5.

4.7K 125 4
                                    

Mirza duydukları ile sevinse de kızın zorda kaldığı için bu kararı verdiğini bilmek canını sıktı. Ama oğlunun yaşaması ve intikam isteği...

Zeynep, Mirza'nın konuşmamasını fırsat bilip konuşmaya devam etti.
"Kardeşimin fazla vakti yok... yarın sabah acil olarak Amerika'ya gitmesi gerekiyor. An-"

Mirza, Zeynep'in acele ile söylediklerini duyuyordu. Ama aklı çok ama çok başka yerlerdeydi. İçindeki ses bu kız kardeşi hasta olmasaydı senin teklifini asla kabul etmezdi diyor. Bu da ister istemez canını sıkıyordu. Ama şu an önemli olan o değildi. Mirza, Zeynep'in başka çaresi olmadığını eninde sonunda kendine geleceğini biliyordu. Melek hanımla konuştuktan sonra her şeyi ayarlamıştı.

Amerika'da olan amcasını aramış herşeyi halletmesini söylemişti. Amcası bir gün sonra arayıp her şeyi hallettiğini söylemişti. Jeti ise hali hazırda bekliyordu. Zeynep'in aceleci konuşmasını vakit kaybetmemek için böldü.

"Her şey hazır. Annen ve kız kardeşin bir kaç saat sonra Amerika'ya uçacaklar. Git onlarla vedalaş ve gel. Gerisini sonra konuşuruz. Şimdi gidebilirsin." Zeynep karşısında sanki iş anlaşması yapıyormuş gibi sakin sakin konuşan adamla dumura uğradı. Bu adamın hiç mi duygusu yoktu? Hiç mi acıması yoktu?

Mirza gözlerinde kırgınlık ve şaşkınlıkla bakan kızla içinden bir şeyler kopsa da oğlu için son şansı Zeynep'ti.

İçinden bende çok memnun değilim bu durumdan ama yapacak birşey yok. Keşke kuzenin gibi koynuma girmeye çalışsaydın ya da para göz olsaydın o zaman herşey çok farklı olurdu. Ama yapacak birşey yok  oğlum için başka şansım yok...  İçinden konuşmayı bırakıp "Bekir!"diye seslendi.

Bekir evin kapısının önünde bekliyordu. Ağasının seslenmesiyle hemen içeri koştu."Buyur ağam" Mirza, Bekir'in seslenmesiyle gözlerini Zeynep'ten çekip ona döndü.

"Bekir jet bir kaç saat sonra Amerika'ya hareket edecek. Pilotun haberi var. Hastaneden bir hemşire de onlarla beraber gidecek. Şimdi Zeynep'i evine götür eşyalarını hazırlasın sonra da hastane de işini hallet ve havaalanına kadar eşlik et. Bana her şeyi tek tek bildir."

Bekir ağasının neyi kastettiğini anladı. Demek ki Zeynep o kadar çaresiz kalmıştı ki ağasına sığınmıştı. Zeynep için yüreği bir kez daha yandı. Ağasından emindi ama Zeynep'i bilmiyordu. İnşallah bu yolun sonunda ikisi için en iyisi olur diye düşünüp kafasını hızla sallayıp Zeynep'e döndü.
"Hadi abicim seni bırakayım."

Zeynep yaşadığı şoku atlatamadı bu adamın zengin olduğunu elinin kolunun nerelere uzandığını biliyordu ama yurtdışında da böyle olduğunu hiç düşünmemişti. Sadece bir kaç saat içinde her şeyin tamam olacağını söylüyordu.

Zeynep şoktan Bekir abisinin sözü ile çıktı. Ayağa kalkıp Mirza'nın önünde durdu. Titreyen vücudunu ayakta tutmakta zorlanıyordu ama durmak zorundaydı. Titreyen ellerini birbirine sürtüp "Teşekkür ederim" dedi.

Titreyen sesi kendisine hiç ama hiç yardımcı olmuyordu. Kendini o kadar çok sıkmıştı ki ağlamamak için şimdi yıkılacak gibi hissediyordu. 

Mirza teşekkür karşısında sadece başını sallamıştı. Aslında bu kadar duygusuz bir adam değildi. Evet iş konusunda sertti ama normal hayatında böyle değildi. Normal hayatında böyle olmasının tek sebebi Beril idi.

Normal de o Mehmet amcası kadar merhametli bir adamdı. Ama Beril hayatına girdiği günden beri daha sert ve acımasız biri olmaya başladı. Kimseye güven duymamaya her şeyin altında bir şeyler aramaya başladı. Beril'e dair tek sevindi şey oğlunu dünyaya getirmiş olması. Ama o da belki annesinin sorumsuzluğu yüzünden böyle bir hastalıkla mücadele ediyordu.

VURGUN (ARA VERİLDİ)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora