illa kaybetmek mi gerek sevmek için?

546 70 103
                                    

bana sevmeyi öğretecek her kimse ona ithaftır.

* *

Sevmeyi öğrendim. Ben, Han Jisung, sevmeyi öğrendim ben! Saat sabah 04.47 birkaç dakika önce sevmeyi öğrendim. Laf değil bunlar gerçekten sevmeyi öğrendim. Döktüğüm yaşlar boşuna akmayacak, sevdiğimi söylemek artık birkaç kelimeden ibaret olmayacak çünkü sevmeyi öğrendim. Normalde olsa bu kadar çok 'sevmeyi öğrendim' dediğim için özür dilerdim fakat yapmayacağım. Sevmeyi öğrendim çünkü bu çok özel bir şey! Herkesler duysun istiyorum. Dakikalar önce sevmeyi öğrendim.

Ağlayacak gibiyim. Hatta ağlıyorum. Evet döktüğüm ilk yaş bu, hakkını vererek döktüğüm ilk yaş. Kalbimin her yanı sevgiyle doluyken döktüğüm ilk yaş. Mutluluktan değil ama. Üzüntüden hiç değil. Sevgi de ağlatıyor sanırım insanı. Bambaşka hissediyorum sanki yeniden doğdum! Klasik söz diyerek aptal olduğumu düşünmeyin sakın. Ah, lütfen dalga geçmeyin böyle bir şey var! Önceden bunları başkasından duyunca ben de inanmaz, saçmalık derdim kendimce fakat o zamanlar sevmeyi bilmiyordum. Bugünden sonra çok daha başka olacağım, eminim bundan. Fakat canım yanıyor biliyor musunuz? Gerçekten birçok acının altında eziliyor gibiyim, sanırım sevmenin sorumluluğu ağır biraz. Öte yandan içim içime sığmıyor sanki! Öyle ki dışarı çıkıp bağıra bağıra 'sevmeyi öğrendim' demek istiyorum.

Düşünsene bir, sevmeyi nasıl öğrendim sence ben? Ah, keşke bu yazdıklarım sevdiğim adama gitseydi de ona sorsaydım bu soruyu. Ne derdi acaba Minho? Hiçbir zaman bilemeyeceğim... Benim izlediğim filmlerde, okuduğum kitaplarda insanlar hep sevdikleri yanındayken sevmeyi öğreniyor. Belki kötü bir günde birbirlerine destek çıkarken 'işte bu kişi benim sevdiğim kişi' diyorlar. Yağmurlu bir günde birbirlerinden başkasını umursamadan dans ederlerken, dertleşirken, sevişirken... Ben de Minho ile bunları yaptım aslında. Fakat bunlar sevmek değil. Bunlar aşk bana kalırsa. Çünkü aşk bence anlık bir sevgi fırtınası. Diyorum ya anlıklar ve sonsuz değiller bu yüzden sonsuz aşk kavramı da yok aslında. Sonsuz sevgi var ama. Sadece birkaç dakikadır sevmeyi biliyorum ama eminim ki sevgim sonsuza dek sürecek. Kalbime ilmek ilmek işlenmiş bir sevgi. Yalnızca bu zamana kadar farkına varamadım gizliden işlendi.

Şimdiyse farkına vardım, Aralığın yirmi biri saat 00.55'de sevdiğim adamı sedyede, kanlar içinde o korkunç ameliyat odasına sürüklenirken farkına vardım sevginin. Çok pardon! Bu yanlış bir açıklama oldu, o an için bile ben Lee Minho'yu sevmeyi bilmiyordum. Doktor yüzündeki o üzgün ifadeyle ameliyathaneden çıkıp da sevgilimin öldüğünü; bir daha yüzünün gülmeyeceğini, her sabah beni göle gitmek için uyandırmaycağını, en sevdiği çiçek olan petunyalarını sularken bana tembelliğim yüzünden şikayet etmeyeceğini, çakırkeyif olduğu zamanlar elvis presley can't help falling in love'ı kısık seste açıp kendi kendine dans etmeyeceğini, kedilerini sevemeyeceğini, birlikte sinemaya gidemeyeceğimizi, bilinmeyen bir numara onu aradığında telefonu bana uzatmayacağını, alnına düşen perçemleriyle oynamayacağını ve benim şu an düşündükçe onu ne kadar çok sevdiğimi daha da iyi anladığım şeyleri yapmayacağını söylediğinde anladım.

Böylesine acı ve keder dolu bir şekilde öğrendim sevmeyi ben. Keşke Minho'nun kolları arasında öğrenseydim diyorum ama öyle bir şey mümkün değil sanırım. Biz insanlar kaybetmeden anlayamıyoruz bu kahredici bir gerçek...

Büyük ihtimal şaşırmış olmalısın bunu okuyan kişi - kim okuyacak bilemiyorum belki kimse okumaz ama birisi okuyorsa hitap etmek istedim- nasıl böylesine büyük bir olaydan sonra, sevgilimin ölüm haberini aldıktan saatler sonra, gelip de sevmeyi öğrendiğimi söylüyor ve mektup yazıyorum. Kendimi harap etmemi bekliyorsunuz büyük ihtimal. İsyan etmemi, sevgilime çarpan kişiye küfürler yağdırmamı, tanrının neden benim sevgilimi seçtiğini sorgulamamı... Bunları ben de yaptım emin olun. Haberi aldıktan sonra bir süre hastanenin pis zemininde ağladım. Felix gelip bana sarıldı. Sinirle hastaneden çıkıp koşturmaya başladığımda arkamdan seslendi ama umursamadım. Bir süre anlamsızca koştum ve şimdi buradayım. Minho ile sürekli geldiğimiz gölün kıyısında oturmuş mektup yazıyorum. Başta göle bir süre bağırdım ve isyan ettim ama sonra yorulup kendimi yere attığımda her şey yeni yeni dolmuştu kafama. Sevmeyi öğrendim böylece. Minho'yu kaybettikten sonra onu sevdiğimi öğrenmiştim. Onu öyle çok seviyorum ki hala daha anılarımız beni rahatlatıyor. Bir daha yapamayacak olmak canımı tarif edemeyeceğim şekilde yakıyor ama bana işlediği o sevgi ilmekleri öylesine güzel ki...

Sanırım neden canımın hem yanıp hem de içimin içime sığmadığını anlıyorum. Lee Minho sevgiyi benim kalbime yerleştirdi ve şu an bunu her zerremde hissediyorum. O yanımda değil, saydığım şeyleri ve daha fazlasını bana gösteremiyor ama işte sevgisi öyle bir etki ki yokluğunda bile hissediyorum!

Fakat bunları yeniden yaşayamayacak olmak korkutuyor beni. Ya dayanamazsam? Ya yokluğu şu an kalbime hançer gibi saplanmış acıyı daha da körüklerse? Ah, nefes aldıkça canım yanıyor! Evet... Şimdiden onsuzluk beni öldürecek gibi.

Belki de gerçekten intihar ederim. Elbette sevgisini unutmam ama bir başkasını sever miyim bilemiyorum. Bilemiyorum gerçekten ne yapacağım... Fakat sevmeyi öğrendim. Saat 05.12 ve ben dakikalardır Lee Minho'yu sevdiğimi biliyorum. Yarın toprağı kucaklayacak sevgilimi seviyorum ben! Şu an onun da beni severek, gerçekten severek, öldüğünü düşünmek istiyorum fakat imkansız gibi geliyor bu. Yine de Minho her zaman en iyisi oldu bunu biliyorum. Umarım beni kaybetmeden de sevmeyi başarmıştır o. Severek ölmesini diliyorum çünkü ben ne olursa olsun severek toprağın altına gireceğim. Sevmeyi öğrenmiş biri olarak son nefesimi vereceğim.

Gün doğuyor şimdi ve ben sevmeyi öğrendim. Ağaçların arasından firar eden güneş ışıkları göle düşüyor... Sevmeyi öğrenirken görülecek tek güzel manzara bu sanırım.

En güzeli Lee Minho'nun kollarında olmak fakat bu imkansız.


***

Umm

Bunu neden yazdım bilmiyorum

Ben sevmeyi bile bilmiyorum ama yazdım bir şeyler işte.

Umarım hoşunuza gitmiştir!!

Umarım hoşunuza gitmiştir!!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
loving someone who is dead | MinSung Where stories live. Discover now