Bölüm 3. 🍂 Gediz'in aşkı 🍂

537 34 48
                                    


  Hello! Nabersiniz canlar? Hem buradan hem de Instagram'da Işıklı Yollar için açığım hesaptan bir sürü kişi sordu yeni bölümün ne zaman geleceğini. Aslında bölümü yazmak için bolca zamanım vardı ama hissetmeyi bekledim. Çünkü bu bölümde benim kaleme alması zor bazı sahneler vardı. Hakkını vererek yazmak için durmadan sahneyi düşünüp, iliklerime kadar hissetmeyi bekledim. Ve sonunda yazdım, umarım istediğim etkiyi oluştura bilmişimdir.

Aslında dün akşam gelecekti bölüm, ama tam bölümü atarken pek sevgili Uraz Kaygılaroğlu'nun İnstagram'da canlı yayını başladı. Bilenleriniz vardı aranızda, çocuk istismarına karşı bağış toplamak için bir yanın düzenlendi Uraz tarafından. Ve yayına bir sürü isim katıldı. Aralarında ağlamama sebep olan Neslihan da vardı. Harika bir yayın oldu ve gecenin sonunda tam 1 milyon lira bağış toplandı. Peki siz izlediniz mi yayını?

Her neyse, sözü fazla uzatmak istemiyorum. Bölümü okuyup, ne yorum, ne beğenme bırakmayan bir sürü hayalet okuyucu var. Sadece emeğe saygı duymanızı istiyorum. Ben bu hikayeyi sizin için yazıyorum çünkü. Yeni bölüm tahminlerinizi ve görüşlerinizi bekliyorum. İyi okumalar.

 

Melek küçücük ellerini toprağın üzerinde biraz gezdirdikten sonra iç geçirdi. Geçen sefer yanında getirdiği masal kitabını evde unuttuğu için hayıflanırken, kocaman gözlerini yanında ayakta duran ve düşünceli görünen babasına çevirdi.

"Sence geldiğimizi hissetmiş midir baba?"

Sancar ona iyi bir şeyler söylemesini bekleyerek bakan küçük kızına gülümsedi şefkatle.

"Tabi hissetmiştir babam" deyip eğilip kızının yanına oturdu. "Hatta görüyordur şu an seni, gülümsüyordur. Mutlu olmuştur geldin diye"

"O zaman sık sık gelelim olur mu?" dedi Melek gözlerini kısıp bulutlu gökyüzüne bakarak. "Hep mutlu olsun Gediz, yalnız kalmasın, korkmasın"

"Olur babam, sen ne zaman istersen geliriz"

"Yağmur yağacak galiba" dedi Melek bakışlarını gök yüzünden çekip, Gediz'in isminin yazıldığı tahta parçasına dikerek. "Acaba Gediz üşüyor mudur hava soğuk olunca? Battaniye falan mı getirseydik acaba?"

"Sen bunları düşünme babacığım, ayrıca ben onun şu an çok güzel bir yerde olduğuna ve üşümediğine inanıyorum" dedi Sancar duygulanıp. Melek Gediz'in ölümünden çok etkilenmişti ve kızın üzerindeki bu kötü etki asla geçmiyordu. Annesi aylar sonra dönmüş olsa bile geçmiyordu. "Ama burada biraz daha oturursak biz üşüyeceğiz, hem yağmur da yağacak galiba birazdan"

Melek babasına bakıp kafasıyla onayladı onu. Ardından ayağa kalktı ve bakışlarını son bir kez Gediz'in mezarına çevirdi.

"Hoşçakal Gediz, biz şimdi gidiyoruz ama ben yine geleceğim seni ziyarete" Mezara doğru el salladıktan sonra babasının elini tuttu Melek. Ardından yavaş adımlarla uzaklaştı mezardan.


••••••

Nare telefonuna gelen mesajdan sonra otelden çıkmıştı. Sancar Melek'i Elvan'ın evine bırakacağını, onu orada görebileceğini söylemiş, Elvan'ın evinin adresini göndermişti. Aslında şu sıralar Elvan'la görüşmek, istediği en son şey bile değildi. En az kendisine olduğu kadar kızgındı ona da. Elvan'ın da ona kızgın ve kırgın olduğunu biliyordu. Yüzünü görür görmez Gediz'le evlenip Sancar abimi bırakıp gittin diye şikayete başlayacaktı. Onu dinleyecek mecali hiç yoktu Nare'nin, tek istediği kızını görmekti. Ayrıca Elvan'ın Gediz'e kötü davrandığını bildiği için kızgındı ona, kavga edip kalbini kırmak istemiyordu. En iyisi Melek'i alıp başka bir yere geçmek diye düşünürken taksiye bindi.

Işıklı YollarWhere stories live. Discover now