12

786 71 42
                                    

Bu bölümden sonra biraz ara vermeyi düşünüyorum yakında döneceğim ama tedavim hızlandı bu yüzden zaman buldukça yazmaya çalışacağım 😌

ฅ^•ﻌ•^ฅ

Zil çaldığında herkes sınıflarına dağılmıştı. Son derslerine girdikten sonra okulları artık bitmişti. Jisung derin bir oh çekip sırasından kalktı.

"Dans stüdyosuna gideceğim sende gelmek ister misin. Bugün ders var diye biliyorum?."

"Ah evet. Eve uğramam gerekiyor. Sağol sorduğun için." Jisung kafasını salladıktan sonra Yeosang ile sınıftan ayrıldı.

~>')~~~

Jisung okuldan ayrıldıktan sonra stüdyoya girdi. Onu karşılayan asistanı konuştuğunda onu dinledi.

"Efendim buraya birisi geldi ve sizi sordu. Bende bekleme odasına gitmesini söyledim odanıza göndermemi ister misiniz?"

Jisung sargılı olan elinden anahtarı alıp ona verdi.

"Peki ben odamdayım kimse yanıma gönder."

"Peki efendim."

Jisung asistanının yanından ayrılıp odasına girdi. Kapısı çaldığında içeri girmesini söyledi. Karşısında Jongho yu görmesi ile şaşırmıştı. Ona zarar veren adam neden şuanda karşısındaydı?.

"J-jongho ne işin var burada?"

"Beni özlemedin mi hannie?" Jisung tedirgin olup sandalyesini geri çekip panik ile ayağa kalktı.

"Benden uzak dur!"

Jongho geriye gidip kapayı kapattı.

"Merak etme sana zarar vermeyeceğim. Sadece eğleneceğiz."
"Eski günlerdeki gibi"

Jongho hızla Jisung a yaklaşıyordu. Jisung korkmuş kendini duvara yapıştırdı .Gözlerinden akan yaşları umursamadan bağırmaya başladı.

"Uzak dur dedim!"

Odası en üst katta olduğu için onu kimsenin duymasının imkanı yoktu. Telefonu masanın üstünde durduğu için ulaşamadı.

"Lütfen yapma..."

"Şşh sessiz ol."

Kumral çocuk Jisung a yaklaşıp boynunu öpmeye başladı. Jisung ne kadar kurtulmak istese de Jongho nun yapılı bedene ona izin vermiyordu.

Bir yandan boynunu öperken belinde olan elinden birini kalçasına indirdi. Jisung daha fazla dayanamadı. Tüm gücünü kullanıp çocuğu ittirdi. Jongho gülerek Jisung a yaklaştı.

"Sana ne söylediğimi hatırlıyor musun hannie?" Jisung kafasını hayır anlamında salladı.

"O gün evine bıraktığın adam seni kurtaramayacak. İstesen de istemesen de benim olacaksın." Sarı saçlarını okşayıp konuştu.

"Ama ilk önce cezanı çekmen lazım." Jisung ne yapacağını anladığı için korktu. Jongho nun ona yumruk atması ile geri savruldu.

Minho bu sırada stüdyodan içeri girmiş Jisung u arıyordu. Göremediği için asistanına sormaya karar verdi.

"Pardon Jisung bey nerede acaba?"

"Odasında ancak şuanda görüşmesi var istersiniz bekleme odasında bekleyebilirsiniz."

"Peki teşekkürler."

Minho Jisung un odasının önünden geçerken bağırma sesi duyması ile durdu.

Jisung içeride durması için yalvarıyordu.

"Bırak artık beni... Ne istiyorsun benden!"

"Sadece seni istiyorum benim olmanı.  Bana ait izleri taşımanı. Ama artık tek iz boynundakiler değil. "

Minho içeriye girdiğinde yerde her yeri kanlar içinde yatan Jisung u görmeyi beklemiyordu.

"Jisung?!"

"Minho?"

Minho hızla Jongho nun yanına gidip yakasına yapıştı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Nasıl ona zarar verebilirsin!"

"Sen kim oluyorsun da bana karışabiliryorsun?"

Minho daha fazla dayanamadı. Jongho ya yumruk attıktan sonra durmadı. Jisung kadar olmasa da her yeri kan içinde kaldıktan sonra durdu.

"Şimdi gitmezsen seni öldürürüm adi herif!"

Kumral çocuk hızla ayağa kalktı. Minho korkarak Jisung a döndüğünde bedeninin titrediğini gördü.

"Jisung...." Jisung cevap vermeden ağlamaya devam etti. Onu kaldırıp oturmasını sağladı. Kesik kesik nefes aldığı için Minho endişelendi. Kalbi duracak gibi atıyordu.

"Jisung lütfen sakin ol."

"Jisung!" Jisung hiçbir şekilde tepki vermiyordu. Minho aklına gelen şey ile Jisung a yaklaştı.

Jisung dudaklarında baskı hissettiğinde ne zaman kapattığını bilmediği gözlerini şaşkınlıkla araladı. Minho onu öpmeye devam ediyordu. Jisung sonunda transtan çıkıp karşılık verdi. Minho alt dudağı ile ilgilenirken Jisung üst dudağını emmeye başladı.

İkisi de nefessiz kaldığında ayrıldılar. Jisung Minho nun gözlerinin içine bakıp konuştu.

"Neden yaptın bunu?" Minho derin bir nefes aldı.

" Bunu daha uygun bir yerde söylemem gerekiyordu biliyorum ama şuanda cesaretimi toplamışken söylemek istiyorum. Jisung ben senden hoşlanıyorum. Biliyorum çok kısa bir zamandır tanışıyoruz ama ben gerçekten bilmiyorum. Hiç kimseye karşı böyle hissetmedim. Sen ne hissedersin bilmem ama karşılık vermen önemli değil."

"Minho."

"Ben de seni seviyorum." Minho şaşırıp dolu gözlerini Jisung a çevirdi.

"Aynı şeyleri bende hissediyorum. Senin yanındayken hep mutluyum ve bu anlatmayacağım bir şey."

Minho Jisung a sıkıca sarıldı.

"Seni asla yalnız bırakmayacağım Jisung. Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum".....

/ᐠ。ꞈ。ᐟ\

Hiç içime sinmedi biraz aceleye geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiç içime sinmedi biraz aceleye geldi. 🔪

Rosé Garden ×MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin