4. Bölüm

63 11 0
                                    

              İçilen çayın ardından yanan sobanın kenarına kalan ilişerek anlattım ben de duymak ister miydi, Musa bilemedim ama ben eksiksiz anlatma niyetindeydim. Şu ana kadar anlatılmamış o kadar çok şey varken artık kalsın istemiyordum suskunluklar, sessizlikler aramızda. 

             Yenimahalle'den taşındıktan az bir süre sonra  Ali Abim askere gitti. Onun gidişi bizim hayatımızdaki eksikliklerin başlangıcı oldu belki de. Babam bir kaza geçirip, yatalak oldu bana göre uzun, takvimlere göre altı ay kadar bir süreydi onun yatağa mahkum olması. Her kız çocuğunun kahramanıdır ya babası, benim kahramanım yenilmişti yaşam savaşında ya da çabucak sobelenmişti de oynadığı oyunda, konduramamıştım kahramanıma ben o yatakta çaresizce yatışı, bu çabuk yenilişi. Çok uzun ve acı geldi bana, anneme ise bir o kadar kısa. Altıncı ayın sonunda babamı toprağa verirken annemim feryatları hala kulağımdadır: 

'Sen yanımızda olsaydın da yatakta yatsaydın da bir ömür sana baksaydım, nefesin yeterdi bana!' 

             Hasta bir eşe bakmanın, hayatta sevdiğinden ayrı kalmadan daha kolay olduğunu anladım o yaşımda.  Eşi, can yoldaşı elini kolunu kullanamasa da, her işi için başkasına muhtaç olsa da yanında olsun istedi annem babamı. Kendimce babamın acı çektiğini görmekten mutluluk duyuyor annem diye düşünürken buldum, bencilce. Bu düşüncemin yanlışlığını, babamın vefatından üç ay sonra annemi kaybettiğimde anladım. Annem babamın yanında bilerek ayakta duruyormuş. Ne zaman babam gitti, onun yattığı yatak salondan kaldırıldı, tutmaz oluverdi annemin de eli kolu. Ne çok sevmişler birbirlerini ki ardında bıraktıkları çocuklarının daha büyümediklerini fark edemeden göçüp, gittiler peş peşe. Askerden gelen abim evde ne annesini ne de babasını bulamayınca, kendini gama kasavete vurdu. Evin olgun çocuğu olma sıralı değildi de en küçük çocuktan beklemişlerdi olgunluğu. Diğer erkek kardeşimi  şehir dışında bir okula yollayıp, ortamdan uzaklaştırılmış da ben kalmıştım gencecik kız başıma Ali abimin yanında. O işe giderken yanımda dursun diye memleketten uzak bir akraba kızı gelin olarak geliverdi evimize. Abimin gönlü var mıydı bu evlilikte hala bilmem, zorunluluktu daha çok belki de. Gelin eve gelince evin ayrık otu ben oluverdim kısa zamanda. Gelin hanımın da kendince sebepleri vardı sanırım belki de haklı olarak. Baba evim bir anda kimsesizliğimin sahnelendiği yer haline geldi. Ne annem kalmıştı hayatta ne de babam. Abilerim vardı, biri gurbette, kendi yuvasını ayakta tutma çabasında. Ne annem kalmıştı hayatta ne de babam.  kendi yuvasını ayakta tutma çabasında. Ne annem kalmıştı hayatta ne de babam. Abilerim vardı, biri gurbette, kendi yuvasını ayakta tutma çabasında. zorunluluktu daha çok belki de gelin eve gelince evin ayrık otu ben oluverdim kısa zamanda. Gelin hanımın da kendince sebepleri vardı sanırım belki de haklı olarak.

    Okul bitince hemen bir bankanın sınavına girmem konusunda yengemin aşırı yönlendirmesi ile karşı karşıya kaldım. Ya benim iş güç sahibi olup, kimseye muhtaç olmamamı istiyordu ya da evinden defolup gitmemi. Öyle duygularını gösterebilen biri değildir Hatice Yengem, ne sevdiğini anlardınız ne de sevmediğini. Çünkü heyecanlı ya da öfkeli görmüyordum günün her hangi bir zamanda görmüyordum. Sakin, sessizce, sukunet içindeydi hep. Gereksiz konuşmak, sesini yükseltmez, içten bir kahkaha atmazdı çok keyiflendiğinde bile. O yüzden ne kötü ve içten pazarlıklı diyebiliyordum ona ne de iyilik abidesi diyebiliyordum. Sınava girip, sonuçlarını beklerken Hatice Yengem benden daha meraklı bir bekleyişe girdi. Kendi yapmadıklarını ,benim yapmam için uğraşıyordu belki de. Hayata kimseye muhtaç olmamam, tek başına ayakta kalabilmem  için bir erkeğe ihtiyacı duymayan bir kadın olayım diye uğraşıyordu kendince.

     Sonuçlar açıklanınca, kazandığımı, atamamın da doğuda bir kasabaya olduğunu öğrendim art arda.  Bu gidiş iyi mi olacaktı bilmiyordum ama abimin gitmemi istemediğini biliyordum. Kız başıma o kadar uzak memlekette ne yapacağıma dair bir sürü serzenişleri ben gidinceye kadar devam etti. Gitmeden bir hafta önce ise, benim geri dönüşümü hızlandıracak bir kararla geçti oturdu karşıma. 'Madem gözünü karartıp, gidiyorsun, o zaman gelişini hızlandırmak için seni nişanlamaya karar verdim. Bizim mahalledeki Ragıp Bey'i bilirsin, bankada memur. Onunla nişanlanıp, öyle gidersin görevine. Sonra evlenince dönersin yine yakınımıza ha bacım? Aklımı bir de sende koyma! Ha dersen ki sevdiğim var, bakalım, araştıralım uygunsa, ama yoksa Ragıp Bey ne zamandır seninle evlenmek için benden müsaade ister durur. Gönlün varsa olur de sen de!

BİR KIZ SEVDİM BİLMEM NERELİ ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin