Onsekizinci Bölüm: Hep Birlikte

243 20 21
                                    

Ginny'nin Ağzından

Öylece oturuyorduk. Ron'a herşeyi anlatmıştım. O kadar sakince dinlemişti ki, şaşırmıştım. "Ginny, bu kadar şey yaşamışsın. Bana neden anlatmadın? Tamam biliyorum, sinirli biriyim. Hatta şu an onu bulmak ve üzerinde değişik lanetler uygulamak istiyorum. Ama aynı zamanda senin yanında olurdum."

Dediklerine tebessüm ettim, "Teşekkür ederim. Ama o bir Slytherin, ne tepki vereceğini bilemedim."dedim. Ron'dan böyle bir tepkiyi hiç beklemiyordum. Anlayışlı görünüyordu. Bir anda boynuna atıldım, "Dinlediğin için, yanımda olduğun için teşekkürler."

"Her zaman." Ayağa kalktı,"Hadi kalk, yeter bu kadar duygusallık."dedi ve elimden tutup ayağa kaldırdı. "Ortak salona dönelim. Üzerimi değiştirip, Harry'ye uğruyacağım."

Elimin tersiyle hâlâ ıslak olan gözlerimi sildim,"Bende gelicem. Bakalım neler olmuş." dedim Hermione aklıma gelince. "Ne, ne oldu?" dedi hemen meraklı abim. "Yok bir şey, sonra anlatırım." Şimdi daha çok merak ediceğine emindim. Gülmeye başlayınca hemen yüzü asıldı, "İki yüz verdik hemen şımardın sende."

Tuvaletten çıktık ve koridorun köşesinden dönüp merdivenlere yöneldik. "Pansy'ye de haber versene, o da gelsin. Takılırız hep birlikte." Hemen yüzüne bir gülümseme yayıldı. "Evet, evet Pansy'de gelsin. İyi akıl ettin." Bende gülümsemeden edemedim. "Siz daha yarım saat önce beraber değil miydiniz? Ne bu böyle?"

"Ne var yani yarım saat olmuşsa. Hem yarım saat uzun bir süre." Dört beş basamak çıkmıştık ki bir anda durdu. "En iyisi ben gidip haber vereyim."dedi ve sırıta sırıta merdivenleri geri inmeye başladı. "İyi o zaman, bende gidip anneme müjdeli haberi vereceğim bir mektup yollayayım. Gelin geliyor sana yazıyım da hazırlıklara başlasın kadın."diye seslendim merdivenin sonuna gelmiş Ron'a. Hemen arkasını döndü.

"Ginerva beni delirtme!"

************************************

Hermione'nin Ağzından

Ron'un yolladığı patronus bu akşam yanımıza geleceğini söylüyordu. Bende hemen kendi patronusumu oluşturdum ve akşam altıda bulunduğumuz koridorda olmasını söyledim. Daha girişi bilmediği için koridora çıkıp girişin yerini gösterecektim.

Gelmesine daha yarım saat vardı. Hemen, her ne kadar bu durumdan hoşlanmasamda, Dobby'yi çağırdım. Hemen önümde Şak! sesiyle belirdi. "Buyurun Bayan Granger? Dobby sizin için ne yapabilir?" dedi rengarenk kıyafetler içindeki cin. "Çok güzel görünüyorsun Dobby. Ama ilk önce, bana 'Bayan Granger' değil, Hermione diye seslenirsen sevinirim." Hemen olduğu yerde zıplamaya başladı. Onun bu haline gülümsemeden edemedim. "Şimdi, birazdan arkadaşlarımız gelicek, bize atıştırmalık birşeyler hazırlıyabilir misin?" "Tabi ki! Dobby, Hermione ve arkadaşları için herşeyi yapar!"dedi ve aynı Şak! sesiyle kayboldu. Geri geldiğinde ona bir çift çorap vermeyi aklıma not ettim.

Dobby gider gitmez Harry'nin kapısı açıldı. "Dobby'mi buradaydı Mione?"dedi uykulu sesiyle. "Afedersin uyandırdık mı?" dedim hemen yanına giderek. Hemen elimden tuttu, "Hayır, hayır. Uyanmıştım zaten. Üzerimi değiştiriyordum."dedi. Elimdeki eli dikkatimi dağıtıyordu. Çok güzel bir histi, yanımda olduğunu bilmek. Aklıma gelen şeyle hemen gözlerine çevirdim bakışlarımı. "Bu arada söylemeyi unuttum. Ron bir patronus yollamış. Bu akşam buraya gelicek. Büyük ihtimal Ginny ve Pansy'de gelir. Dobby'yi o yüzden çağırdım. Bize yiyecek birşeyler getirsin diye."

"Buna sevindim. Madem onlar benim arkadaşlarım, birlikte takılmamız iyi olur." dedi gülümseyerek. O kadar güzel gülüyordu ki. Gülünce zümrüt yeşili gözleri parlıyordu. "Eee, şey. Tamam o zaman." dedim kendimi gözlerinden ayırmaya çalışarak. Odama doğru adımladım. "Ben üzerimi değiştirip hemen geliyorum." dedim ve kendimi odaya attım.

RONSY: Farklı Bir HikâyeWhere stories live. Discover now