1.5

318 28 17
                                    

"Uhm tamam... Öncelikle,"

Hyunjin Sarah'nın yavaşça arkasına geçip durdu. Bir şey soracak gibiydi. Sarah sadece onun dediklerini yapıyordu fakat aklı sürekli ondaydı.

Bir şeyler ters mi gidiyordu yoksa?

Hyunjin sessizce mırıldanıp iç çekti. Heyecandan elleri terliyordu. Acaba bunu yapsam mı diye düşündü, tereddüt etti.

"Şey sana dokunabilir miyim?"

Sarah arkasını dönüp bir süre Hyunjin'in masum, parıldayan yüzüne odaklandı. Cevap beklerken hafif başı sağ tarafa düşmüştü ve çok hoş duruyordu. Saçları dağılmış ve pratik odasının sıcaklığıyla terlemişti.

"Tabii ki, sorun yok."

Hyunjin yutkunup Sarah'nın bileklerini tuttu. Fazlasıyla yakın oldukları için ikisinin kalp atışları da birbirine karışmıştı.

Hyunjin o an düşündü. Acaba hislerini ona söylemeli miydi?

Hayır, zamanı değil.

Hyunjin tatlı bir tonda mırıldanarak şarkıyı ikisinin de duyabileceği şekilde söylemeye başladı.

"Şimdilik müziği açmıyorum, olur mu?"

Sarah gülümsedi ve onu onayladı.

Hyunjin bazı kısımları ona gösterdikten sonra Sarah'nın da yapmasını istedi.
Sarah kafası karışmış bir şekilde aklında kalanları yapmaya çalışırken Hyunjin kıkırdadı.

"Hayır hayır öyle değil."

Hyunjin hızla Sarah'nın arkasına geçti ve ellerini tam ince belinin üzerine koyacakken durdu. Elleri havada kaldı.

"Be-beline dokunabilir miyim? Rahatsız olur musun?"

Kekelemesine engel olamamıştı. Utanıyordu. Onun yanında her şeyden uzaklaşıyordu. Bir tek onun o güzel yüzüne odaklanıyordu. Başka hiçbir şey umurunda değildi.

"Hayır ve rahat ol. En iyi şekilde öğrenmem gerekiyor."

Hyunjin sıcak bir gülümseme verdi. Titrek ve terlemiş ellerini Sarah'nın ince, açık beline koydu.

Onu yavaşça yönlendirdi. Yavaş adımlarla hareket ediyorlardı. Hyunjin tek elini yavaşça kaldırıp bileğine koydu ve hareketleri uyguladı.

Tam o anda, müziğin sesi duyulmuyordu. Hyunjin o anki heyecanıyla müziği söylemeyi unutmuştu. Sarah ritmi duyamayınca sızlandı.

Hafif boğazını temizleyip Hyunjin'i uyardı. Hyunjin heyecanla onun gözlerine baktı.

"Şarkıyı söylemiyorsun bile."

Sarah kıkırdayıp onu tatlı bir ses tonunda azarladıktan sonra Hyunjin afalladı.

"Ben çok özür dilerim. Şimdi yaptığımız yerleri tekrar edelim, sana uygun mu?"

Hyunjin'in nazik tavırları Sarah'yı şaşırtsa da bozuntuya vermedi ve gülümsedi.

"Uygun."

Bu sefer Hyunjin tezgahın yanı başındaki bilgisayardan müziği ayarlayıp tekrar olduğu yere geldi. Müziği yavaşlatmıştı.

Sarah çalıştığı yeri tekrar ederken Hyunjin de ona eşlik edip, hata yaptığı yerleri not alıyordu.

Çalıştıkları yere kadar geldiklerinde Hyunjin müziği durdurdu.

"Hızlı öğreniyorsun. 1 ay stajyerlik yaptığına şaşmamalıyım doğrusu."

Hyunjin az önceki hallerine göre oldukça sakin ve rahat konuşmuştu. Bu duyduklarına Sarah başını eğip gülümsedi.

"İyi bir eğitmen olunca her şey kolay."

Bu sefer Hyunjin utanmıştı. Dolgun dudaklarını ıslatıp başını eğdi. Yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu.

Ardından pratik odasının kapısı açıldı ve içeriye Hyunjin'in arkadaşları geldi. Sarah utanıp başını eğdi ve sustu.

Hyunjin bu duruma sevinmemişti çünkü sevdiği kızla tüm cesaretini toplayıp yalnız kalmıştı.

Üyeler bağıra bağıra odada dolaşırken Hyunjin Sarah'ya baktı. Gülümsüyordu.

"Üzgünüm, gerçekten. Geleceklerini bilmiyordum."

"Hayır hayır sorun değil."

Changbin koşa koşa ikisinin arasına girdi ve güldü.

"Burada ne yapıyorsunuz?"

Hyunjin boğazını temizleyerek Hyunguna keskin bir bakış attı.

"Hyunjin bana şarkınızın dans hareketlerini öğretiyordu-"

"Dansımızın mı? Woah! Hangisi?"

Bang Chan aralarına girip Sarah'nın lafını kesti.
Herkes gayet mutlu görünüyordu.

Hyunjin mutsuzca mırıldandı,

"Hellevator."

Tüm üyeler ikisinin yanında toplanmış kıkırdıyordu. Atmosfer güzeldi, üyeler neşeliydi fakat Hyunjin surat asmıştı.

Changbin heyecanla Sarah'nın koluna yapışıp elini Sarah'nın başına yaklaştırdı ve boylarını karşılaştırdı.

"Aha! Artık uzun olduğum birileri var!"

Sarah Changbin'e güldü.

"Dua et tek ben kısayım. Bizim kızlar senden uzun."

Sarah'nın bu dediklerine üyeler kahkaha atmıştı. Hyunjin Sarah'nın dediklerine gülüyordu ama Changbin'in ona olan yakınlığı da sinirini bozuyordu.

"En yakın olduğumuz grup sizsiniz fakat doğru düzgün tanışamadık. Birbirimizi tanısak nasıl olur?"

Felix heyecanlı ses tonuyla konuşup ellerini çırptığında Jeongin de ona katıldı. Üyeler de kabul ettiğini belirten mırıldanmalar çıkardığında Sarah gülümsedi.

"Olur, tabii. Bir gün mutlaka bunu yapmalıyız."

"Aslında Hyunjin seni çok iyi tanıyor ama-"

Han, rahat bir ses tonuyla konuşup kıkırdadığında Hyunjin'in sert bakışlarına maruz kalıp susmak zorunda kalmıştı.

"Saçmalıyor. Lütfen onu kâale alma."

Sarah kaldırdığı kaşını indirip çantasını omzuna taktı. Kapıdan çıkmadan önce üyelere ve özellikle de Hyunjin'e gülümseyip el salladı.

"Daha sonra tekrarlarız Hyunjin. Görüşürüz millet!"

Hepsi ona selam verdikten sonra Sarah pratik odasından ayrıldı.

Hâlâ üzerindeki o gereksiz mutluluğu anlamamıştı.

Bir şeyler oluyordu sanki.








*•.¸♡  ♡¸.•*

Ben bir beyefendiye aşık oldum adı da Hyunjin ;(

Gel evlenelim nolur naz yapma :*

Ankete yanıt vermeyenler olmuş. Kırıldım açıkçası.

Her neyse oy vermeyi unutmayın, öptüm muah.

Hidden Stranger Where stories live. Discover now