İkinci gün, yeniden aynı yolları yürümüş ve yine o uçurum kenarında bulmuştum kendimi. Ancak bu sefer aklımı meşgul eden şey ölüm değil, Parya idi.
Beni anladığını hissetmiştim. Beni gerçekten anladığını hissetmiştim, yanılmamayı diliyordum.
Uçuruma vardığımda, adımlarım büyük kayalıklara doğru yürüttü beni. Yoktu orada. Omuzlarım düştü anında. Burada olur sanmıştım, yine bir şeyler söyler diye beklemiştim.
"Ki an me parei pou me paei
Kato sta vathia nera
Kano to kormi mou varka
Ta herakia mou koupia
To mandili mou panaki
Mbainobgaino sti steria."Duyduğum ses kalbimi hızla çarptırmaya başlamış, gözlerim sesin sahibini aramış ve kısa sürede bulmuştu. Parya, tüm ihtişamı ile gözlerimin önündeydi. Siyah saçları rüzgarın etkisiyle uçuşurken ve siyah hâreleri üzerimde dolanırken dudaklarında büyük bir gülümseme, gözlerinde ise kocaman bir hüzün vardı.
"Dalgalarla bir olmaya mı geldin yoksa?"
Yanımdan geçip, kayalıklara dikkatle basarken ardından ilerledim hızlıca. "Seni görmeye geldim. Beni anladığını hissettim, bunu hissetmeye ihtiyacım olduğunu fark ettim." Gözlerim ayrıldı hemen gözlerinden. "Şu zamana kadar kimse anlamadı beni. Senin anladığını hissedince belki bir umut, yardım edersin bana diye düşündüm."
"Sana ben yardım edemem." Derin bir nefes aldı ve beyaz, kemikli parmaklarını göğsüme yasladı. "Yangınını dinle. İçindeki çığlıkları, yardım feryatlarını dinle. Sen çek çıkar o yardıma muhtaç insanları. O zaman geçecek bunlar, inan bana."
Önüne döndü ve yeniden başladı sözlerine. Gözleri ufukta dolanıyor, rüzgar saçlarıyla dans ediyor ve yürek yangının sesi ta bana kadar ulaşıyordu.
Şöyle diyordu;
"Sto pa kai sto ksanaleo
Mi mou grafeis grammata
Giati grammata den ksero
Kai me pianoun klamata."Dokunmak yasak
Sanki tamu parya
Sonsuz sessiz
O kifayetsiz
Sanki yok dünyada.19 Mayıs 2021.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uçurum
Short Storygitme oralara, fırtına vardır alır götürür seni. 21, morspiritus. tamamlandı.