Zhan kapıda duruyordu, hareket edemiyordu. Kanepede oturan genç çocuğun gerçekten onun olduğuna, ilk ve tek aşkı Yibo olduğuna inanamıyordu. Hareket etmekten, hatta gözlerini kırpmaktan çok korkuyordu. Belki Yibo hayal ettiği gibi yine ortadan kaybolacaktı.
"Gerçekten benim, rüya görmüyorsun aşkım. Buraya gel ve sarıl bana."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yibo'nun sesi çok yumuşaktı. Ayağa kalktı ve Zhan'ı bekleyerek kollarını açtı.
"Yibo."
Zhan'ın sesi neredeyse çığlık atacakmış gibi çıkmıştı. Ardından Yibo'ya koştu, kucağına kendini bırakarak. Yibo'yu olabildiğince yakın hissetmek için tüm gücünü Yibo'nun boynuna sarılırken kullanıyordu. Gerçekten oydu, şimdi emin olmuştu Zhan. Yibo'nun vücudundan gelen bir sıcaklık vardı, her zaman sadece Zhan için var olan.
"Seni özledim, seni deliler gibi özledim."
Yibo hıçkırıkları arasında fısıldıyordu, ağlamasını durduramıyordu.
"Kıymetlim, tatlı küçük çocuğum, affet beni. Seni yalnız bıraktığı için aptal gege'ını affet. Seni seviyorum. Seni çok seviyorum."
Sonunda Zhan, bunca zamandır kalbinin derinliklerinde gömülü olan bu sözleri tekrar söyleyebilmişti.
"Ağlama, ağlama. Bu kalbimi kırıyor."
Yibo, Zhan'ın minik ellerini tuttu ve gözyaşlarını üzerine bırakarak avuç içlerini öpmeye başladı.
"Bebek gibi ağlayan kendine bir bak. Ne hata yaptın ki? Sonunda tekrar bir araya gelmişken geçmiş kimin umrunda?"
Yibo, Zhan'ı tekrar kendine yaklaştırdı ve güçlü bir tutku ve arzuyla dudaklarına dokundu, dudaklarının sıcaklığını hissederek. Zhan istekli bir şekilde ağzını açtı ve Yibo'nun dilini memnuniyetle karşıladı. Dudakları senkronize bir şekilde hareket ediyor, birbirlerini emiyor ve yiyip bitiriyordu. Yibo, kollarında bayılacakmış gibi hissettiği Zhan'ı sıkıca tuttu. Yibo, Zhan'ı kaldırdı ve kucağına yerleştirerek kanepeye oturdu. Zhan, kollarını Yibo'nun boynuna doladı ve başını omzuna yasladı.
"Sanırım aşırı mutluluk sağlık için de kötüdür."
"İyi misin?" diye fısıldadı Yibo ve Zhan'ın terlemiş olan alnını öptü.
"Evet, dur da sana bir bakayım. Bu süre zarfında daha da yakışıklı olmuşsun."
Zhan, tavşan dişlerini göstererek gülümsedi.
"Evet, belki artık senin gibi yaşlı bir adam için uygun değilim." diye dalga geçti Yibo.
"Velet, seni dışarıya atacağım." diye surat astı Zhan.
