekilde. Annem bu sefer daha sinirli bir sesle "Arya bak beni sinirlendiriyorsun git bir arkadaşının evinde kal." dedi annem. Daha sonra önceden hazırladığı çantayı alıp Kayra'ya bakarak "Kayra hadi biz gidelim yoksa gerçekten uçağı kaçıracağız. Sende git bir arkadaşının evine, hepsinin numarası ben de var zaten. hepsini teker teker ararım bak gittin mi gitmedin mi diye." dedi annem. Hıhı    giderdim ben zaten. İçimdekileri aynen anneme dedim "ya tamam anne siz gidin ben giderim birinin evine." dedim. Ama elbette ki gitmeyecektim. annem tekrar bıkkın bir sesle "Arya bak arkadaşlarını hepsini teker teker ararım gideceksin bak." dedi annem. Elbette ki arayamazdı uçakta telefonla konuşamazdı. Bunları onlara söylemek yerine "tamam tamam siz gidin." dedim. Annem de daha fazla bir şey demeden o ve Kayra kapıdan çıkıp gittiler. Off  Ne yapacaktım ben şimdi asla kimsenin evine gitmeyecektim ama korkum yüzünden de tek başıma evde kalamazdım. düşüncelerimden kurtulmak için telefonumu çıkarıp müzik dinlemeye başladım.                                                                                                                                                                           Saat 19.30'ğa geliyordu ve her geçen saniye benim korkum daha da artıyordu. Çalınan kapının sesiyle biraz rahatladım gelen bir arkadaşım olabilirdi. Sonuçta annem birini arayacağını söylemişti. Hemen gidip kapıyı açtım. Kapıda 40-45 yaşlarında tanımadığım bir adam vardı. Adam nefes nefese kalmış bir şekilde "Ah bir bardak su alabilir miyim?" dedi. Ona su getirirdim ama ilk önce kim olduğunu sormalıydım. "Ne istiyorsunuz?" dedim. adam bana bakıp "su istiyorum." dedi. "Su istediğinizi az önce söylemiştiniz zaten. Niçin benim evime geldiniz." dedim. Adam bu sefer gülümsemeye çalışarak "merak etme sana zarar vermeyeceğim. Yan mahalleden gelirken bir köpek kovaladı beni zar zor kurtuldum köpekten, çok fazla koştuğum için susadım. Ben de bana en yakın olan eve yani buraya geldim. Şimdi bir bardak su alabilir miyim?" dedi. Evet bizim bu mahalle tenha bir yer olduğu için köpekler sık sık buralarda gezinirdi. Ama bu adama güveneceğim anlamına gelmiyordu. Adama cevap olarak "peki, siz burada bekleyin ben su alıp geleceğim." dedim. Kapıyı kapatıp mutfağa geçtim. Evde tek başımayken gecenin bir körü bir adam kapımda bekliyordu ve ben kapıyı asla açık bırakmazdım. Suyu alıp, gidip kapıyı açarak adama verdim. Adam suyu elimden alırken bilerek elime dokundu ya da ben öyle düşünüyordum. Adam suyu içerken gözlerini bir saniye üzerimden ayırmadı. neden öyle bakıyor bu adam. Bu çok rahatsız edici bir şey. Adam suyu içtikten sonra bardağı bana geri uzattı. Tam bardağı alacakken adam diğer eliyle bileğimden tutup boş bardağı yere attı. Boş bardağın sesi sokakta yankılarken ben şok olmuş gözlerle adama bakıyordum. "Ne yapıyorsunuz bırakın kolumu." dedim kolumu çekiştirerek. Tabi adam o kadar güçlüydü ki kolumu çekiştirmem bir şey ifade etmiyordu. Adam pis bir şekilde sırıtarak "bana ettiğin yardımı karşılıksız mı bırakayım ben?" dedi ve içeriye geçip beni de arkasından sürükledi. Kapının kapanma sesiyle sanki biri de benim aklımın kapılarını kapatmış gibiydi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Adam beni arkasından sürüklerken beynim durmuş gibiydi. Adam birden beni önüne atıp kafasını boynuma gömmek üzereyken o an aklıma bir şey geldi ve dizimi adamın bacak arasına geçirdim. Adam şok olmuş bir şekilde bana bakıp yüzünü buruşturdu. Vurduğum yeri tutarak dizlerinin üzerine düştü. Bende bunu fırsat bilerek birden kendimi bir odaya atıp kapıyı arkamdan kapattım. Dış kapıyı açamazdım, çünkü adam kapının önünde duruyordu eğer çıkmak isteseydim adam beni direk yakalardı. Bu yüzden bende en yakın odaya attım. Ne yapacaktım ben şimdi. Kapının yanında biraz durduktan sonra aklıma gelen şeyle direkt pencereye koştum. Pencereyi açtıktan sonra "imdat yardım edin!" Diye bağırdım. kimsenin bana bakmadığını fark ettiğimde tekrar bağırdım" lütfen yardım edin tanımadığım bir adam bana saldırıyor." Demiştim ki saçımın geriye doğru çekilmesiyle çığlık attım. "Ne! Birinin seni kurtaracağını mı sanıyorsun. Kimse seni kurtarmaya gelmiyecek." Dedikten sonra beni geriye doğru itti ve yere düştüm. Adam  tepeden bana 
bakarken birazdan yaşanacak şeylerin fragmanını görür gibi olmuştum. Bu adamın elinden kurtuluşum yoktu.         

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 01, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

UNUTULMUŞ HAYAT Where stories live. Discover now