39. Bölüm - Eriyen buzlar-

489 74 67
                                    

Dikkatlice yaptığım banyonun ardından aşağıya indiğimde kulaklarıma dolan Dilara ve Mert'in kahkahaları ile yüzümde küçük ama içten bir gülümseme oluşmuştu. Baba kız olarak benimle babam gibiydiler.

Tek fark biz annemizi biliyorduk kokusunu hissetmiştik. Şevkatiyle sarmaladığı o huzurlu anları biliyoruz. Anne kavramının ne demek olduğunu biliyoruz en çokta. Ama Dilara bizim kadar şanslı olamamıştı bu konuda.

Aynen iç sesim diyerek buruk tebessümle ilerledim masaya.

" Günaydın." diyerek babama ve Ezel'e şöyle bir baktıktan sonra hemen önüme döndüm.

"Günaydın teyzelerin birtanesi." diyerek yanağıma sulu bir öpücük konduran Dilara'ya döndüm. Nereden geliyordu bu yalakalık?

Yağlara zam geldi Diloş.

"Söyle bakalım küçük cadı yine ne istiyorsun." dedim kaşlarımı yemedim yalakalığını diye kaldırırken.

"Ne yani Elif Nisan teyzem illa senden bir şey isteyeceğimide nereden çıkardın." diyerek bana sitem etmişti.

"Teyze dediğinden." dediğimde Mert ve babam kahkaha atarken Ezel tebessüm etmekle kalmış, Dilara ise şaşkınlıkla bakmıştı.

"Of tamam tamam.." diyerek çocuksu bakışlarını kullanarak bana bakmaya başladı. Şe tamam tamam bu küçük cadı bizi nederen vuracağını çok iyi biliyor. Evet yumuşak karnımı biliyordu işte. "Hafta sonu Barış ağabeyler mangal partisi vereceklermiş benide oraya götürür müsün?" diyerek ellerini çenesinin altında birleştirirken "Ne oluuuuuurrrr Elif Nisan teyzeee." diyerek yavru kedi bakışını atmayı da ihmal etmemişti.

Ne Barış'ı ne mangal partisi yahu kaşlarımı kaldırarak soran gözlerle Mert'e baktığımda çatalındaki peyniri ağzına atıp midesine gönderdikten sonra dudaklarını silip bana dönü tekrar.

"Dün sana söyleyecektim. Ama gece geçti ve sen uyuyordun." diyerek açıklamaya başladı. "Barış  her yıl birkaç defa bunun gibi partiler veriyormuş bizide davet etti. Dilara benden izin istediğinde bende Elif Nisan teyzen izin verirse gidebileceğini söyledim.  Ben daha Barış'a da olumlu yada olumsuz bir cevap vermedim. Gitmeyelim dersen gitmeyiz."

"Gidelim ne olur Elif Nisan teyze." diyerek daha mert lafını bitirmeden konuşmuştu Dilara.

"Tamam." diyerek omuz silktim. "Gidelim o zaman. Baba?" diye sorduğumda omuz silkti.

"Sizin için bir sakınca yoksa gidin tabi. Ben evde dinlenmeyi tercih ederim." demekle yetinmişti.

Dilara sevincinden beni ve babasını öpüp yerinde zıplarken benim gözüm babamda idi.
Babam bana  fark ettirmemeye çalışsa da ondaki bu durgunluğu fark edecek kadar onu iyi tanıyordum.

"Dilara hadi okula geç kalacaksn kızım." diyerek onu çağıran Lale ablanın yanına doğru gitmeden hepimize birer öpüçük kondurmuştu.

"Ezel'ciğim kendine iyi bak olur mu mavişim." diyerek Lale ablaya doğru ilerleyip bize doğru dönüp el salladı tekrardan. Ezel'e hangi ara bu kadar ısınmıştı bu kız? Ezel' de izin isteyip kalktığında babama baktım.

"Ne Ezel'miş be biricik kızımı kendine aşık ettiği yetmiyor torunumu da aldı elimden." diyerek kısık sesle sitem eden babama şaşkınlıkla baktım.

Baban bizi kıskanmış yavv..

Benden başka kimse duymamıştı. Hoş masada Mert ve benden başkada kimse kalmamıştı.

Yakın KorumamWhere stories live. Discover now