8.BÖLÜM: GÜVEN BANA

2.7K 80 5
                                    

Dalarsın bazen çok uzaklara. Daldıkça dalarsın aslında. Bir bin farklı hayallere. Kiminle nerede ne olacağını umursamazsın. Çünkü o an umursayacak halin yoktur. Kim olursa olsun dersin. Yeter artık bu kadar çektiğim dersin. Yada isyan edersin. İsyan..içimde yanıp kavrulan bir isyan vardı. Belki de şuan isyan etmek istiyordum. Lakin içimdeki ses daha hiçbirşey yaşamadın diyordu. Susuyordum.

Aslında haklıydı daha hiçbirşey yaşamadım ki ben. Neydi yaşadıklarım. Yatmak ve sonra annemin yorgun haliyle gelip hazırladığı sofraya oturmak mı? İsyan neydi ki? İsyan etmek belki de bana göre değildi. Gerçi hakkım değildi. Yatıp kalkan biri isyan edemezdi. Ben daha annemin yaşadığı herşeyin bir gramını yaşamamıştım. Bir gün.. bir gün eğerki isyan edersem bu kişi şuan beni zorlayan Buğra hoca değil! Babam olacak o adam olacaktı.

Biliyorum. Geri dönecekti. Ama o zaman geriye baktığın da bizi göremeyecekti. Şaun bile dalmış böyle düşünüyordum. Omzumda ki baskı varlığını tekrar hatırlatınca gözlerimi duvardan çekip buğra hocaya çevirdim. Gözleri o kadar kısktı ki anlamak istermiş gibiydi beni. Sanki bir çok soru içinde boğuştuğumu düşünür gibi bir hali vardı. Tuhaftı işte. Bazen isnan insanı yanlış anlardı ama buğra hoca beni hissettiklerimle anlıyordu. Çok doğru bir adamdı.

"Sen ne? Kıvırcık." Sesi tekrar beni kendine getirmişti. Kendime gelmeliyim. Bu yakınlık bana hiç iyi gelmiyor. Saçma sapan hayallere kapılmamı sağlıyor. Omzumu yavaşça geri çekip, "Liste nerde şimdiden başliyim." Dedim ve buğra hocayı arkamda bırakıp masada gözümün iliştiği listeyi ellerimin arasına aldım. Arkamda bıraktığım için sık ve sert nefes aldığını anlayabiliyordum ama ona güvenemezdim. Değil ona hiçkimseye güvenemezdim.

"Pekala sen istedin bunu. Şu rafı bitirmeden çıkma okuldan!" Dedi ve eliyle gösterdiği rafa baktım. Fazla büyük olmasada genişti. Genişliği sayesinde içinde birçok kitap barındırıyordu itraz etmeden listeyi de alıp direk rafa doğru eğildim ve yazan kitapları her bir alfabetik sıraya göre yazmaya başladım.

Dün kafede Sumru ablanın dediği geldi aklıma. Gündüz ona uğramamı istemişti. Günlük fiyat hakkında konuşacaktı. Lakin Buğra hoca yüzünden buna bile gidemiyorum. Eğilmekten belime giren krampla kendimi yere attım ve sırtımı rafa verip skıntıyla başımı yere çevirdim. Bakışlarım buğra hocaya kaydığın da telefonuna baktığını gördüm. Belki de bu halimi görüyordu. Ama umrunda değilmiş gibi davranıyordu. İyi davransın bakalım.

Biraz dinlendikten sonra tekrar yavaşça kalktım ve eğilmek yerine tam anlamıyla çömelip kitapları hzılı bir şekilde yazdım. Kaç saat geçmişti bilmiyorum ama çalan telefonumla gitikçe ağrıyan gözlerimi telefona çevirdim  gelen aramayı yanıtladım.

-Efendim?

İlk önce karşı taraftan ses gelmedi. Ardından gelen hışırtılardan sonra nihayet telefonun başındakinin sesini duymuştum.

-Rüya benim Onur. Size geldim de kapıyı açan olmadı. Nerdesiniz?

-Annem evde değil. Bende okuldayım. Kusura bakma.

Buğra hocanın keskin bakışlarını nedense sırtımda hissedebiliyordum.

-Anladım. İstersen gelip alabilirim seni okulda?

-Gerek yok kendim gelirim. Hafta sonu görüşelim istersen?

-Olur Özgede gelir.

-Peki görüşürüz.

-Görüşürüz

Tekrar işime koyuldum. Kendimi Buğra hocaya bir açıklama yapmam gerekiyormuş gibi hissetsem de bu seferde ben umursamadım ve hızlıca en üst rafa geçtim. Yaklaşık bir buçuk saat geçmişti. Bende ikinci raftaydım. "Kimdi o!" Sert sesini işittiğim an listeyi bırakıp, "Kim kimdi?" Diyerek sordum. Buğra hoca elindeki telefonu seri bir şekilde cebine koyup bana doğru adımladı ve tam dibimde durup yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "O diyorum! Arayan! Kimdi!" Her harfin üstüne basa basa öyle bir konuşmuştu ki bir an karşımda seri katilmi var diye düşünmedim değil!

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Where stories live. Discover now