"sikeyim.."
Elim komodinin üzerindeki telefona gitti. Sabahın köründe çalan alarmı kapatmaya çalıştım. Çoktan 2 gün geçmişti ve bugün işe gidecektik.
"off" diyerek yatakta oturdum ve alarmı kapattım,yanımda mışıl mışıl uyuyan Atlas'a baktım.
"kalk hadi uyuşuk,alarmı duymadın mı?"
Atlas gözlerini aralayıp baktı,gözlerine kurban olduğumun ya ne de güzel gözleri var.
"ne oldu sabahın köründe neden uyandırdın"gözlerini ovuşturdu.
"bugün işe başlıyoruz unuttun mu?"
"aaa sahi,nasılda unuttum"
-----------------
Kahvaltı yapıp hazırlandık ve otele doğru yola koyulduk.
"ilk işimiz olacak çok heyecanlıyım Ulaş"
"bende çok heyecanlıyım"
"sen babana söyledin mi işe başladığını?"
"hayır henüz söylemedim,işler yoluna girince söyleyeceğim,eğer benim işe başladığımı öğrenirse harçlık göndermeyi bırakabilir,zaten işimizin düzgün gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz işten atılırsak ortada göt gibi kalmayalım"
"mantıklı"
Nihayet otele vardık ve diğer çalışanların yanına gidip bölümümüzü ve ne yapacağımızı öğrendik,müşterilerin valizlerinin taşınması gibi küçük işlerle ilgilenecektik.
Yeni arkadaşlar edindik o sırada ,Görkem,Meriç,Bihter,Alev ve Çağlar. İyi anlaştık.
Otelin orospu çocuğuna benzeyen sahibi sürekli aşağı inip bizi kontrol edip sinirimi bozuyordu.
"normal günlerde asla rahatını bozup inmezdi aşağı,ne yapıyor bu adam"dedi Bihter.
"herhalde yeni çalışanları kontrol ediyor"dedi Görkem.
"çok mu şüpheli gözüküyoruz" dedim.
"beğenmedi mi yoksa bizi"diye sordu Atlas.
"yok ya beğenmiştir"dedi Meriç.
"şimdiye kadar çalışan kişilerden daha iyisiniz"dedi Çağlar.
Ve gülmeye başlayıp eski çalışanların komik anılarını anlatmaya başladılar.
"bak şimdi bir gün bir kadın geldi,bi adamı tarif edip adamın ismini söyledi,sakın burada olduğumu söyleme sürpriz yapıcam dedi,sonra bir çift geldi,adam kadının anlattığı kişi,en iyi odayı vermemizi istedi,254 numarayı verelim en kral odadır dedik. Yok siz 253'ü verin dedi,odayı verdik ,bunlar oynaşa oynaşa gittiler odaya,sonra sürpriz yapacağım diyen kadın gelip 254 numaralı odayı aldı,gece boyunca koridorun kamerasından baktık,adam bir 253'e bir 254'e gidip geliyor,meğer adam evliymiş,5 yıl önce karısının yaptığı bir uçak yolculuğunda uçak düşmüş,adam bunu öldü sandığı için başka bir kadınla ilişkiye başlamış,karısını balıkçılar kurtarmış,tabi kadın gelir gelmez direkt kayınvalidesini bulmuş,kayınvalideside öldü zannettiği gelinini görünce kalp krizi geçirmiş,neyse ki ölmemiş,kadın konu komşudan kocasının yerini öğrenip gelmiş,neyse bizim salak çalışanlardan ikiside ilişki yaşamaya başladığı kadının çakmaması için adama yardım etmişler,gece kadının odasına yeni evli çiftler için şampanya götürdüklerinde kadın kapıda ki kişiyi sevgilisi sandığından uygunsuz bir şekilde kapıyı açmış,adamlar can havli ile kapıyı kapatalım diye uğraşırken heyecanla şampanya şişesi ve kadehlerin bulunduğu tepsiyi kadının kafasına fırlatmışlar,kadın bayılmış,kadının sevgilisi ve karısı gelmiş onları öyle görmüşler,sonra kaos çıktı zaten,adamlar kovuldu,kovulma sebepleri ise kadının hastaneden çıktıktan sonra gelip müdüre onları işten attırmalarını söylemesi,müdür başta kabul etmemiş ama kadın verince müdürün karşı çıkmaya takati kalmamış,diğer başka üç çalışan da müdürün odasında bunları basmış,onlarda o yüzden kovuldular"
Uzun bir 10 saniye falan Atlas'la birbirimize bakıp kahkahalara boğulduk,diğer çalışanlarda haykırarak gülüyordu.
Fakat Alev'de tık yoktu,çok soğuk ve durgun bir şekilde olduğu gibi oturuyordu.
"bu tür değişik anılarla dolu bir hayatımız var" dedi Görkem.
"her gün birer birer anlatırsınız öyleyse,hem sıkılmamış oluruz"
"aa şey bu arada, Salı günü geceleri barmen çalışmıyor,boşluğu dolduracak birini bulamadık,ikinizden biri bu işe bakabilir misiniz?"dedi Meriç.
Atlas ile birbirimize baktık,tek başımıza olursak yapamazdık.
"ikimiz aynı anda yapsak olmaz mı?"
"çok daha iyi olur,müşteri yoğunluğu sıkmaz hem böylelikle"
"tamamdır o zaman yarın başlıyoruz"
Gün sona erdiğinde yorgun bir şekilde eve gittik.
"Atlas ben bir duş alıp geleceğim,benden sonra da sen alırsın"
"tamamdır kanka,bende şurada biraz dinleneyim"
Gün gelecek bana kanka diyen ağzını si-,dudaklarım ile kapatacağım Atlas..
Duşa girdikten sonra belime bir havlu sarıp Atlasın yanına gittim.
"ben çıktım hadi girebilirsin"
Atlas ben odaya girdiğimde vücuduma dik dik bakıyordu fakat konuşunca irkilip gözlerini kaçırmıştı.
"t-tamam gidiyorum öyleyse"
Biraz kızarmış bir şekilde odadan çıktı. Havalar cidden ısınmaya başladı demek ki. O şekilde biraz serin serin oturduktan sonra odama gidip giyinmeye başladım.Tam giyinmek için havlumu çıkarmışken içeri Atlas girdi.Benim varlığımı farketmemiş olmalı ki havlusunu çıkarıp kendisi için bir kenarıya koymuş olduğu giysileri giymeye başladı. Hey yavrum beee babanda mı karpuzcuydu?o nasıl bir kasadır yiğidim.
"ANANI SİKEYİM ULAŞ"
"olur"
"LAN ARKANI DÖNSENE"
"ben- ne?"
o an öküzün trene baktığı gibi Atlasa baktığımı farkettim ve gözlerimi fal taşı gibi açıp arkamı döndüm.
"Atlas sakın bana bakma bende daha giyinmedim"
elime geçirdiğim giysiyi bir hışımla giymeye çalışırken tökezleyip kafamı dolabın aynasına vurdum ve aynanın keskin kenarı alnımı yardı.
"hassiktir kanıyor"
hızlıca bir pijama giyip Atlasın koluna yapıştım,daha giyinmeyi bitirmemişti ve bel üstü çıplak bir şekilde duruyordu,bende öyleydim.
"ULAŞ NAPTIN"
"kafamı vurdum"
"d-dur ben halledicem bekle"
çantasından ufak bir ilk yardım kiti çıkardı...
bu çocuğun çantasında ders notları hariç her şeyin olması beni şaşırtıyor.
-------------
"aahh Atlas yavaş"
"biraz sabret"
"ama çok acıyor"
"ama sonucun iyi olması için acıya katlanmalısın"
Yatağın çarşaflarını tutup sıktım. Canım çok yanıyordu.
sonunda yara bandını yapıştırmıştı.
"bittii"
"bitti mi"
"ah dur bir şeyi unutmuşum"
Alnıma eğilip bir öpücük kondurdu.
"geçmiş olsun öpücüğü"
biraz afalladım,çok hoşuma gitmişti.
"teşekkür ederim"
"lafı mı olur"
gülümsedim,beni dizlerine yatırıp alnımda ki yarayı öyle temizlemişti.
yine her gece ki gibi onun kokusuyla uykuya daldım.
