1. Bölüm

24 1 0
                                    

23 eylül 2015'te yazdığım hikaye'den selamlar 😂

Devasa bavulumu arkamdan çekiştiriyordum ama çok ağırdı keşke bu kadar çok eşya koymasaydım, iki haftalık bir tatil için fazla olduklarını düşünmeye başlamıştım. Oturmak için boş biryerlere baktım ve iki dedenin ortasının boş olduğunu gördüm. Tereddütle gidip ortalarına oturdum. Sağ tarafımdaki dedeye baktığımda kulaklıkları olduğunu gördüm, dinlediği şarkıyı biraz duyabiliyordum rock'tı, baştan aşağı süzdüm uzun siyah bir paltosu vardı ve puro içiyordu. Adam benden bile daha tarz sahibiydi. Ona baktığımı anladığında homurdanmaya başladı bende sol tarafımdaki dedeyi incelemeye başladım o daha çok normal dedelere benziyordu. Anonsu duyduğumda ihtiyarları kesmeyi bırakıp oturduğum yerden kalktım. Derin bir nefes alıp yürümeye başladım.

---

Uçak havalanalı on dakika olmuştu ama midem şimdiden alt üst olmuştu, elimi yüzümü yıkamam lazımdı. Kendimi tuvalete attığımda aynaya baktım, kıpkırmızıydım. Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra çıktım. Koltuğuma doğru giderken birden dengemi kaybedip yere düştüm, kafamı kaldırdığımda beyaz tişört giymiş birini gördüm fazla kaslıydı, siyah kotu ve siyah spor ayakkabılarıyla çok uyumluydu. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde ağzım açık kaldı ilk defa bu kadar güzel gözler görüyordum, yeşilin en güzel tonuydu. Uzun kirpikleri vardı. Ben ona hayran hayran bakarken onun soğuk bakışlarını fark ettim ve ona gülümseyip ayağa kalktım sanırım bayağıdır yerdeydim çünkü herkes bana bakıyordu. Yerime oturduğumda çantamdan yeni aldığım kitabımı çıkardım ve okumaya başladım. Ben okumaya devam ederken gözlerim uykusuzluktan kapanıyor ve başımın bir sağ tarafıma bir sol tarafıma düşmesini engelleyemiyordum ama herkese "ben uyumuyorum" süsünü vermeye çalışıyordum. İniş anonsunu duyduğumda kendimi biraz toparladım. Etrafı incelerken biraz ileride oturan, önüne düştüğüm çocuğun bana baktığını gördüm. "Ne" dermiş gibi baktığımda

"Aptal" dedi ve önüne döndü.

Bana aptal mı demişti?

Gerizekalı kafa!

Uçak iniş yaptığında valizimi aldım ve arkamdan süreklemeye başladım.

Beyaz tişörtlüyede yandan sinirli bir yüz ifadesiyle bakmayı ihmal etmiyordum az ileride onu bekleyen iki arkadaşına sarılıp arabaya binip gitmişti.

Gözlerim teyzemi arıyordu ama göremiyordum. Her zaman ki gibi yine geç kalmıştı. Az önce gördüğüm küçük büfeden bir şeyler almaya karar verdim, hemde teyzemi orada oturup bekleyecektim. Bir meyve suyu ile çikolatalı kek alıp masaların olduğu tarafa gittim ve bir sandalye çekip oturdum. On dakika olmuştu ama teyzem hala ortalıkta yoktu. Oturduğum yerden kalktım ve otoparka doğru yürümeye başladım. Teyzemi arabasını park etmeye çalıştığını gördüğümde büyük bavulumla daha hızlı yürümeye başladım. Arabasından indiğinde oda beni gördü ve birbirimize slow motion'da koşmaya başladık.

''Sahram'' dedi teyzem

''Çok özledim seni Nur sultan'' deyip daha sıkı sarıldım

''Bende seni. Hadi bin arabaya yorulmuşsundur eve gidelim.''

''Tamam'' deyip bindim, teyzem arabayı çalıştırdığında kafamı cama yasladım ve Hagen'in güzel sokaklarını seyretmeye başladım.

Yarım saat sonra eve erdiğimizde bagajdan bavulumu alıp zile bastım. Teyzem bekar bir kadındı ve yalnız yaşıyordu evde Gül abladan başka kimse olmazdı genelde. Kapıyı teyzemin çalışanı Gül açmıştı ellili yaşlarını çoktan geçmiş bir bayandı ve kendisini çok severdim, büyüğümde olduğu için ona hep ''abla'' diye hitap ederdim. Onada sıkıca sarılıp salona geçtikten sonra yemek masasındaki en sevdiğim yemekleri görünce ağzım açık kaldı. Teyzem benim bu halime gülüp ''hadi geçelim'' deyince ağzımım suyu aka, aka oturduk üçümüzde masaya. Yemekler bitene kadar sohbet etmiştik daha çok Türkiye'deki akrabaların nasıl olduklarını, hayatımın nasıl geçtiğini soruyorlardı. Masayı toplamaya yardım ettikten sonra buradaki odama gittim her şey bir sene öncesi gibi aynı yerlerindeydiler. Her sene iki haftalığına Hagen'e teyzemim yanına tatil yapmak için gelirdim.

Pijamalarımı giyip beyaz, yumuşak yatağıma girdim ve kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

---

Sabah kalktığımda banyodaki işlerimi halledip dolabımın karşına geçip beş dakika ne giyeceğimi düşünmeye başladım.

Siyah uzun bel bir şort ve beyaz bir tişört seçip giydim. Hafif bir makyaj yapıp mutfağa indim. Teyzeme ''günaydın'' deyip masaya geçtim.

Kahvaltımızı yapıp teyzemle beraber masadan kalktık. Odama gidip siyah yuvarlak, püsküllü çantamı alıp aşağı indim. Siyah süet babetlerimide giyip dışarı çıktım. Teyzemde geldiğinde arabaya bindik ve buranın en büyük alışveriş merkezinin yolunu tuttuk.

---

Beş saatin sonunda ikimizinde elinde on poşet vardı. Ayaklarımın ağrısından yürüyemeyecek duruma geldiğimizde eve gitmeye karar verdik.
-
Teyzem kırmızı ışıkta durduğunda kafamı camdan dışarı çıkartıp dışarısını seyretmeye başladım. Arkadan ''hey sakar'' diyen birini duyduğumda o tarafa baktım. Motosiklete binmiş, dünkü gerizekalı kafayı gördüğümde şok olmuş bir biçimde içeri girdim. Tam camın yanına geldiğinde kocaman gülümsedi. Yeşil ışık yandığında araba çalıştı, bense ona baka kalmıştım oda aynı şekilde bana bakıyordu arkadan. Sonunda teyzeme döndüğümde bana ''o kim'' diye sordu.

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Apr 26, 2022 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

PASDonde viven las historias. Descúbrelo ahora