"Ya onda kırılacak eşyalar var!"
"YENGE BAĞIRMA LÜTFEN!"
Jeno ve Jaemin kutuyu yere bıraktıktan sonra bellerini tutup Jeongin'e kınayan gözlerle baktı. "Tch tch tch..."
"Kırılabilirdi..."
"Tch tch tch!"
"Bakmayın be şöyle!"
Changbin elindeki kutuyla odaya girip "Nereye koyayım," deyince Jeongin köşeyi işaret etti.
Hyunjin nefes nefese geldiğinde Jeongin onun yanına gidip kolunu cimirmişti. "Şipşak hallederlerdi öyle mi?"
"Ya Jeongin adamın damarı tıkanmış hastanede, napim ben şimdi? Bak babası hastanede ama Jeno geldi yardım ediyor. Delikanlı çocuk."
"O niye burada cidden? Yolla şunu babasının yanına."
Hyunjin "Şşşh," diyerek parmağını bebek ekmeğin dudaklarına bastırdı. "Anlamadığın şeyler var."
Jeongin dudaklarındaki eli itip "Yolla," derken Hyunjin "Olmaz," dedi. "Babası hastayken işlere oğlu bakar. Bu işler böyledir."
"Allah korusun adama bir şey olsa..."
Hyunjin yeniden "Şşh"leyerek çocuğu sustururken Jeongin göz devirip kutularla ilgilenmeye gitti.
"LAN BU KOLTUK NEREYE? BELİM SİKİLDİ ÇABUK OL!"
"Koy amk bir yere."
"Hayır şu köşeye!"
Haechan, zar zor Jeongin'in dediği yere koyarken Hyunjin gözlerini kısmış odaya bakıyordu. "Olmaz o koltuk orada."
"Neden olmuyormuş?"
"Sokaktan gelip geçeni nasıl izleyeceğim? Camın önüne koy."
"Of salaklaşma, o koltuk olmaz orada."
"Nerede oturacağım ben o zaman?"
Jeongin, Hyunjin'in yanına gidip elini tutarken Jisung ve Minho sırtladığı armut koltuklarla içeri girdi. "Nereye bunlar?"
"Camın önüne," dedi Jeongin. Sonra Hyunjin'e dönüp "Sürpriz," diye güldü.
"YAAAAAAAAAAAA!"
Hyunjin odadakilere bakınca hepsi kafasını başka yere çevirmiş, böylece reis Jeongin'i öpmüştü. "Çok şapşiksin ya."
"Lan bundan biz de alalım. Rahat rahat izleriz."
Hyunjin'in tayfa kafa sallayıp kalanı taşımak için aşağı inerken Hyunjin koşarak kendini koltuğun üstüne attı. "Omg, çok güzel."
"Güzel değil mi?" Jeongin yanına gidip omzuna masaj yaparken Hyunjin iyice gevşemişti.
"Leblebi resmi olan tabloları asmasak mı napsak Hyunjin?"
"Hm?"
"Olur değil mi aşkım?"
"Olur olur..."
Jeongin ellerini çekip "Harika," dedikten sonra tabloları Hyunjin'in önündeki açık pencereden fırlattı.
"Ay, elim kaydı!"
"Bir dakika neydi onlar?"
Hyunjin kalkıp pencereden sarkarak yerdeki tablolara bakarak "Leblebilerim," diye bağırdı. "Jeongin onları kim çizdi biliyor musun sen?"
"USTAD HUSEYINMIN GOGH!"
"Onlar bu evin hiçbir duvarına asılamaz Hyunjin."
"Sanata saygın olsun be!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maraba ーhyunin, minsung
Humorjeongin, keko hyunjinle yatar chan: jeongin çok tatlı hyunjin: geri bas hyunjin: geri bas lan minho: aga noluyor sana aga jisung: şaka yapıyor abi hyunjin: yapmicak lan