MUCİZE'li GÜNLER

2K 97 110
                                    

Uzun zaman olmuştu ABT'ye yeni bölüm atmayalı umarım beğenirsinzi. Canlarım ABT zamanı gösterdiğiniz ilgiyi yeni hikayeme de bekliyorum. Ona da bir göz atarsanız gerçekten çok sevinirim. Lütfen ABT deki bu güzel dostluğumuz, ailemizi Seni Buldum Ya'da da devam ettirelim.

Hepinizi yeni hikayeme de bekliyorum. Buradaki gibi oraya da yorum ve votelerinizi bekliyorum. Birlikte yeni bir başlangıç yapalım. Hikayeyi yayımladım. Profilimden ulaşabilirsiniz.

Hikayemizin instagram hesabı da var.
Hesap Adı: seni_buldum_ya_wattpad
Gruba katılmak için DM'den yazmanız yeterli. Sizi çok seviyorum.

"Doğuma neden gelmedin baba?", "İşim vardı dedim ya kızım", "Torunundan daha önemli miydi?", "Melek büyük bir ihaleydi", "Yine işin benden önemli oldu değil mi?", "Melek babanın üzerine gitme. Gelebilecek olsa gelirdi" Savaş'a döndüm. "Doruk neredeydi?", "Gelmemesini söyledim", "Neden??", "Yaa bal hastane sürecimiz zorlu geçti. Bir de o salakla mı uğraşsaydık?" dedi Savaş elindeki bitki çayını karıştırırken.

"Uyudu mu güzel torunum?" dedi Ayla anne. "Uyudu anne" dedim kucağındaki minik tavşancığa bakarak. "Bu gece siz üçünüz başbaşa kalmak istersiniz diye biz kalmıyoruz. Ama ihtiyacınız olursa arayın" dedi annem. "Tamam anne. Geldiğiniz için teşekkür ederiz" dedim Hilal kucağımda kapıya onları uğurlamaya gittim. Savaş kapıyı kapattığında ikimizde oh çektik. "Sonunda başbaşa kalabildik" dedim ona bakarak. "Hilal de uyuyor. Bence yatak odamıza geçelim" dedi elini belime koyarak.

"En az 6 hafta" diye hatırlattım. "En azından öpseydim ya. Valla çok özledim" güldüm. "Tamam kızımızı yatağına yatıralım. Sonra sarılır uyuruz. Sonuçta benimle yapmayı en çok sevdiğin şeymiş" güldü. "Babanın yanında sevişmek yazaydım adam tüfeği götüme sokardı" güldüm. Yavaş adımlarla merdivene yöneldim. "Ben bulaşıkları makineye yerleştireyim sen prensesimi yatır" dedi arkamdan. "Ben hallederdim", "Yorulma sen kızımızla ilgilen yeter" gülümsedim. Yavaş adımlarla merdivenden çıktım. Savaş eve geldiğimizden beri hiçbir şey yaparmıyordu bana. Her işi kendi yapıyordu.

Hilal'i tam beşiğine yatırmıştım ki kapı çalmaya başladı. Hilal ağlamaya başlayınca tekrar kucağıma aldım. Kimdi bu saatte ya? "Annecim tamam prensesim. Tamam kızım sakinleş" Mucize'yi kucağımda sallarken. Yavaş adımlarla merdivenden iniyordum. "Kim bu saatte ya?", "Sence?" dedi Savaş kapının deliğinden bakarak. "Evde yokuuz" dedi Savaş. "Tamam kardo. Evde olunca geliiriim" dedi Doruk da öteki taraftan. Savaş gözlerini devirdi. "Aç hadi kapıyı. Bizim kızımız da öyle olursa baş edemeyiz. Dalga geçmeyelim Doruk'la" kapıyı açtı.

"Hoşgeldin", "Evde yoktunuz?", "Savaş şaka yapmıştı. Gel hadi" dedim kucağımdaki prensesimi sallayarak. "Ayy canım yeğenim" dedi Hilal'i kucağımdan alırken. Savaş'la birbirimize baktık. Kızımız çığlık atarak ağlamaya başladığında direk almak için uzandım. "Doruk ver kızımı" dedi Savaş. Doruk havaya kaldırdığı an neredeyse düşüyordu. "Savaş tut şunu" Savaş Doruk'un yakasından tuttu. Ben de kızımızı kucağıma aldım. Ağlaması durması için yavaş yavaş sallıyordum.

"Tamam aşkım, tamam güzelim. Hilal ağlama prensesim" yavaş yavaş sallıyordum. Minik elini göğsüme koyunca Savaş'a döndüm. "Emzirme önlüğümü getirir misin?", "Yukarı çıkın", "Katil olmanı istemiyorum", "Göğsünü görürse o zaman katil olurum asıl", "Savaş içimi göstermiyor ya. Getir işte kızımızı ağlatma" sinirle nefes alıp çekmeceye yöneldi. Eskiden içi boş olan çekmecelerimizin hepsinde bebeğimizin malzemeleri vardı artık. Evde bizden daha çok yer kaplıyordu. Bu evimizde geçireceğimiz ilk gecemizdi onunla. Biraz korkuyordum, endişeliydim. Ama onunla elimden geldiğince iyi ilgilenecektim. Zaten Savaş da hep yanımızdaydı.

Aşkın Bordo Tonu -Özel Bölümler-Where stories live. Discover now