İlk Prens İle Yakınlaşma

859 73 6
                                    

"Taehyung-ah! Uyan artık" Yavaşça ve yarım yamalak gözlerimi açmış ve  beni dürten eli tutmuştum. "So-min yapma~" Bu So-min değildi. Bu başka biriydi.  "So-min değilim ben." kıkırdamıştı. Gözlerimi sonuna kadar açıp tuttuğum ele ve yavaşça sahibine bakmıştım.  Gözlerim tamamen açılırken hızlıca yatakta doğruldum.

"Elimi tutmayı sevdin sanırım" Gülmüştü. Fark edince elini hemen bıraktığım da şaşkınca bakmaya devam ediyordum yüzüne. "Ben , şey yani." kelimelerimi bir araya toparlamakta zorluk çekerken, araya girdi.

"Tamam,tamam hadi kalk ve giyin kapıda bekliyorum." Dediğinde ben anca kestirirken o odadan çıkmıştı bile. Hızlıca kalkıp dolaba yönelmiş  ve giymem için ayrılmış olan beyaz hanbok'u görmüştüm, hızlıca giyip saçlarımı dağıttıktan sonra elmasları gözlerim altına yapıştırıp,hızlıca kapıdan çıkmıştım.  "Üzgünüm anca kendime geldim.."

"Sorun değil, gidelim hadi." Gözlerimin içine bakıyordu.  Bakışları çok derin.. "Nereye?" demeye kalmadan önden yürümeye başlamıştı.

"Yah Yoongi!" Arkasından ona yetişmeye çalışıyordum. Bir odaya girmişti, ardından yavaş adımlarla girmiş ve etrafa göz gezdirmiştim. Siyah ve gri tonları ile bezenmişti. Yer yer de şarap kırmızısı barındırıyordu. Ben odaya hayranlıkla bakarken, Yoongi odasının içindeki başka bir odaya girmişti. İçerden bana seslenmesiyle kendime gelip odaya bakarım.

"Tae-Hyung-ah! Hayranlığın bitti mi? İstersen gel artık yanıma!"

Olduğu odaya girince diğer odadan daha farklı bir oda ile karşılaşmıştım. Oda müzik odası idi. Özel yapılmış müzik aletlerini görürüm. Bu oda tamamen üzerimdeki hanbok'umun rengiyle tam uyuşuyordu.

"Hey o ne?" Diye bir soru yöneltmiştim, telli bir çalgı görünce.

"Gayageum.Özel yapıldı sanırım şuanlık sadece 3 tane var. Ve biri bende. Ama ileri de çok değer görecek müzik aletlerinden sadece birisi olacağı aşikâr."

"Çok hoş duruyor." Hayranlıkla gayageum'a bakarken aynı hayranlıkla Yoongi'nin beni incelediğinin farkında değildim.

"Bana öğretir misin?" Diye küçük bir çocuk heyecanıyla dönmüştüm Yoongi'ye. Kafasını sallamıştı. O anki heyecan ile ne yaptığımı bilmez bir şekilde Yoongi'nin boynuna sarmıştım kollarımı. İlk affallasa da o da kollarını ince - bir erkeğin belinden daha ince olan-  belime sarmıştı. Ve gülümsemişti. Bir süre sonra ayrıldığımızda;

"İlk defa birisi utanmadan ve korkmadan bana sarılabildi ha? Hayret edici." Dediğinde kıkırdamıştım.

"Annemden başka biri ilk defa bana 'seni seviyorum' dediğinde hissettiğim duyguyu şuan sende hissediyorsun değil mi?" Diye soru yöneltmiştim.

"Heyecan, mutluluk ve anlatılamayacak bir duygu daha.. Sanırım ne demek istediğini anladım." Gülümsemiştim ama gülümsememi yatak odasından gelen ses bozmuştu.

"Yoongi Hyung!" Bu Jungkook'un sesiydi. Jungkook'un sesini duyduğunda yüzü düşmüştü. "Ne var?" Sesi buz gibiydi. "Yanında kim var?" Jungkook sorularına devam ediyordu. "Omega"

"İçeri girebilir miyim? Ne yapıyorsunuz orada?"

"Bu seni ilgilendirmez bir, giremezsin git gözden ile ilgilen bu da iki." Sadece onları dinlerken Yoongi'nin sarf ettiği 'gözden ile' lafı nedense kalbime oturmuştu.

"Neden her defasında A-ra'yı karıştırıyorsunuz?" Kırgın ve sinirli sesi kulaklarımıza dolmuştu.
"Kötü biri olduğu için olabilir mi?"

"O kötü biri değil! Neyse kime anlatıyorum ben. Ne yaparsanız yapın. Babama söyleyince görürsünüz siz."

"Jungkook!" Gür sesi ile odayı Namjoon'un sesi işgal etmişti.

....

Giydiği beyaz hanbok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Giydiği beyaz hanbok.

EudoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin