0.5

826 101 119
                                    

"Evet." dedim, "Gerçekten bilmek istiyorum."

Derin bir nefes verdi. Gülümsedi. Ürkütücü bir gülüştü. Sonra sordu;

"Anlattığımda benden korkarsan?"

Bir an konuşamadım, ne demekti şimdi bu. Ama sonra durdum, ve "Korkmam ben senden." dedim. Korkmazdım değil mi? En fazla ne anlatacak olabilirdi ki?

Tekrar güldü bana.

"İyi, anlattıklarımı iyi dinle o zaman...

Ben beş yaşındayken, diğer insanlardan farklı olduğumu ilk defa farketmiştim. Diğerlerinin göremediği şeyleri görebiliyorum çünkü. Şizofren değilim Niki, bana öyle bakma. Benim gördüklerim... daha farklı şeyler.

Annem her zaman yanımda olup bunların sorun olmadığını söylerdi bana.

Ah sen ne gördüğümü merak ediyorsun tabii. Ben ölümü görüyorum Niki. Küçükken anlamıyordum. Çoğu insan normaldi. Bazılarında garip renkler görüyordum. Gördüğüm renkler ölümü işaret ediyormuş biliyor musun? Bunu ilk düşündüğüm zaman, babamda o renkleri gördüğüm ve sabahına babamın ölmüş olduğu gündü. Bundan emin olduğumda ise sınıftan bir kız ölmüştü. O renklerin ölümün rengi olduğunu fazla trajik şekilde anladım sanırım.

Her neyse, annem bana sorun değil demişti. Hatta ona göre çok havalı bir özelliğe sahiptim. Ölümü görebiliyordum. Havalı geliyor kulağa. Ama tanıdığım ve tanıştığım insanlarda ölümü gördüğümde. Delirecek gibi hissediyorum Niki. Çünkü bu sikik gözlerim sadece görüyor. Buna engel olacak hiç bir halt beceremiyorlar.

İki yıl önce, abimi kaybettiğimde. iki ay kendime gelememiştim. Yanımda öldüğüne yormuştunuz siz de. Onda ölümü gördüğüm, ama hiç bir şey yapamadığım için kendime gelememiştim ben. Göz göre göre abimin ölümüne engel olamadığım içindi.

Annemin ölümünden bir ay öncesinde gördüm onda ölümü. Ona söyledim. Dikkatli olsun diye. Kendini korusun diye. Ben de anneme çok fazla gidiyordum. Fark etmiş olmalısın. Ona bir şey olmasına engel olmak istemiştim.

Ama bir gece vakti uyurken üzerine dolap düşmesiyle ölmüş. O dolap duvara sabitlenmişti biliyor musun? Düşmemesi gerekiyordu. Siktiğimin dolabını oradan kaldırmam gerekirdi. Annem benim yüzümden öldü gibi hissettiriyor bu. İğrenç histen kurtulamıyorum Niki. Annemi kurtarabilirmişim ama kurtarmamışım gibi hissetmekten kurtulamıyorum. Bundan nefret ediyorum...

Her şey yanlış diyordum değil mi? Her şey neden yanlış bilmek istiyordun... Bu gözlerle benim bu dünyada olmam yanlış. Onları kurtaramamam yanlış. Bana bu yükün yüklenmesi yanlış. Senin üzerinde ölümü görmem yanlış. Benim seni koruyup koruyanayacağımı bilmemem yanlış. Sana bir şey olması korkusuyla bir aydır kafayı yiyecek hale gelmem yanlış. Her şey yanlış ve ben bundan nefret ediyorum Niki.

Seni de kaybedeceğim düşüncesinden nefret ediyorum."

Korkmuştum. Ama ondan değil. Ölümden korkmuştum. Ölümün bana yakın olduğunu hissetmekten. "Benden korktun mu?" diye sordu. Başımı iki yana salladım. "Ölmekten korktum." dedim. "Ölmenden ben de korkuyorum." dedi bana. Sesi ağlayacak gibi çıkıyordu.

"Bir yıl önce, annem öldükten bir hafta sonra gördüm sende renkleri. Soluk görünüyorlardı. Soluksa ölüme daha uzun bir süre var demektir. Bunu da deneyimlemiştim. Sonra yüzümü astım, hayattan nefret ettim ki hep yanımda benimle kal. Bu sayede seni koruyabilirim gibi hissettim. Şimdi bundan da emin değilim Niki. Sana bir şey olursa ne yapacağım bilmiyorum. Renklerin solukken her şey daha kolaydı. Ama şu an aşırı canlı renklerin var. Sanki hemen şu anda öleceksin gibi. Bu beni o kadar korkutuyor ki... Delireceğim..."

"Hyung, hiç bir şey senin suçun değil. Tamam belki yanlış. Ama bunun yüzünden böyle olamayız. Madem öleceğim. Mutlu olmalıyız olur mu?" dedim. Bunu bilmek iğrençti. Sanırım ne hissettiğini anlıyorum şimdi. Korku ve nefret. Tanrı beni bu kadar erken yanına alacağı için ondan nefret ediyorum. Sunoo hyung bensiz ne yapar bilmediğim için korkuyorum.

"Nasıl mutlu olabilirim sen ölecekken?"

"Benim için mutlu olabilirsin mesela? Mutlu ölmem için?"

"Denerim, ama ölmeni istemiyorum Niki."

"Ben de ölmeyi istemiyorum herhalde..." dedim gülerek. Bana gülümsedi o da. Zoraki gülüyorduk ikimiz de. Sonra başımı omzuna koydum. İğrenç bir ağırlık hissetmiştim. Dur bir dakika. Tanrım lütfen şu an olmasın. Lütfen canımı şu an alıyor olma. Ben onu yalnız bırakamam lütfen bunu şu an yapma...

Ama nafileydi istekler. Herkesin belirli bir ömrü vardı. Ölüme kimse engel olamazdı. Ölüm geldiğinde onu kimse durduramazdı. Niki öldükten sonra ne mi oldu? Sunoo bileklerini kesti. Niki de olmayınca yaşayamazdı. O, sevdiği kimseyi koruyamamıştı. Şimdi sevdiği herkesin yanına gidiyordu...

_______
11.05.21

'Şey bu kadar yaratıcı biri değilim izlediğim bir animedeki karakterin bir özelliğiydi ölümü görebilmek, animeyi söylersem aşırı spoiler olacak o yüzden söylemeyeceğim. Bunu da öyle yazmış oldum. Sizi seviyorum! Gününüz güzel geçsin!

✓ everything is wrong ⌗ sunoo × ni-kiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin