Beşinci Bölüm

2.5K 197 101
                                    

Bütün kötü duygular ruhumu sararken kaşlarımı çatabildiğim kadar çattım.

"A-abi ne diyorsun?" sesim titrerken abimin gözlerinin içine baktım.

"Çabuk!" sesinden korku açarken anlamazlıkla gözlerimi kıstım.

"Anlamadım?" endişeli bir şekilde etrafa bakarken, salonu dolduran melodiyle yerimden sıçradım. Abim, çalan telefonu titreyen elleriyle açtı.

"E-efendim abi?" ortamda ki elle tutulan gerginlik can sıkıcıydı.

"Y-yok abi." abimi hiç bir zaman bu kadar korktuğunu görmemiştim. Birden abimin renginin atmasıyla korku dolu bir çığlık attım.

"A-abi, abim. İyi misin? N-neden rengin attı?" abim kafasını benim odama doğru çevirdiğinde oraya baktım.

Karanlık odada hiç bir şey gözükmüyordu. Tekrardan abime baktığımda hala oraya bakıyordu. Ani bir şekilde abimin elinden telefonu alıp arayan kişiye bakmadan kulağıma götürüp korkmama rağmen sakin bir sesle konuşmaya başladım.

"Siz kimsiniz? Abime ne söylediniz?" titreyen sesim bana yardımcı olamazken karşı taraftan sadece nefes sesleri geliyordu.

"B-bakın, kim olduğunuzu bilmiyorum bir daha abimi aramayın!" telefonu kulağımdan çekip arayan kişiye baktım.

'Patron'

Kimdi bu patron denilen kişi?

"Meleğim, telefonu abine ver." kulağımdan içeri sızan kalın ses karşısında boğazımda ki yumruyu götürebilmek adına yutkundum. 

"H-hayır." karşı taraftan kesik nefes sesleri geldiğinde güldüğünü anladım.

"Bana hava hoş, sesini hiç bıkmadan ömür boyu dinleyebilirim... Dinleyeceğim de zaten." kaşlarım havalanırken telefonu kulağımdan çekip vakit kaybetmeden suratına kapattım.

Gözlerim abime kayarken gözünden düşen yaşa baktım. Telefonu sehpanın üzerine bırakıp abimin karşısına geçtim.

"Abim, ağlama yalvarırım. Her şeyi anlat, lütfen ağlama." yere çöktüğünde önüne oturdum.

"Koruyamıyorum seni... İyi bir abi olamıyorum sana." göz yaşları yüzünde yol çizip yere düşerken parmaklarımla çizilen yolu sildim.

Abimin yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Gözleri beni bulurken gülümsedim.

"Sakın böyle düşünme. Sen benim ailemsin, abimsin, arkadaşımsın ve daha sayamayacağım bir sürü şeysin benim için, sensiz yaşayamam benim tek hayata tutunma sebebimsin. Lütfen böyle düşünme ben seni çok seviyorum." burnunu küçük bir çocuk gibi çektiğinde gülümsememi genişlettim.

"Gerçekten mi?" gözüme o kadar tatlı gelmişti ki yanaklarını sıkmak istemiştim.

"Gerçekten." dudaklarının kenarı kıvrıldığında yanağına öpücük kondurdum.

"Beraber uyuyalım mı?" dediğimde kafasını sağa sola salladı.

"İşe gideceğim." dediğinde kaşlarımı çattım.

Gece'nin bu saatinde ne işi?

Aklımda ki soruyu dilime döktüm.

"Gece'nin bu saatinde ne işi abi?" dediğimde gözlerini kaçırdı.

"Normal iş." abimi fazla sıkıştırmamak için kafamı 'anladım' mânâsında salladım.

Yerden destek alarak ayağa yavaşça kalkarken vücuduma birinin dokunduğunu hissettim, hızlı bir şekilde arkamı dönerken gözlerimin önünde siyah noktalar belirdi.

"Melina, iyi misin?" abimin sesi kulaklarımdan içeri sızarken kafamı aşağı yukarı salladım.

"Hızlı hareket edince gözüm karardı." dediğimde tedirgince etrafına baktı.

"Güzelim, ben işe gidiyorum sende uyuma, kâbus görürsün tek başınasın evde. Televizyon izle." dedi abim.

Haklıydı, kâbuslarım çok artmıştı.

"Tamam abim. Dikkat et." dedim.

Ayağa kalkıp kapının yanına ilerledi. Montunu üstüne geçirirken beni uyardı.

"Ben çıktıktan sonra kapıları çok iyi bir şekilde kilitle, pencereleri sakın açma. Evin bütün ışıklarını aç ve uyuyacağın zaman bana haber ver. Telefonu sessize alma." beyaz kaşlarım çatılırken nedenini sormamaya karar verdim.

"Tamam abi, dikkat et." yanıma gelip alnıma öpücük kondurduğunda çatılmış olan kaşlarım huzurla düzeldi.

"Seni seviyorum güzelim. Dediklerimi unutma." dediğinde kafamı salladım.

"Hatta anahtarı kendimle alacağım ben kilitlerim kapıyı sen geç içeri kaloriferler yanıyor. Dolapta da yemek var, hadi güzelim görüşürüz." deyip kapıyı kapatmasıyla üç veya dört kez kilit sesi geldi.

"Fazla tuhaf." omuzlarımı silkip çıplak ayaklarımı yere sürterek salona ilerledim.

Televizyonu açıp mutfağa ilerledim. Buzdolabını açtığımda üstüme gelen soğuklukla ürperdim.

Gözüme çarpan sütlacı elime aldım, zafer gülüşümü atarken ayağımla kapağı kapattım. Tezgâh'ın üstünde yeni yıkandığını belli eden kaşığı elime alıp koşar adımlarla salona ilerledim.

Koltuğa yerleştirken kenarda ki battaniyeyi üstüme örttüm.

Elimde ki kumandayla beraber kanalları dolaşmaya başladım. Hiç birisi dikkatimi çekmezken, çizgi film kanallarına yöneldim.

Rastgele bir tanesinde durup izlemeye başladım, elimde ki sütlaçtan büyük kaşıklar alırken gelen bildirim sesiyle bütün odağımı telefonuma verdim.

Elimde ki kaseyi yan tarafta ki koltuğa bırakırken telefonumu elime aldım.

05*: Beyaz Meleğim, sakince ye önünden kaçıran yok.

Öksürmeye başladığımda masa'nın üstünde ki suya zor bela ulaştım. Su boğazımdan aşağı inerken rahatladığımı hissettim. Tekrar gelen bildirim sesine yaşarmış gözlerimle baktım.

05*: Güzel yapmış mıyım sütlacı?

Gözlerim kocaman açılırken bir mesaj daha geldi

05*: Helâl kurban olduğum... Helâl.

Elimi korkuyla ağzıma götürdüm, gözümden düşen yaşlara engel olamazken etrafı saran aşırı şiddetli sese çığlığımla beraber eşlik ettim.

-BÖLÜM SONU-

Yazar: Yağmur Yabalak

Yeni Bölüm Tarih - Saati: 30.04.2021 16:11

BIÇAK İZİ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin