Dream Taekook

#8#

#kimin adamı olduğunu biliyorum

Halsey / g-eazy = him & İ
Keyifli okumalar

"Siktir, neredeyim ben. Kimse yok mu?"

Kulağıma dolan seslerle yerimden hızlıca kalkmış yatakta oturur pozisyonuna geçmiştim. Yerimden ani ve hızlı kalkışımla beynim zonklamış ve ben ağzımdan bir küfürü serbest bırakmıştım. Yeni uyanmış olduğum uyuşuklukla ne olduğunu bilmediğim gerçeği kenara bırakmış, gerçekten neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum.

Fazla uzun sürmeden kafama dank eden gerçekle büyük olduklarını düşündükleri gözlerim daha da büyümüş ve ben yataktan kendimi fırlatırcasına kalmıştım. Odadan gelen sesler daha doğrusu küfürler artmış, oldukça gerilmeme sebep olmuştu. Gerilmemin tam tersi yönü gülümsüyordum. Neden soracak olursanız; aşırı sexy Kim Taehyung, yeni uyanmış olduğu getirileri yüzünden huysuzluğu ve benim evimde uyandığı şokunu görmek için sabırsızlanıyor ve istem dışı bu hallerini görecek olmak hem gülümsememe sebebiyet veriyor hemde alttan alttan ne tepki vereceğini bilemediğim için korku yayılıyordu bedenime.

Umuyordum ki fazla tepki vermezdi.

Çabuk hareketlerle odadan çıktım ve salona yürüdüm.

"Sikeyim, kimse yok mu evde?" Ona ve küfürlerine yaklaştıkça gerim gerim geriliyordum. Aşağı inmiş salonda duruyordu ve ben salona girmekten bir an vazgeçmistim ama bu kararım iki saniye falan sürmüştü. Salon kapısına ulaşmış alt dudağımı dişlemiştim istemsizce.

Salona girdiğim gibi etrafına sinirli bakışlar atan bir Kim Taehyung görmem şaşırtmadı açıkcası. Geldiğimi fark edip kafasını kaldırır kaldırmaz göz göze geldik. Kaşları çatıldı, anlamazca gözlerime bakıyordu. Küçük adımlarla yanına ulaştım. Öfkesi on kilometre öteden belli oluyordu. Kalbim hızlı hızlı vuruşlarını kalbime vuruyordu onun bu halini görmeye devam ederken. Gözleri ve dudakları şişmiş, uykulu, büyük ihtimal başının ağrısı, beni gördüğü için çatılı kaşları ve o boğuk sesi kalbime iyi gelmiyordu. Düşünüyorum da beni gördüğü için çatılmış kaşlar ve yüzünün sinirden kızarması hiçbir şey ifade etmiyordu ona duyduğum hisler karşısında.

Ben hangi ara böyle olmuştum.

"Ne işin var burda?!" Bağırdı. Bekliyordum, bu durum karşında ağzımı burnumu bile dağıtmasını bile bekliyordum ve hala beklemeye devam ediyordum. O yüzden içimden 'bari fazla beklemiyeyim' deyip hemen açıklamaya başladım ama -"Sana soruyom bu siktiğimin evinde senin yanımda ne işin var hm?!"- izin verirse tabi.

"Öncelikle sakin ol ve açıklamama izin ver." dedim vücut dillerimi de kullanarak çünkü gergin olduğumda mal gibi el hareketleri yapardım ve şuan da bunu yapmaktan ne kadar nefret etsem de durduramıyordum kendimi. Yüzüne hala bakarken öylece durmuş açıklamamı bekliyormuş gibi bakıyordu sessizce bu yüzden fazla uzatmayarak boğazımı temizledim ve açıklamaya başladım.

"Dün gece fazla içmiş ve sızmıştın barda. Oradaki çalışanlar beni çağırıp seni dışarı atmamı istediler yani sokağa ve seni sokak yerine kendi evime getirdiğim için bana bir teşekkür borçlusun." Güldü, omuzları sarsıla sarsıla güldü. Kaşlarımı çattım çünkü neden gülüyordu ki bu aptal komik birşey mi vardı? Tanrı aşkına!

"Neden gülüyorsun?" Dayanamayıp sorduğumda yüz ifadesi alaycı bir hal aldı fakat hala gülümsüyordu.

O çok sevdiğim gülümsemesini sunuyordu şu aciz gözlerim ve kalbime.

"Her barda sızanı evinemi getiriyorsun?" Sorar gibi sorduğunda kaşlarımı daha da fazla çatıp öfkelendim. Bu nasıl saçma bir soruydu şuan yüzünü dağıtmak istiyordum. Beni ne olarak görüyordu. "Ne demek oluyor bu, beni ne sanıyorsun sen. Her sızanı getirmiyorum hatta hiç birini getirmedim." Alaycı ifadesi ve gülümsemesi yüzünde dondu. Öyle bir öfkeli bir hal aldı ki bakışları aklıma gelen şeyle pot kırdığımı fark edip yerin dibine girmek istedim.