0.5

220 14 12
                                    

"Sonuçlar açıklanacak!" denildiğinde Sakura ve takım yemeklerini yeni bitirmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sonuçlar açıklanacak!" denildiğinde Sakura ve takım yemeklerini yeni bitirmişti. Doymadığını iddia eden Sakura'yı yeni bir tabak almaktan alıkoymaya uğraşan çocuklar rahatlayarak nefes verdiler. Onlar sahanın kenarına yerleştirilen platformun önünde toplananlara katılırken Roberto ve Sakura biraz daha ileride bekliyorlardı. Herkes toparlandıktan sonra sahneye bir adam çıktı; Sakura onu tanıyordu, belediye başkanıydı.

"Bugün burada toplanma sebebimiz, ilçemizi temsil etmek üzere bir takım oluşturulması için yapılan elemelerdi. Şimdiye kadar genellikle bu takımı seçmek üzere, her takım diğerleriyle en az ikişer m-"

"Bu kadar konuşma da açıkla artık!"diyen Ishizaki'ye hak veren çocuklar homurdandılar. Belediye başkanı kızardı bozardı ve sahneden indi.

Jürilerden birisi telaşlı bir tavırla sahneye çıkıp seçilen isimleri okudu. Bu ilk turda 30 kişi seçilmişti.

Misaki, Tsubasa ve Ishizaki de bunlar arasındaydı.

Sakura sevinmek istese de diğerlerinin seçilmemesine üzüntüsü baskın geldi ve sessizce durdu. Ta ki takımın o üçlüyü sırtlandığını ve kutlama yaptığını görene kadar.

"Harikasınız, ilçeyi temsil edeceksiniz!" diye bağırdı Nakazato. Diğer çocuklar onlara tuhaf tuhaf baksalar da umurlarında değildi. Koşup onlara katılan Sakura'nın da hiç umurunda değildi.

Takım sahadan ayrılırken de hâlâ bir festival havasındaydı. Bütün yorgunlukları uçup gitmişti sanki; öyle ya, ilçenin en kötüsü denilen gruptan 3 kişi seçilmişti. Sevinmeyip de ne yapsınlardı?

Sakura bu kutlamalarla yürüyen grubun biraz gerisinde kalmış, sabahtan kalan jelibonlarından yiyordu. Düşünceli bir tavrı vardı.

Taki de seçilmişti. Elbette. 15 yaşında değil de 30 yıllık bir tecrübeye sahip futbolcu gibi profesyonelken elbet seçilecekti.

Takasugi, Wakabayashi, Izawa ve Kisugi de seçilmişti. Buna da bir elbette. Ligin çok üstündeydiler hepsi de.

Keşke Taki'ye direkt hitap etseydi...Ne değişirdi? Belki de hiçbir şey, Kisugi gibi soğuk bir tavırla yüz çevirirdi. Yine de denememiş olması içinde bir şeylerin kopmasına sebep oluyordu. 2 yıldır ondan kaçıyordu. Refleks haline gelmişti artık.

Bir daha onu ne zaman görürdü ki? Ligdeki maçlar başlarsa..Bir dakika. İlçeden seçilen takımla beraber gidebilecek miydi? Ne sıfatla? Menajer? Diğer takımların menajerlerinden üstünlüğü neydi? Bunu hiç düşünmemişti şimdiye kadar oysaki çok büyük bir soruydu.

Burada mı kalacaktı? Takımın antrenman yapması gerektiği barizdi, burada kendisine ihtiyaç duyuluyor olabilirdi. Ama başkentteki turnuvaya gitmek...2 yıl öncesine kadar defalarca kere gitmişti. Sadece maç için gelmekten çok farklı bir hissiyatı olurdu. Takımla otelin altını üstüne getirmek, maçlarda bağıra çağıra tezahürat yapmak..Bunları çok özlemişti.

Shutetsu'da uzun süre menajerlik yapmıştı ve turnuvalara katıldıklarında(ki genellikle onlar seçilirdi.) çok eğlenirlerdi. Ama şimdi karma bir grup oluşturulacakken o kadar da rahat hissetmezdi ki kendini..Hem zaten gidemeyecekti ki..

"Neye daldın yine?" dedi yavaşlayıp adımlarını kıza uyduran Misaki. Sakura başını yavaşça sallarken ağzına bir jelibon daha attı.

"Hâlâ jelibon mu yiyorsun?" dedi Misaki gülerek.

"Tadı çok güzel, yemek ister misin?" dedi Sakura çocuğa uzatırken. Misaki bir tane jelibon aldığında kendisi de bir tane alıp şekerini emmeye başladı.

Misaki jelibonu ağzına attığı an yüzünü buruşturdu. "Ne oldu?" dedi Sakura şaşkınca.

"Fazla ekşi." dedi çocuk zorla yutkunarak. "Her seferinde belki severim diye yeniden yiyorum ama cık, olmuyor."

"Yazık. Tadı çok güzel oysa." dedi Sakura büyük bir keyifle jelibonu çiğnerken.

"Ee ne düşünüyordun?" diye sordu Misaki bir kez daha. Sakura boynunu esnetti.

"Siz turnuvaya gidip eğlenirken kalıp çalışmalara devam edecek bize acıyordum." dediğinde Misaki kaşlarını çattı.

"Bizimle gelmeyecek misin?"

"Zannetmiyorum. Karma bir grubun menajeri olamam ki öyle ha diyince. Takıma göz kulak olmam gerek hem."

"Bize de göz kulak olman lazım!" dedi Misaki. Tavrına güldü Sakura.

"8 kişiye 3 kişi kaybettiniz."

"Geliyor olmalısın! Gelmen gerek! Bunu kaçıramazsın! Koç!!" Roberto'nun yanına koştu Misaki.

"Vallahi aptal bu çocuk." diye söylendi pakette kalan son jelibonu ağzına tıkan Sakura. Yine de kendisine ihtiyaç duyuluyormuş gibi konuşması hoşuna gitmişti.

Sakura Roberto'nun dediği şeyi duymamıştı. "Nasıl ama Koç!??! Ona ihtiyacımız var!" dedi Misaki adamın söylediğine itiraz ederek.

"Takımla alakalı hiçbir şeye karar veremiyoruz Taro. Ben de sizinle gelemeyebilirim." dedi adam.

"Nasıl? Sen ve Sakura olmadan turnuvaya çıkamayız ki!" dedi konuşmayı duyan Tsubasa.

"Çıkabilirsiniz. Daha iyi bir koç da verebilirler size." Çocukların buna itiraz etmesine izin vermeden devam etti. "Takımın geri kalanıyla kalmam gerekir, doğrusu bu." Daha pozitif bir tavırla ekledi. "Tabii, konuşulursa Sakura da sizinle gelebilir sanırım."

Bunlar Sakura'nın beş altı adım ilerisinde gerçekleşen konuşmalardı. Sakura'ysa hiçbir şey duymamış gibi istifini bozmadan paketin dibinde kalan tozu yiyordu.

Misaki (uçarak) kızın yanına döndü. "Koç bizimle gelebileceğini söyledi!"

"Aman ne güzel." dedi kız kendi kendine konuşur gibi. Paketi ters çevirdi. Hiçbir şey dökülmedi. "Neden bitti ki şimdi bu paket?" dedi üzüntüyle.

 花見Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin